MAHKEMESİ : Bodrum 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/12/2013NUMARASI : 2009/1033-2013/1064Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkili yüklenici ile davalı ve diğer arsa malikleri arasında adi yazılı arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirdiğini, imar durum belgesi, çap ve kroki almak ve diğer işleri takip etmek üzere davalının Bodrum 2. Noterliği'nin 17.01.2002 tarihli 14873 yevmiye numaralı belgesiyle S. E. adlı kişiye vekaletname verdiğini, tüm arsa sahiplerinin birlikte hareket ederek inşaatın yapılmasına nezaret ettiklerini, inşaat bittikten sonra da Tapu Sicil Müdürlüğü nezdinde 31.12.2003 tarihinde kat irtifaklarının kurulduğunu, diğer arsa sahiplerinin müvekkiline karşı yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, sadece davalının pay devri yapmadığını ileri sürerek, .l Blok Zemin .. kat .. numaralı bağımsız bölümde, davalıya ait payın iptali ile müvekkili adına tescilini, olmadığı takdirde yapılmış olan işin piyasa rayici olan 33.000,00 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı ile sözleşme yapılmadığını, taşınmazı üzerinde yanlış ve uygunsuz inşaat yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 29.05.2009 tarih, 1945 E., 3229 K. sayılı ilamıyla, diğer temyiz itirazlarının reddiyle, arsa payı karşılığı inşaat yapımı sözleşmelerinde yüklenicinin iş bedeli olarak kararlaştırılan arsa payına hak kazanabilmesi için aksi sözleşme ile kararlaştırılmadıkça inşaatı, sözleşme ve eklerine, tasdikli projesine, inşaat ruhsatına ve imara uygun olarak tamamlayıp arsa sahibine tesliminin zorunlu olduğu, davacı dışı arsa sahiplerince imzalanan adi yazılı sözleşmede iskân alınması yükümlülüğünün davacıya ait olduğu, dava açıldıktan sonra yapı kullanma izin belgesi alınmış ise de, yapı kullanma izin belgesinin iptal edildiği ve binalara ilaveler yapıldığından yıktırılması ile arsa sahiplerinin para cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği, bu durumda mahkemece ilgili belediyeden işlem dosyasının tamamı celbedilip konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle mahallinde yeniden keşif yapılarak ve ilgili belediyesinden de araştırılarak inşaatlardaki imara ve ruhsata aykırılıkların giderilmesinin ve yasal hale getirilmesinin mümkün olup olmadığının saptanması, yasal hale getirilmesinin mümkün olması halinde davacı yükleniciye bu konuda yeterli süre ve yetki verilerek inşaatların yasal hale getirilmesi ve yapı kullanma izin belgesinin yeniden alınmasının sağlanması, yükleniciye verilecek mehilin sonuçsuz kalması halinde ya da yasaya aykırılılığın giderilmesi ve inşaatın yasal hale getirilmesinin mümkün olmaması durumunda davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuş olup; mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava konusu 11 nolu bağımsız bölümün yasal hale gelmiş olduğu ve yapı kullanma izin belgesi alındığı gerekçesiyle, dava konusu taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Mahkemece, uyulmasına karar verilen Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamında, "Yüklenicinin iş bedeli olarak kararlaştırılan arsa payına hak kazanabilmesi için aksi sözleşme ile kararlaştırılmadıkça inşaatı sözleşme ve eklerine, tasdikli projesine, inşaat ruhsatına ve imara uygun olarak tamamlayıp arsa sahibine tesliminin zorunlu olduğu, dava konusu taşınmaz üzerinde yapılan inşaata ait yapı kullanma izin belgesinin iptal edildiği ve yine aynı belediyenin 07.06.2007 gün 130 sayılı encümen kararına göre İmar Kanunu’nun 32. maddesine aykırı olarak binalara ilaveler yapıldığından yıktırılmasına ve arsa sahiplerinin para cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği, mahkemece ilgili belediyesinden işlem dosyasının tamamı celbedilip konusunda uzman bilirkişiler marifetiyle mahallinde yeniden keşif yapılarak ve ilgili belediyesinden de araştırılmak suretiyle inşaatlardaki imar ve ruhsata aykırılıkların giderilmesinin ve yasal hale getirilmesinin mümkün olup olmadığının saptanması, yasal hale getirilmesinin mümkün olması halinde davacı yükleniciye bu konuda yeterli süre ve yetki verilerek inşaatların yasal hale getirilmesi ve yapı kullanma izin belgesinin yeniden alınmasının sağlanması, yükleniciye verilecek mehilin sonuçsuz kalması halinde ya da yasaya aykırılığın giderilmesi ve inşaatın yasal hale getirilmesinin mümkün olmaması durumunda davanın reddi kararı verilmesi " gerektiği belirtilmiştir.Mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda, inşaatın tümündeki imara ve ruhsata aykırılıkların giderilmesinin ve yasal hale getirilmesinin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekirken, sadece dava konusu edilen .. numaralı bölümdeki imara ve ruhsata aykırılıkların giderilmesi yönünde davacı tarafa süre verilerek karar verilmiştir. Bozma ilamından sonra alınan 08.02.2013 tarihli bilirkişi raporunda, tüm inşaatlar için tadilat projesi yapılmadığı açık olarak tespit edilmiştir. Bu durumda mahkemece, inşaatın tamamındaki imara ve ruhsata aykırılıkların giderilmesinin ve yasal hale getirilmesinin mümkün olup olmadığının araştırılması ve yasal hale getirmenin mümkün olması halinde davacıya tüm inşaat yönünden imar ve ruhsata aykırılıkları gidererek yasal hale getirmesi ve yeniden yapı kullanma izin belgesi alması için yeterli süre ve yetki verilmesi, yüklenicinin yetki ve süre istememesi ya da isteyip te verilen yetki ve süreyi kullanmaması ya da süresinde bu işlemleri yapmaması veya aykırılıkların giderilmesinin mümkün bulunmadığının tespiti halinde davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bozma ilamının yanlış yorumlanması suretiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru olmamıştır.Gerekçeli karar başlığında, 02.12.2004 olan dava tarihinin, 20.10.2009 olarak yazılmış olması da hatalı olmuştur.2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.