Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8187 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3036 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İzmir 12. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 13/12/2013NUMARASI : 2012/87-2013/581Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen 09.03.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin davalı arsa sahipleri tarafından haksız yere feshedildiğini, müvekkilinin sözleşmeden doğan edimlerini ifa amacıyla yatırdığı harçlar ile mimari proje çizimi için yaptığı masrafların tahsili için başlattığı icra takibinin davalıların haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazının iptali ile %40 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, sözleşmenin imzalanmasından bu yana 5 yıl geçmesine rağmen davacı yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğini, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini, harç makbuzlarının müvekkilleri adına düzenlendiğini, bu nedenle harçların ödendiğine dair iddianın davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, davalılar dışında kalan paydaşlarla sözleşme yapmadan mimari proje hazırlattırılma iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen ek bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; inşaat sözleşmesinin üzerinden 5 yıl geçtiği, davacı yüklenicinin Kültür ve Tabiat Varlığı olduğu belirtilen sözleşme konusu taşınmaz ile ilgili imar uygulaması ve şüyulandırılma işlemleri için Belediye Başkanlığı'na başvuruda bulunduğu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'na başvuruda bulunduğunu ise ispatlayamadığı, bu işlemlerin ne kadar sürebileceğinin net olarak belirlenemediği, davalıların sözleşmeyi fesihte haklı oldukları, davacının masraflarını davalılardan talep edemeyeceği, davacının takibinde kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın ve davalı tarafın tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2) Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davacı yüklenici tarafından yapıldığı ileri sürülen harç ve masrafların istirdadı için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, sözleşmenin davalı arsa sahipleri tarafından haklı nedenle feshedildiği tespit edilmiş olup, davacı yüklenicinin bu durumda müsbet ya da menfi zararını isteyemeyeceği açık ise de, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak arsa sahipleri yararına yaptığı masrafları talep edebilir.Dava tarihinde yürürlükte olan 818 Sayılı BK'nın 61/son maddesinde (TBK'nın 77.) bu kural "...muteber olmayan bir sebebe istinaden ahzolunan şeyin iadesi lazımdır." şeklinde ifade edilmiştir. Burada borç sebebi gerçekleşmediği halde, iş sahibinin malvarlığından bir zenginleşme, yüklenicinin malvarlığında ise bir azalma söz konusudur. Ancak, iş sahibinin malvarlığında bir çoğalmadan söz edilebilmesi için, yapılan işlerin onun işine yaraması gerekir. Bu durumda mahkemece, davacı yüklenici vekilinden icra takibinin dayanağı olan ödeme belgelerinin asıllarının istenmesi, belge asılları sunulduğu takdirde, bu belgelerin elinde olmasının ödemelerin davacı tarafından yapıldığına karine teşkil edeceği gözetilip gerekirse ödemeleri tahsil eden ilgili kurum ve kuruluşlarla yazışma yapılarak, taraf delilleri değerlendirilmek suretiyle ödemelerin davacı yüklenici tarafından yapıldığı tespit edilirse, dosyaya sunulan ödeme belgeleri ile yapılan masrafların davalı arsa sahiplerinin yararına olup olmadığı, davacı yüklenicinin 818 sayılı BK'nın 61/son maddesi hükmüne göre, bu bedelleri talep edip edemeyeceği tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.