Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7715 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3886 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 19/07/2013NUMARASI : 2012/843-2013/445Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 10.02.2014 gün ve 2013/7861 Esas, 2014/881 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:- KARAR -Davacı vekili, müvekkilinin üyesi olduğu davalı kooperatif tarafından 1949 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde inşa edilecek 8 no'lu bağımsız bölümün 05.07.2000 tarih 17 sayılı yönetim kurulu kararı ile müvekkiline tahsis edildiğini, davalı kooperatif ile dava dışı Kadıköy Belediyesi arasında belediyeye ait araziler üzerinde 140 adet sosyal konut inşa edilmesi hususunda anlaşma yapıldığını, ancak davalıya tahsis edilen araziler üzerinde bulunan gecekondu sahiplerinin mağdur olmaması için gecekondu sahiplerinin de kooperatife ortak olmaları hususunda dava dışı belediye ile davalı kooperatif arasında mutabakat sağlandığını, müvekkilinin de annesi ile birlikte kendilerine verilecek iki daire karşılığında mülkiyet haklarını takas ettiklerini, anlaşma uyarınca müvekkili ve diğer gecekondu sahiplerinden hiçbir alacak, hak ve aidat talep edilmeyeceğini, konutun anahtar teslimi olarak teslim edileceğini, bu konuda taraflar arasında "ibranamedir" başlıklı belge düzenlendiğini, davalı kooperatifin, inşaat işini devrettiği dava dışı yüklenici E. İnş. Taah. Ltd. Şti.'nin de 28.07.2000 tarihli noter belgesi ile aynı edimi taahhüt ettiğini, müvekkilinin kendisine düşen tüm edimi yerine getirip, taşınmazını sorunsuz olarak teslim ettiğini, genel kurullara davet edildiğini, hazirun cetvellerinde adının bulunduğunu, davalı kooperatifin 29.01.2007 tarihinde müvekkiline konutunu fiilen teslim ettiğini ve müvekkilinin 05.02.2007 tarihinden itibaren konutunda oturduğunu, davalı kooperatifin ferdi mülkiyete geçip diğer ortaklara tapusunu vermesine rağmen, müvekkiline tapunun verilmediğini ileri sürerek, bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının müvekkili kooperatifin üyesi olmasına rağmen, hiç ödeme yapmadığını, hak sahipliği iddiasının temelinin Kadıköy Belediyesi’nin gecekondu önleme çalışması nedeni ile sağlayacağı tahsis olduğunu, davacı babasından kendisine intikal edeceği varsayılan bu hak nedeni ile dava dışı annesi A. K.ın da hak sahipliği iddiasında bulunduğunu, bir üyeliğe ve bir daireye tekabül eden hak sahipliğinin davacıya mı yoksa dava dışı annesine mi ait olduğunun belli olmadığını, dava dışı A.K. tarafından yüklenici şirkete karşı açılan davanın halen devam ettiğini, müvekkilinin de bu dava sonucuna göre dava dışı yüklenici firma ile borç-alacak ilişkisini bitireceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacı tarafın kooperatif arsası üzerindeki gecekondunun yıkılması karşılığında kooperatifçe ortaklık verilerek daire tahsisi yapıldığı ve fakat tapuda tescil işleminin yapılmadığı iddiasına ilişkin yazılı bir anlaşma olmadığı, kooperatif genel kurullarında gecekondu sahiplerine daire tahsis edileceğine dair bir karar alınmadığı, davacıya aidat ödemeden konut tahsis edileceğine dair karar da bulunmadığı, bu durumda sabit fiyatlı ortaklığın söz konusu olmadığı, davacının ödeme iddiasında da bulunmadığı, davalı kooperatif kayıtlarına göre de kooperatife borcu olan tahsis sahibi davacının tescil talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen ilk kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 19.04.2012 tarih ve 170 Esas, 2975 Karar sayılı ilamıyla; dosyaya ibraz edilen tarihsiz "ibranamedir" başlıklı belgede "üyelerimizden O. K.'a ait A konut tipi 123 m² büyüklüğündeki 4. kat 8 no'lu dairenin peşinatı ve aidatının tamamı tahsil edilmiştir. Üyenin dairenin anahtar teslimine kadar kooperatife herhangi bir borcu kalmamıştır." ifadesinin yazılı olduğu, bu durumda mahkemece, taraflar bu konuda isticvap edilip ibranamedeki kooperatif kaşesi üzerindeki imzanın kime ait olduğu, bu beyanın ne anlama geldiği, bu