MAHKEMESİ : İstanbul 3. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 19/12/2013NUMARASI : 2012/169-2013/308Davacı tarafından açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahiller A.. A..., A. Finansal Kiralama A.Ş. ve K.. S.. ile P. Ayakkabıcılık İth. İhr. San. ve Tic. A.Ş. vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacılar vekili, müvekkillerinden E. Tekstil Sanayi A.Ş'nin çorap üretimi ile iştigal ettiğini, T. Tekstil Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti.'nin ise bu ürünleri pazarladığını; sermaye ve ortaklık yapısının benzer olduğunu ve karşılıklı mali durumlarının birbirini etkilediğini; dünya genelinde oluşan ekonomik olumsuzluklardan etkilenen şirketlerin siparişlerinde önemli bir daralma ve bu nedenle nakit akışında azalmalar başladığını, ödemeler dengesinin bozulduğunu; sunulan iyileştirme projesi kapsamında borca batıklıktan kurtulabileceklerini ileri sürerek, iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece iddia, müdahil beyanları, kayyım ve bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre; E. AŞ'nin borca batıklık tutarının (-) 1.650.692,52 TL, T. Ltd.'in (-) 143.238,27 TL olduğu, sunulan iyileştirme projesinin uygulamaya konulduğu ve hedeflerin gerçekçi olduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, müdahiller A. T. K.Bankası AŞ., A.F.Kiralama AŞ. ve K.. S.. ile P. Ayakkabıcılık İth. İhr. San. ve Tic. AŞ. vekilleri temyiz etmiştir. İflasın ertelenmesini isteyen kooperatif ve sermaye şirketlerinin borca batık durumda bulunması (bir diğer ifade ile varlıklarının rayiç değerlerinin borçlarını karşılayamaması), fevkalade mühletten yararlanmamış olması ve sunacakları iyileştirme projesi kapsamında mali durumlarının ıslahının imkân dâhilinde görülmesi gerekir (İİK.m.179). Gerek borca batıklığın ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tespiti özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bu değerlendirmelerin yapılması için bilirkişi görüşüne başvurulmalıdır (HMK.m.266). Hâkim de bu raporla o konudaki özel ve teknik bilgi ihtiyacını giderebilmeli ve raporun hukuka uygunluğunu denetlemelidir. Projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve/veya kârlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tespit edilmeli, diğer proje unsurları için de bilimsel veriler değerlendirilmelidir. Davacı şirketlerin borca batık oldukları dosya içeriği ile sabittir. Bu durumda incelenmesi gereken husus projelerin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava dilekçesi ekinde sunulan projede ortakların ilişkide oldukları şirketlerin kaynak sağlayacağı, ortak taşınmazlarının teminat gösterileceği, ortakların nakdi katkı sağlayacakları gibi hususlar belirtilmişse de süreç içinde bu yönde bir girişim rapor edilmemiştir. Profesyonel yönetici alınacağına ilişkin proje kalemi çerçevesinde şirkette istihdam edilmeye başlayan avukatın da ne gibi katkı sağladığı belirtilmemiştir. Yeni Türk Ticaret Kanunu'na uyum sağlamanın, şirketlere ne gibi mali avantaj sağlayacağı noktasında bir açıklık da bulunmamaktadır. Daha sonra, bilirkişilerin önerisi ve mahkemenin 03.08.2012 tarihli ara kararı ile şirketler revize proje sunmaya yönlendirilmiştir. İflasın ertelenmesi mahkemenin ya da bilirkişilerin işi olmayıp, yapılması gereken şey, davacılarca sunulan projenin yasaya uygun olup olmadığının denetlenmesinden ibaret olmalıdır. Yoksa şirketlere projede bulunması gereken hususlara ilişkin yol göstermek ve buna göre projenin düzeltilmesini istemek bilirkişilere ve mahkemeye görev olarak verilmemiştir. Nitekim verilen revize projeden sonra alınan raporlardan da şirketlerin gözle görülür bir iyileşme sergilemediği anlaşılmaktadır. 17.07.2012 günlü raporda E. AŞ’nin borca batıklık tutarı 2.374.214,74 TL çıkmışken, 17.04.2013 günlü raporda bu tutarın artarak 2.531.377,28 TL’ye bâliğ olduğu; T. AŞ’nin 17.07.2012 günlü raporda borca batıklık tutarının 364.740,21 TL olduğu ve 17.04.2013 günlü raporda, herhangi bir detaya yer verilmeden yaklaşık % 50 oranında iyileştiği belirtilmiştir. E. AŞ’nin ilave sermaye arttırımına rağmen ödenmemiş 632.480,04 TL sermaye taahhüdü bulunduğu ve dönem zararının da 1.807.965,41 TL’ye ulaştığı bilirkişi raporu ile sabittir. Bu hali ile bilirkişilerin 17.10.2012 tarihli ek raporda, sunulan revize projeyi ciddi ve inandırıcı bulmalarına rağmen bunun uygulanmasında beklenen iyileşmenin görülmediği anlaşılmaktadır. E. AŞ’nin 2011 yılındaki zarar oranının % 12,32; 2012 yılının ilk beş ayında % 72,52 olduğu 17.07.2012 raporda belirtilmiş, revize projede de net % 15 beklendiği gösterilmiş ise de 17.04.2013 günlü raporda zararın % 10,8 oranında arttığı anlaşıldığına göre revize projenin dahi gerçekleştirilemediği açıktır. Bu durumda mahkemece İcra ve İflâs Kanunu'nun 179. maddesi çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, erteleme kararı verilmesi doğru görülmemiştir. İflasın ertelenmesi yargılaması sırasında verilen ihtiyati tedbirlerin, yargılama sonunda verilecek kararla sağlanacak korumalardan fazla olmaması; bir diğer ifade ile İcra ve İflâs Kanunu'nun 179/a ve 179/b maddelerinde gösterilen yasakları aşmaması gerekir. Özellikle maddi hukuka dayalı takas, mahsup, hapis hakkı ve temlik uygulamaları tedbiren dahi olsa durdurulamaz. Öte yandan finansal kiralama, davacı şirketlerin kullandığı makinelerin bir kısmını elde etme metodu olup, bunların taksitleri ticari borçlar gibi sayılmamalı ve faaliyet giderlerinden kabul edilmelidir. Bir başka anlatımla bunların ödenmemesi ya da erteleme kapsamında geciktirilmesi 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’na ve taraflar arasındaki sözleşmeye aykırıdır. Hukuki mülkiyeti başkasına ait üretim araçları ile üretim yaparak, bir yandan bu makinelerin yıpranmasına neden olunması, öte yandan gelir elde edilmesi ve fakat finansal kiralayana ödenmesi gereken taksitlerin ödenmemesi düşünülemez. Bu itibarla özellikle finansal kiralama sözleşmesinin feshinden sonra, malın iadesine dair alınan ilamların icraya konulması da iflasın ertelenmesi kapsamında takip yasağının dışında tutulmaktadır. Açıklanan ilkeler çerçevesinde finansal kiralamaya konu mallar hakkındaki teslim yasağı da İcra ve İflâs Kanunu'nun 179/b maddesinin kapsamı dışında olup, aksi yöndeki ihtiyati tedbir kararlarının da bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.