Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7642 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2215 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Hatay 3. Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)TARİHİ : 31/10/2013NUMARASI : 2013/23-2013/485Davacı tarafından açılan iflasın ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahiller Kuveyt Türk Katılım Bankası AŞ. vekili, G... Olgun Fruchtgrosshandel GmbH. vekili, D... Treyler San. Tic. Nakl. AŞ. vekili ile Ö. Petrol San. Tic. AŞ. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin hazır beton ve inşaat malzemeleri üretim ve satışı ile iştigal ettiğini, Suriye'de meydana gelen karışıklıkların yansımaları nedeniyle oluşan daralmada borca batık hale geldiğini; satışların arttırılması, borç yapılandırma, tasarruf tedbirleri ve araç satışı ile bu durumdan kurtulabileceklerini ileri sürerek, iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece iddia, müdahil beyanları, kayyım ve bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin borca batık durumda olduğu ve sunulan iyileştirme projesi kapsamında bu durumdan kurtulabileceği gerekçesiyle, davacı şirketin iflasının bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiştir. Kararı, müdahiller Kuveyt Türk Katılım Bankası AŞ. vekili, G... Olgun Fruchtgrosshandel GmbH. vekili, D... Treyler San. Tic. Nakl. AŞ. vekili ile Ö... Petrol San. Tic. AŞ. vekili temyiz etmiştir. 1- İflasın ertelenmesini isteyen kooperatif ve sermaye şirketlerinin borca batık durumda bulunması (bir diğer ifade ile varlıklarının rayiç değerlerinin borçlarını karşılayamaması), fevkalade mühletten yararlanmamış olması ve sunacakları iyileştirme projesi kapsamında mali durumlarının ıslahının imkân dâhilinde görülmesi gerekir (İİK.m.179). Gerek borca batıklığın ve gerek iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tespiti özel ve teknik bilgiyi gerektirdiğinden bu değerlendirmelerin yapılması için bilirkişi görüşüne başvurulmalıdır (HMK.m.266). Hâkim de bu raporla o konudaki özel ve teknik bilgi ihtiyacını giderebilmeli ve raporun hukuka uygunluğunu denetlemelidir. Projenin ciddi ve inandırıcılığı öncelikle ve özellikle sermaye ve/veya kârlılığın ne şekilde arttırılacağı ve borca batıklıktan kurtulmanın ne şekilde sağlanacağı somut, belgelere dayalı ve gerçekçi bilgi ve öngörülerden yola çıkılarak tespit edilmeli, diğer proje unsurları için de bilimsel veriler değerlendirilmelidir. Somut olayda rayiç değerlere göre borca batıklığın tespiti yapılmış ise de özellikle sermaye artışı olmaksızın, ortağın yaptığı ödemelerin borçtan düşülmesi doğru görülmemiştir. Zira ortağın borcu ne sıfatla ödediği ve ödeme tutarı kadar alacaklının yerine geçerek şirketten talep edip etmeyeceği, bir diğer ifade ile bu tutar için halefiyetten doğan haklarını kullanıp kullanmayacağı hususunda hiç bir açıklık bulunmamaktadır. Eğer ödeme yapan ortağın, şirkete ait bu borcu tamamen ortadan kaldırması söz konusu değilse, bu ödemelerin borca batıklık hesaplamasında şirket lehine değerlendirilmesi muhasebe ilkeleri çerçevesinde mümkün değildir. Kaldı ki şirketin ortaklara olan 635.737,80 TL’lik borcunun dahi sermayeye eklenmemiş olması karşısında, ödeme yapan ortağın bu tutarlar için talepte bulunmayacağının kabulü mümkün görünmemektedir. İflasın ertelenmesi için şirketin öncelikle yeni kaynak sağlaması beklenir. Bu sermaye ve/veya kârlılığın arttırılması suretiyle mümkün olabilir; sadece ihtiyati tedbirlerle erteleme cihetine gidilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Oysa davacı şirketin sermaye artışına ilişkin hiç bir girişimi dosyaya yansımamıştır. Hatay’ın büyükşehir belediyesi statüsüne girmesinin satışlarda artışa yol açacağı belirtilmişse de dönem net zararının 3.798.825,-TL olduğunun anlaşılması karşısında, bu proje unsurunun da somut ve uygulanabilir olmadığı ortaya çıkmıştır. Kayyım raporları sadece dönem mizanlarının sunulmasından ibaret olup, şirketin erteleme sürecindeki durumunu dosyaya yansıtmaktan uzaktır. Bu durumda mahkemece davacı şirketin borca batıklık durumunun tereddüde yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi ve projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve süreç içindeki uygulamaların projede gösterilen iyileştirme unsurlarına uygun bulunup bulunmadığı hususunda somut verilere dayalı, teknik, denetime elverişli ve detaylı bir inceleme için, dosyanın oluşturulacak uzman bir heyete tevdii ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmek gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. 2- Öte yandan iflasın ertelenmesi kararı ile verilecek ihtiyati tedbirler İcra ve İflâs Kanunu'nun 179/b maddesinde gösterilmiştir. Hükme göre maddi hukuka ilişkin tedbir verilmesi mümkün olmayıp, tedbirlerin ancak bir kısım takip işlemlerine yönelik olacağı kabul edilmiştir. Bu ilkeye aykırı olarak takas, mahsup ve rehin uygulamları ile blokaj işlemlerinin engellenmesi ve tasarrufun iptali davalarında verilen ilamların infazının durdurulması yönündeki tedbirler hatalı olmuş ve bozmayı gerektirmiştir. 3-Ayrıca süre sonunda dosyanın hakimce, borca batıklığın yeniden tesbiti ve varılacak sonuca uygun bir karar verilmek üzere ele alınacağı düşünüldüğünde, kullanılacak avansların iadesine ilişkin olarak hüküm fıkrasının 8 ve 10. bentleri de hatalıdır. SONUÇ: Yukarıda 1, 2 ve 3 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.