Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7585 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3608 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : Osmaniye 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/05/2013NUMARASI : 2012/70-2013/267Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. N.. İ.. ile davacı vekili Av. E.. K..'nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacı vekili, davalı arsa sahibi ile yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müvekkili yüklenicinin tüm edimlerini yerine getirdiğini, ancak davalı arsa sahibinin yükleniciye verilmesi gereken üç adet bağımsız bölümün ferağını vermediğini ileri sürerek, üç bağımsız bölüm açısından tapu iptal ve tescile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, inşaatın sözleşmeye bağlı kalınmadan tamamlandığını, daha fazla kâr elde etmek için blok isimlerinin değiştirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşme gereğince yüklenicinin edimlerini yerine getirdiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2) Taraflar arasında 26.01.2009 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin varlığı çekişmesizdir. Davacı yüklenici edimlerini yerine getirdiğini ileri sürerek, dava konusu bağımsız bölümlerin ve kısmi payın adına tescilini istemiştir. Davalı paydaş arsa sahibi ise, inşaatın fiilen yapılmakla beraber sözleşmeye aykırı şekilde inşa edildiğini, dört blok yerine altı adet blok yapıldığını, sözleşmeden farklı olarak işyerleri inşa edildiğini, bu yerlerde payına düşen yerlerin verilmesi gerektiğini, keza kendisine teslim edilen bağımsız bölüm alanının sözleşmeye göre düşük olduğunu, yine B ve C blok yerlerinin değiştirilmesi nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur. Yapılan yargılama sırasında inşaatın fiilen tamamlandığı ve iskân edilmeye başlandığı saptanmış, keşif sonucu alınan bilirkişi raporunda da gerçekleşen imalatın sözleşmeden farklı şekilde yapıldığı anlaşılmıştır. Dava konusu bağımsız bölümlerin ise, yüklenicinin talep edebileceği son bağımsız bölümler veya paylar olup olmadığı yani dolayısıyla davalı paydaş arsa sahibinin teminatını teşkil edip etmediği anlaşılamamaktadır.Şu halde, sözleşmeye aykırı şekilde yapılan imalat nedeniyle davalının varsa beklenen menfaatlerinden dolayı uğradığı zararlar giderilmeden ve hakları teslim edilmeden tescil kararı verilmesi mümkün değildir. Davalı arsa sahibince yapılan savunma karşısında, ayrı bir dava açılmasına gerek olmaksızın dava konusu dairelerin arsa sahibinin teminatını teşkil etmesi halinde mahkemece tasfiyenin gerçekleştirilerek akdi ilişki nedeniyle doğan uyuşmazlıkların sonlandırılması gerekir. Mahkemece aksi düşünce ile hatalı yorumla davalı savunmasında ileri sürülen hususların başkaca bir dava konusu olabileceği gerekçesiyle tasfiyeden kaçınılarak tescil talebinin kabulü usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.