ibraname uyarınca davalı kooperatifin hesabına para yatırılıp yatırılmadığı, yoksa davacının oturduğu gecekondudaki mevcut olduğu söylenen bir haktan dolayı mı böyle bir belgenin verilip verilmediği sorulup, araştırılarak yapılacak isticvap sonucuna göre, davalı kooperatifin kayıt, belge, defterleri, banka kayıtları, genel kurul kararları incelenip, "ibraname" başlıklı belgenin herhangi bir genel kurulda onaylanıp onaylanmadığının, ibranamede imzası bulunan kişinin tek başına kooperatifi temsil ve ilzama yetkili olup olmadığının tespit edilmesi gerektiği belirtilerek, davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, ibranamedeki kooperatif kaşesi üzerindeki imzanın davalı kooperatif yetkililerine ait olup olmadığı hususunun açıklanması için isticvap davetiyesinin tebliğ edildiği, davalı kooperatif vekili imzanın kime ait olduğunu bilmediklerini ancak kooperatifin çift imza ile temsil edildiğini beyan ederken, davacının, imzanın kooperatif yetkilisi Ali Aşkar Maraşlı'ya ait olduğunu bildirdiği, kesin süreye rağmen, davacının ibraname aslını, davalının da kooperatif yetkilisine ait imza sirkülerinin aslını dosyaya sunmadığı, 11.03.2000 tarihli 12 no'lu yönetim kurulu kararı gereği kooperatifin temsil ve ilzamının yönetim kurulu üyelerinden iki kişinin müşterek çift imzaları ile mümkün olduğu, 11.03.2000 tarihinden sonra yapılan genel kurul toplantılarında davacıya verilmiş "ibraname" başlıklı belgenin onayladığına dair bir kaydın mevcut olmadığı, ayrıca kooperatifte sabit fiyatlı ortaklık tesisine dair yönetim veya genel kurulca alınmış bir karar ve kaydın da olmadığı, sadece 26.06.2011 tarihli genel kurulda işgalcilere terketmeleri için ödenmek üzere her ortaktan ayrıca 400,00 TL alınmasına karar verildiğinin belirlendiği, 28.07.2000 tarihli taahhüdün davacı ve dava dışı şirket arasında geçerli olduğu, davacının normal statüde üye olduğu ve borcu bulunduğu, tescile hak kazanmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 10.02.2014 tarih ve 2013/7861 Esas, 2014/881 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır.Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.Dava, kooperatif ortaklığına bağlı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Dairemizin 19.04.2012 tarihli bozma ilamına uyulmuş ise de, kooperatifin banka kayıtları, defter ve belgeleri incelenmemiş, davacının oturduğu gecekondudaki mevcut bir haktan dolayı mı ibranamenin verildiği, diğer anlatımla böyle bir haktan dolayı mı daire tahsisi ve teslim yapıldığı açıklığa kavuşturulmamış olup, uyulan bozma ilamının gerekleri yerine getirilmeden eksik incelemeye dayalı olarak hüküm tesis edilmiştir.Öncelikle, hukuki uyuşmazlığın çözümü için mahkemece, tarafların ileri sürdüğü ve savunduğu hususlar çerçevesinde maddi olayın denetime de elverişli olacak şekilde aydınlatılması ve bundan sonra hukukun somut olaya uygulanması gerekmektedir."Hâkimin davayı aydınlatma ödevi" başlıklı HMK nın 31/1. maddesinde bu durum, "Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir." şeklinde ifade edilmiştir. Somut olayda, davacının, davalı kooperatifin ortağı olduğu uyuşmazlık dışıdır. Davacı tarafça sunulan Kadıköy 14. Noterliği'de düzenlenen 28.07.2000 tarih ve 26129 yevmiye nolu taahhütnamede, davacıya tahsis edilen 8 nolu bağımsız bölüm ile ilgili bedelin kooperatife peşin olarak (dava dışı) E. İnş. Taah. Ltd. Şti. tarafından ödendiği, uyuşmazlık halinde de bu şirket tarafından kooperatife ödeneceğinin davacıya taahhüt edildiği, kooperatif inşaatının yapım işçiliğinin bu şirketçe üstlenildiği, dairenin teknik şartlara göre yapılmış halinin rayiç değerinden bu şirketin davacıya sorumlu olduğu belirtilmiştir.Bu çerçevede, mahkemece, adı geçen şirket ile davalı kooperatif arasındaki arsa payı karşılığı sözleşmesi temin edilip, koooperatif defter ve belgeleri incelenerek, 8 nolu dairenin, dava dışı E. İnş. Taah. Ltd. Şti.'ye yüklenici sıfatıyla verilecek dairelerden olup olmadığı, diğer anlatımla, kooperatif kayıtlarında yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan edimin ifası karşılığında davacının ortak yapılıp yapılmadığı veya bu daire karşılığında bu şirketçe kooperatife yapılmış ödemenin bulunup bulunmadığı ve böylece dava dışı E. İnş. Taah. Ltd. Şti. ile davalı kooperatif arasında davacıya hak sağlayacak bir ilişkinin var olup, olmadığı hususlarında inceleme ve araştırma yapılarak, davanın aydınlatılması ödevi yerine getirilmelidir.