Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7872 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3274 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İzmir(Kapatılan) 13. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 08/10/2013NUMARASI : 2013/38-2013/208Taraflar arasındaki kayıt kabul davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, iflas idaresince düzenlenen 08.01.2013 tarihli ek sıra cetvelinde, Çakabey Vergi Dairesi Müdürlüğü adına 2.545.059.09 TL alacak kabul edildiği halde, 88.895,43 TL İl Özel İdare payı ile 53.633.03 TL orman payı olmak üzere toplam 142.528,46 TL alacak kaydı taleplerinin reddedildiğini, oysa 6183 sayılı Yasa'dan doğan alacaklarının tamamının kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek, toplam 142.528.46 TL alacağın kayıt kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, aynı alacak kalemleri için Orman İşletme Müdürlüğü ile İl Özel İdare Müdürlüğü tarafından yapılan başvuruların kabul edildiğini, davacının mükerrer talepte bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.10.09.2013 tarihli duruşmaya katılan davalı müflis şirket iflas idaresi vekili, müvekkili şirketin iflasının ertelenmesi talepli davada, mahkemece iflasa dair verilen kararın Yargıtay tarafından bozulduğunu, iflas erteleme davasının devam ettiğini, bu nedenle davaya B. A.Ş. vekili olarak devam edeceklerini bildirerek, İflas İdaresi vekillerinin önceki beyanları tekrarlamıştır.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; sıra cetveline dayanak İzmir 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/202 Esas 2012/133 Karar sayılı B. A.Ş.'nin iflasına ilişkin kararının, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin 2012/5880 E, 2013/831 K sayılı kararı ile bozulduğu ve iflas kaydının kapatıldığı, bu nedenle davanın konusuz kaldığı, yargılama giderleri yönünden yapılan incelemede, davacı tarafın alacak kaydına ilişkin talepler aşamasında herhangi bir masraf yatırmadığı, dava konusu sıra cetvelinin en son Ticaret Sicil Gazetesinde 14.01.2013 tarihinde ilan edildiği ve İİK'nın 234. maddesi kapsamında davanın süresinde açılmadığı, davacıya İflas Müdürlüğü'nce yapılan bildirimin bilgi mahiyetinde olduğu gerekçesiyle, konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına, yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-İİK'nın 234/1. maddesi, "iflas idaresi sıra cetvelini iflas dairesine verir ve alacaklıları 166. maddenin 2. fıkrasındaki usule göre ilan yoluyla haberdar eder." hükmünü, İİK'nın 235/1. maddesinin ilk iki cümlesi "Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur." hükmünü içermektedir. İİK'nın 234/2. madde hükmü uyarınca yapılan tebligat bilgi verme mahiyetinde olup, dava açma süresi bu tebligat ile başlamaz. Bu madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, iflas, sıra cetveline itiraz davaları süreye tabi olup, bu süre kural olarak sıra cetvelinin İcra ve İflas Kanunu'nun 166. maddesinde gösterilen usulde ilanından itibaren işlemeye başlar. Eğer davacı aynı Kanun'un 223. maddesine göre tebliğe elverişli adres gösterir ve gerekli masrafı avans olarak yatırırsa, süre kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanır. Mahkemece de, son ilan tarihinden itibaren davanın süresinde açılmadığı sonucuna doğru olarak varılmıştır. Ne var ki, HMK'nın 115/2. maddesi uyarınca mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Bu durumda mahkemece, davanın hak düşürücü süre içinde açılmış olmasına ilişkin özel dava şartının noksanlığı gerekçesiyle HMK'nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, süresinde açılan davalar ile ilgili gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış ise de; harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden sonuç değişmeyeceğinden, kararın HUMK'nın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasının 1. paragrafı çıkarılarak yerine, "Davanın HMK'nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine" ibaresi yazılmak suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.