Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7880 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6761 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : . Asliye Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki kooperatifin ihyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, davalı kooperatifin ... toplu konut alanı alt yapılı arsa arzı projesi kapsamında, kendine arsa tahsis edilen kooperatiflerden birisi olduğunu, müvekkili birliğin tahsis ettiği arsalara yapılan genel altyapı, sosyal altyapı ve çevre düzenlemesi yatırımları da dahil 31.12.2008 tarihi itibariyle gerçekleştirilen yatırımların tespiti ve buna göre kesin hesabın çıkartılıp müzakere edilmesi için 03.01.2009 tarihinde yapılacak toplantının kooperatiflere bildirildiğini, yapılan toplantıda giderlerin üye kooperatiflerden alınmasının karara bağlandığını, davalı kooperatifin ödemesi gereken borç tutarının 14.267,47 TL olarak belirlendiğini, bu hizmet bedelinin tahsili amacı ile kooperatif hakkında takip başlatıldığını, sicil memurluğunun 17.05.2012 tarihli yazısından davalı kooperatifin tasfiye edilerek sicilden kaydının silindiğinin öğrenildiğini ileri sürerek, kooperatifin ihyasını talep ve dava etmiştir.Davalılar H.. G.., İ.. K.. ve A.. A.., davacıya olan tüm ödemelerin zamanında ve eksiksiz olarak yapıldığını, herhangi bir borç bulunmadığını, davacı birliğin kooperatifin tasfiyesinden 3 yıl sonra alacak iddia etmekte haksız ve kötüniyetli olduğunu, tasfiyeye yönelik ilanın ticaret sicili gazetesinde yapılmasına rağmen davacı birliğin herhangi bir itirazda bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı ... davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 98. maddesi yollaması ile ihtilafta uygulanması gerekli 6762 sayılı Yasa'nın anonim şirketin tasfiyesine yönelik hükümlere göre kooperatifin borç ve alacakları belirlenip borçlar ödendikten sonra kalan para varsa dağıtımı sonrası tasfiyenin sonlandırılması gerekeceği, tasfiyenin kapanış tarihi gözönünde bulundurulduğunda davacı birlik tarafından önceye dayalı alacak iddiasında bulunulduğu, bu iddianın araştırılması gerektiği belirtilerek, ... Konut Yapı Kooperatifi'nin ihyasına karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili ve davalı tasfiye memurları vekili temyiz etmiştir.1-Dava, kooperatifin ihyası istemine ilişkindir. Ticaret ortaklıklar gibi, kooperatifin de tüzel kişiliği bulunmaktadır. Kooperatifin tüzel kişiliği, ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için de, tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, kooperatifin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi, aynı zamanda Borçlar Hukukuna ilişkin bir hukuki işlem olup, bu karar ve işlemin hataya dayanması karşısında gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hataya veya kasta dayalı, şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasının gerek o işlemi gerçekleştirenlerce, gerekse bundan zarar görenlerce istenebilmesi Borçlar Hukukunun temel kurallarından biridir. Buna yönelik düzenlemeye 6762 sayılı TTK hükümlerinde yer verilmemişse de, TTK'nın 1. Maddesi yollaması ile Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde, hataya dayalı bir hukuki işlemin düzeltilmesine olanak tanınması kaçınılmazdır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 27.01.1999 gün ve 10-1 E; 1 K; 06.06.2007 tarih ve 10-358 E; 337 K. sayılı ilamları bu yöndedir.) Bu tür davalarda somut olayda olduğu gibi husumet, tasfiye işlerini eksik bırakarak, tasfiyeyi sonra erdiren en son görevdeki tasfiye kurulu üyeleri ile, terkin işlemini yapan yasal hasım Ticaret Sicil Memurluğu'na yöneltilmelidir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 98. madde hükmü yollamasıyla uygulanması gereken ve dava tarihinden sonra 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nın 547. maddesi,“(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi'nden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü içermektedir.Bu durumda, mahkemece, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'da ihya davasına ilişikin bir düzenleme bulunmadığından, 6102 sayılı TTK'nın 547/2. maddesi uyarınca kooperatifin anılan dosya ile sınırlı olmak üzere ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmak üzere son tasfiye memurlarının veya yeni bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın tescil ve ilanına, kararın bir örneğinin tescil ve ilan için Ticaret Sicil Memurluğu'na gönderilmesine karar verilmemesi doğru olmuştur. Öte yandan, tüzel kişiliğin Ticaret Siciline tescili ve sicilden terkini ile görevli olan ve tasfiye sonrasında terkin işlemini yapan Ticaret Sicil Memurluğu, tüzel kişiliğin ihyası davasında yasal hasım konumunda bulunmaktadır. Bu itibarla, davanın niteliği gereği kendisine husumet düşen yasal hasım Ticaret Sicil Memurluğu'nun, davanın açılmasına sebebiyet vermediği gözetilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması doğru olmuştur. Diğer yandan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 81/2. ve anasözleşmenin 85/2. maddesinde ''Konut yapı kooperatifleri, anasözleşmede gösterilen işlerin tamamlanması ve ferdi mülkiyete geçilip, konutların ortaklar adına tescil edilmesiyle amacına ulaşmış sayılır ve dağılır.'' hükmüne yer verilmiş olup, tasfiye sırasında nelerin yapılacağı anasözleşmenin 87. maddesinde gösterilmiştir. Bu durumda, mahkemenin tasfiyenin anonim şirketin tasfiyesine yönelik hükümlere göre yapılıp sonlandırılması gerektiğine ilişkin gerekçesi isabetli olmamış ise de, bunun sonuca bir etkisi olmamıştır. Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı tasfiye memurları vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Davalı tasfiye memurları, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 81/5 ve 6, anasözleşmenin 87. maddesi uyarınca görevi olan tasfiyesi gereken hususları eksik bırakarak tasfiye işlemlerini gerektiği gibi tamamlamamış olduklarından, mahkemece, davanın açılmasına sebebiyet verdikleri ve yasal hasım konumunda bulunmadıkları gözetilerek, harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaları gerekirken, aksi düşünce ile yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, bakiye karar ve ilam harcının davacıdan tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı tasfiye memurları vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının kararı temyiz eden tasfiye memuru davalılardan alınmasına, davacıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.