Öte yandan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesi uyarınca ortaklar, hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadır. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin bedel ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe, 1163 sayılı Kanun'un 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Somut uyuşmazlıkta, genel kurulca önceden ya da sonradan açıkça alınan bir karar ile davalının peşin bedelli ortak olarak kabul edilmediğinin belirlenmesi halinde; davacı üyeden inşaat finansmanı için uzunca bir süre aidat istenilmemişse ya da bilançolarda, hesap cetvellerinde, faaliyet raporlarında, genel kurullarda ve üye kayıt defterlerinde bu yönde bir borç kaydı yer almamışsa, davalının peşin bedelli ortak olduğunun kooperatifçe zımnen benimsendiği ve sadece genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumlu olduğu sonucuna varılması gerekir.Bozma ilamı sonrası yapılan yargılamada, ibranamenin düzenlenmesine ilişkin yönetim ve genel kurulca alınan bir karar olmadığı tespit edilmiştir. Davacı tarafça, peşin bedelli üye olduğu ileri sürülmüş olup, dosya kapsamından, 05.07.2000 tarihli yönetim kurulu kararı ile davacıya tahsis edilen uyuşmazlığa konu bağımsız bölümün 29.01.2007 tarihinde davacıya teslim edildiği anlaşılmaktadır. 05.07.2000-29.01.2007 tarihleri arasında, aidat ve genel gider talep edilmemiş ise ya da sadece genel gider talep edilmiş ise peşin bedelli üyeliğin zımnen kooperatifçe benimsendiğinin kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla, kooperatifin kuruluşundan bu yana tüm genel kurul kararları, bilanço ve gelir-gider cetvellerinin öncelikle davalı kooperatiften, temin edilememesi halinde anasözleşmenin 40. maddesi uyarınca ilgili Ticaret Sicil Memurluğu'ndan ya da anasözleşmenin 41. maddesi uyarınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü'nden istenip, davacının üyeliğinin ne şekilde oluştuğu hususlarında yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda inceleme yapılıp, davacının bu ilkelere uygun olarak açıkça ya da zımnen peşin bedelli üye yapılıp yapılmadığı üzerinde durularak, peşin ödemeli ortak mı, normal statülü ortak mı olduğunun belirlenmesi, davalı ile dava dışı E. İnş. Taah. Ltd. Şti. arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca 8 nolu dairenin yükleniciye düşen dairelerden olup olmadığı veya bu sözleşmedeki bir hüküm kapsamında ya da yüklenicinin ayrı bir ödemesi ya da bir edimi karşılığında davacıya tahsis edilip edilmediği araştırılıp, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde yapılacak araştırma sonucu davacının açıkça genel kurul kararı uyarınca ya da zımnen peşin ödemeli ortak olduğunun tespiti halinde kendisiyle eşit konumda bulunan peşin bedelli diğer ortaklara tahsis edilen dairelere ilişkin tapuları genel gider borçlarına rağmen verildiyse, davanın kabulüne; aksi halde, şimdiki gibi, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu şekilde araştırma yapılması gerektiği anlamına gelen bozma ilamının gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği belirtilerek, hükmün bozulması gerekirken, onandığı anlaşılmakla, davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile onama kararının kaldırılarak, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 10.02.2014 tarih ve 2013/7861 Esas, 2014/881 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yerel mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, evvelce alınan temyiz peşin harcı ile karar düzeltme peşin harcının istek halinde davacıya iadesine, 01.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.