MAHKEMESİ : İstanbul (Kapatılan) 26. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 17/12/2013NUMARASI : 2012/152-2013/244Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. H.. E.. ile davalılardan V. Gayrimenkul, A. V. O. M. O. O. G. Adi Ortaklık, M. İnş. Tic. ve San. Ltd. Şti, V. S.A. vekilleri Av. S.. S.. ve A. İnş. Ltd. Şti., A. İnş. Turizm A.Ş. vekilleri Av. O.. K.. gelmiş, diğer davalılardan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacı vekili, müvekkili ile davalılardan V. Gayrımenkul A.Ş. arasında 28.06.2010 tarihinde “Gizlilik Sözleşmesi”, 30.03.2011 tarihinde “Stratejik İşbirliği ve Proje Geliştirme Sözleşmesine İlişkin Sözleşme Başlıkları Taslağı” ve bunların yanında davacı ile tüm davalılar arasında “Proje Yönetimi Sözleşmesinin” imzalandığını, imzalanması gereken “Stratejik İşbirliği ve Proje Geliştirme Sözleşmesinin” imzalanmadığını, sözleşmeye konu olan yerin eski Likör Fabrikası olduğunu, davacının üzerine düşen edimlerini yerine getirdiğini, “Stratejik İşbirliği ve Proje Geliştirme Sözleşmesinin” imzalanmaması ve “Proje Yönetimi Sözleşmesinin” ihlal edilmesi nedeniyle zararının doğduğunu, “Stratejik İşbirliği ve Proje Geliştirme Sözleşmesinin” imzalanmaması nedeniyle doğan zarardan davalılardan V. Gayrımenkul A.Ş. ve Viatrans S.A.’nın, “Proje Yönetimi Sözleşmesinin” ihlal edilmesi nedeniyle doğan zarardan tüm davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek, davacı zararlarının tespitine, “Stratejik İşbirliği ve Proje Geliştirme Sözleşmesinin” imzalanmaması nedeniyle doğan zarardan şimdilik 10.000,00 USD’nin davalılardan V. Gayrımenkul A.Ş. ve V. S.A.’dan temerrüt faiziyle tahsiline, “Proje Yönetimi Sözleşmesinin” ihlal edilmesi nedeniyle doğan zarardan şimdilik 10.000,00 USD’nin tüm davalılardan temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, davanın usul ve esastan reddini istemişlerdir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, “Stratejik İşbirliği ve Proje Geliştirme Sözleşmesine İlişkin Sözleşme Başlıkları Taslağında” sadece davalılardan V. Gayrimenkul A.Ş.’nin imzasının bulunduğu, bu davalı dışındaki diğer davalıların imzasının bulunmadığı, adi ortaklık sözleşmesinin 10. maddesine göre, adi ortaklığı temsil yetkisinin A. İnşaat A.Ş. yönetim kurulu başkanı Y.A. ve V. Gayrımenkul A.Ş. yönetim kurulu başkan yardımcısı H.Ö.’ın ortak girişim kaşesi altında atacakları müşterek imzaları ile temsile yetkili oldukları, buna göre V. Gayrımenkul A.Ş.’nin tek başına ortak girişimi temsile yetkili olmadığı, dolayısıyla V.Gayrimenkul A.Ş. dışındaki diğer davalılar ile davacı arasında akti ilişki bulunmadığı, sözleşmelerde bu davalıların imzalarının bulunmadığı, V. Gayrimenkul A.Ş.’nin kendisi dışındaki diğer davalıları temsil yetkisinin olmadığı, diğer davalıların V. Gayrımenkul A.Ş.’yi kendilerini temsil etmesi hususunda yetkilendirmedikleri, bu nedenlerle davacı tarafın tazminat taleplerini bu davalılara yöneltemeyeceği, davacının ancak kendi akidi olan V. Gayrımenkul A.Ş.’ye başvurabileceği; davalı V. Gayrimenkul A.Ş. yönünden ise, davacı ile bu davalı arasında imzalanan 30.03.2011 tarihli “Stratejik İşbirliği ve Proje Geliştirme Sözleşmesine İlişkin Sözleşme Başlıkları Taslağının” bozucu şartlar maddesine göre, proje ruhsatının 6 aylık sürede alınmaması, ortak girişimin temsil ve ilzama ilişkin birlikte temsil kuralının sözleşmenin imzasından itibaren 60 gün içerisinde değiştirilmemesi, ortak girişim icra kurulunun sözleşmenin imzasını takiben 60 gün içerisinde değişmemesi sabit olduğundan ve bu bozucu şartlardan sadece birinin gerçekleşmesi halinde sözleşme kendiliğinden hükümsüz kalacağından, davacının hükümsüz sözleşme nedeniyle tazminat talep edemeyeceği; davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan “Proje Yönetim Sözleşmesi” “Stratejik İşbirliği ve Proje Geliştirme Sözleşmesine İlişkin Sözleşme Başlıkları Taslağının” eki olarak 30.03.2011 tarihinde hazırlandığı, V.Gayrimenkul A.Ş. ve davacının sadece paraf imzalarının bulunduğu, anılan taslağın eki olarak hazırlandığı nazara alındığında, geçerli ve yürürlüğe girmiş bir “Proje Yönetim Sözleşmesinin” varlığından söz edilemeyeceği gerekçeleriyle, davalılardan V.Gayrimenkul A.