MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 31/10/2013NUMARASI : 2012/3-2013/409Taraflar arasındaki tazminat, kal davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, davalı yüklenici ile müvekkili arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müvekkiline verilecek olan 8 dairenin, süresinde teslim edilmediğini, dairelerin sözleşmede kararlaştırılan 105 m²'den daha küçük yapıldığını, projeye aykırı çatı katı yapılması nedeniyle çatının üzerine oluk, baca ve dere yapılmadığından çatıdan dairelere su girdiğini, yine bodrum katın projesine uygun yapılmadığını, yoldan giriş rampası yapılmadığı gibi, projeye göre bodrum kata otopark, sığınak, merdiven boşluğu ve WC-duş yapılması gerekirken, bodrum katın tamamının düğün salonu olarak yapıldığını ileri sürerek, şimdilik kira tazminatı olarak 6.000,00 TL, çatı katının eksik yapılması ve çatı katından oluşan zarar nedeniyle 3.000,00 TL, dairelerin küçük yapılması nedeniyle 10.000,00 TL olmak üzere toplam 19.000,00 TL'nin davalıdan tahsili ile plan ve projeye aykırı yapılan kısımların yıkılmasını talep ve dava etmiş; ıslahla dairelerin küçük yapılması nedeniyle talep ettiği 10.000,00 TL'yi 80.000,00 TL'ye artırmıştır. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 72.120,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline dair verilen kararın, taraf vekillerince temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 16.09.2011 tarih ve 2010/2594 E, 2011/5114 K. sayılı ilamıyla, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddiyle, teslimde gecikilen 3 ay 9 günlük süre yönünden gecikme tazminatının karar altına alınması gerekirken, sözleşmede bir hüküm bulunmadığı halde üç ay ruhsat alma süresi düşülmek suretiyle sadece kalan 9 günlük süre için gecikme tazminatının tahsiline karar verilmesinin doğru olmadığı, davacıya ait sekiz adet dairenin her birinin brüt yüzölçümlerinin 105 m²'den küçük olup olmadığı ayrı ayrı hesaplatılıp küçük yapılan toplam miktar bulunmak suretiyle bu konudaki istemin değerlendirilmesi ve bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiği belirtilerek davacı yararına; davalı yüklenici şirketin iskân alma yükümlülüğünün bulunduğu, projeye aykırı yapılaşmalar sebebiyle iskân verilemeyeceğinin anlaşıldığı, davalı yüklenici şirkete bodrum katı ve çatıdaki imara ve projeye aykırılıkların, gerekirse ek proje de yaptırılmak suretiyle giderilmesi için süre tanınmasından sonra taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılarak rapor alınması ve sonucuna göre davacı arsa sahibinin bu konuda bedel isteminde bulunmadığı, kal isteminde bulunduğu gözönünde bulundurularak, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı yüklenici şirkete bodrum katındaki ve çatıdaki imara ve projeye aykırılıkları gidermesi için süre verildiği, verilen süreye rağmen davalının aykırılıkları gidermediği, projeye aykırı kısımların kal'i gerektiği, davacının, 3 ay 9 günlük gecikme tazminatı için 6.600,00 TL, dairelerin küçük yapılmasından doğan zararı için 60.672,00 TL ve dairelerdeki hasarın giderilmesi için 2.000,00 TL olmak üzere 69.272,00 TL zararının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 69.272,00 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline taşınmazın projeye uygun olmayan bölümlerinin kal'ine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2) Davalı vekilinin, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak dairelerin küçük yapılmasından kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;HMK'nın 266/1. maddesi, "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir" hükmünü içermektedir. HMK'nın 281 ve 282. madde hükümlerinde de hakimin bilirkişi raporunu diğer delillerle birlikte serbestçe takdir edeceği, ancak bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor ya da sözlü açıklama isteyebileceği gibi, başka bir bilirkişiden rapor alabileceği öngörülmüştür. Mahkemece, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamına uyulmuş ise de, bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamından sonra alınan bilirkişi kurulu raporunda, davacıya ait 8 dairenin brüt yüzölçümleri, zeminde ölçüm yapılmaksızın İstanbul İmar Yönetmeliğine dayalı olarak oranlama yapmak suretiyle belirlenmiş ve bozma ilamında 105 m²'den küçük yapılan dairelerin toplam miktarı bulunmak suretiyle bu konudaki istemin değerlendirilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, 105 m²'den küçük yapılan daireler ile büyük yapılan daireler birlikte değerlendirilerek ortalama yüzölçümü üzerinden hesaplama yapılmış ve önceki bilirkişi raporlarındaki görüşlere katılma ve ayrılma sebepleri açıklanmamış, raporlar arasındaki çelişki de giderilmemiştir. Bu durumda mahkemece, yeni bir uzman bilirkişi kurulu refakatinde keşif ve inceleme yapılıp Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamında belirtildiği şekilde, 8 adet dairenin brüt yüzölçümlerinin yerinde ölçülmesi ve mimari proje üzerinden de ölçümlerin karşılaştırılması suretiyle küçük yapılan daireler yönünden toplam miktarı belirleyen; önceki raporlar arasındaki çelişkiyi gideren ve raporlardan ayrılma sebeplerini açıklayan; ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.