MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, davacı ile davalılardan ... arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince davacı yüklenicinin, komşu parsel sahipleri ile İmar Kanunu'nun 16. maddesinin uygulanması için görüşmeler yaptığını ancak sonuç alamayınca aynı kanunun 18. maddesi gereğince işlemlere başlandığını, bu işlemler devam ederken, davalı şirketin, davacı ile sözleşmesi olduğunu bildiği halde, davalı arsa sahibini ikna ederek ve ticari ahlaka aykırı davranarak arsa sahibi ile sözleşme imzaladığını, böylece davalıların davacıyı zarara uğrattıklarını ileri sürerek, kar kaybı ile masraflarının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.Mahkemece, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacı şirketin sözleşme gereğince idari işlemlere başladığı, diğer parsel sahipleri ile görüştüğü, sözleşmenin süreye ilişkin maddesine rağmen davalı arsa sahibinin, davacıya işe başlamasi için makul süre vermediği ve erken fesih hakkının doğmadığı; davalı şirketin ise davacıyı zarar görmesini sağlamak amacıyla diğer davalı ile sözleşme yaptığından sözedilemeyeceği gerekçesiyle, davalı şirkete karşı açılan davanın reddine; davalı ...'e karşı açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2) Davalı arsa sahibi ...'nın temyiz itirazlarına gelince:Taraflar arasındaki 08.01.2010 günlü düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin “İnşaatın Süresi” başlıklı maddesinde, sözleşme konusu taşınmazın İmar Kanunu'nun 18. maddesine tabi olduğu, buna göre düzenleme yapıldıktan sonra, bitişik parsellerle tevhid işlemi yapılacağı ve bitişik parsel sahipleriyle anlaşmaların tamamlanmasından itibaren üç ay içinde proje ve bundan itibaren de 20 ay içinde dairelerin teslim edileceği düzenlenmiştir.Sözleşmedeki bu hükme rağmen, davacı şirket, komşu parsel malikleri ile İmar Kanunu'nun 16. maddesi gereğince tevhid işlemlerinin yapılabilmesi için görüşmelere başlamış, ancak başarıya ulaşamamış, aynı kanunun 18. maddesi gereğince uygulama yapılması için belediyeye 28.02.2011 tarihinde başvurmuştur.Buna göre işlemler devam ettiği sırada, diğer davalı şirket tüm parsel sahipleri ile anlaşma sağladığını bildirerek, İmar Kanunu'nun 16. maddesine göre işlem yapılması yönünde belediyeye 03.06.2011 tarihinde müracaat etmiş ve davacının parselasyon planı kendisine iade edilmiştir. Bu durumda, eldeki davanın açılmasıyla davacı ile davalı arsa sahibi arasındaki sözleşmenin feshedildiğinin kabulü gerektiği ve yukarıda açıklanan nedenlerle davacının sözleşme şartlarını yerine getiremediği ve bu hususta davalıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı anlaşıldığından, davacının yoksun kaldığı kazanç talebinin reddi yerine hatalı değerlendirme ile kabulü usul ve yasaya aykırı olmuştur.Bunun yanında, davacının masraflarına ilişkin olarak, 18. madde uygulaması nedeniyle mimar ve harita mühendisine ödenen bedellerin tahsiline karar verilmiş ise de, anılan harcamalara ilişkin işlemlerden davalı arsa sahibinin yararlandığı kanıtlanmış değildir. O halde, davacının yaptığı masraflara ilişkin isteminin hüküm altına alınması da hatalı olmuştur. İzah edilen nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının BOZULMASINA, fazla yatırılan harcın istek halinde temyiz edene davacıya iadesine, peşin alınan harcın istek halinde davalı ...'ya iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.