Ş. yönünden açılan davanın esastan, diğer davalılar yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesine dayalı alacağın tespiti ile tahsili istemlerine ilişkindir. Davanın esası hakkında 17.12.2013 tarihli ön inceleme oturumunda karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hukukumuzda ilk derece yargılamasının beş temel aşamadan oluşması öngörülmüştür. Bunlar sırası ile; dilekçelerin karşılıklı verilmesi, ön inceleme, tahkikat, sözlü yargılama ve hükümdür. Bu aşamalar içerisinde yeni olan ise ön inceleme aşamasıdır. Yargılamanın gereksiz yere uzamasının engellenmesi; mahkemenin ve tarafların yargılamada gereken hazırlığı davanın başında yapmasının sağlanması bakımından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile dilekçelerin verilmesinden sonra ve tahkikat aşamasından önce gelmek üzere "ön inceleme" adıyla yeni bir yargılama aşaması kabul edilmiştir. (H.Pekcanıtez/O.Atalay/M.Özekes, Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları, 11 Bası, 2011, s.375-376). 6100 sayılı HMK’nun 137. maddesinde, ön incelemenin kapsamı, HMK 138. maddesinde ön inceleme aşamasında dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazlar hakkında verilecek kararlar, HMK 139. maddesinde ön inceleme duruşmasına davet, HMK 140. maddesinde ise yapılması zorunlu olan ön inceleme duruşması düzenlenmiştir. 6100 sayılı HMK ön incelemenin kapsamı başlıklı 137. maddesinde; dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılacağı, 138. madde dikkate alınarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verileceği, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebileceği, ön inceleme duruşmasında tarafların iddia ve savunmaları kapsamında uyuşmazlık konularını tam olarak belirleyebileceği, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapacağı, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik edeceği ve bu hususların tutanağa geçirileceği belirtilmiştir. Ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar ile sınırlı olmak üzere tanık dinleme, belge inceleme, bilirkişi görüşü alma, keşif yapma ve yemin teklif etme gibi işlemler yapılabilir, ancak tahkikata yönelik işlemler yapılamaz.HMK 137. maddenin ikinci fıkrasında ise ön inceleme tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği ve tahkikat için duruşma günü verilemeyeceği düzenlenmiştir. Gereksiz duruşmalara ilişkin uygulamadaki eski alışkanlıkların devam etmesinin kesin olarak önüne geçilmesi amacıyla Kanun koyucu, ön inceleme aşaması tamamlanmadan ve bu aşamada alınması gereken kararlar alınmadan tahkikat aşamasına geçilmesini ve tahkikat için duruşma günü belirlenmesini kesin bir ifade ile (emredici nitelikteki bir düzenlemeyle) yasaklamıştır. (H.Pekcanıtez/O.Atalay/ M.Özekes, Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları,11. Bası, 2011, s.375-376). Tüm bu hususlar dikkate alındığında, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra öncelikle dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenmesi; bu konularda yine dosya üzerinden olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi, dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar verilmek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, 6100 sayılı HMK’nın 137 ve 140. maddelerine göre ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra, tahkikat duruşmasına geçilmesi gerekirken, 17.12.2013 tarihli ön inceleme oturumunda, ön inceleme duruşmasına son verilerek, tahkikat aşamasına ise hiç geçilmeden işin esası hakkında karar verilmiştir.Bu durumda, mahkemece, yukarıda anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde ön inceleme duruşması yapıldıktan sonra, tarafların HMK’nın 147/1. maddesi uyarınca duruşmaya davet edilmesi, bu davetle duruşmada dinlenecek taraflara HMK’nın 144/2. maddesi doğrultusunda en az iki haftalık süre verilmesi, yapılacak tahkikat duruşması sonrasında da işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu lazimeye uyulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. 2- Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düçzeltme yolu açık olmak üzere, 03.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.