Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7528 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11252 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin 5.2. maddesi gereği 31.08.2008 tarihinde teslimi gereken inşaatın teslim edilmediğini, teslim tarihinde dairenin teslim edilmemesi durumunda aylık 200 Dolar altında olmayacak şekilde tazminat ve gecikmelerde aylık % 5 faiz ödeneceğinin kararlaştırıldığını, müvekkiline kalacak 3 daire bakımından asgari miktar üzerinden toplamda 600 dolarlık aylık faizleri de sözleşmeye uygun olarak hesaplanan alacak için girişilen takibin, haksız itiraz nedeniyle durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2013/6383 E. 2013/6972 K. Sayılı kararı ile 46832 ada 1 parsel sayılı taşınmazla tevhit olan 46832 ada 2 parsel sayılı taşınmazın malikleri ile davalı arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanıp, imzalanmadığı ve imzalanmış ise tarihi araştırılarak, taraflar arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin üçüncü şahsın iradesiyle tevhit yapılması ve inşaatın yapılmasına üçüncü şahsın rıza ve muvafakatının alınması şartlarına (erteleyici şart) bağlanıp bağlanmadığı üzerinde durularak inşaatın teslim edilmesi gereken tarihin belirlenmesi ve Türk Borçlar Kanunu'nun temerüüt faizine ilişkin yasal düzenlemeleri somut olay bakımından değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu, 46832 ada 1 parsel ile 2 parselin tevhidinin 24.08.2003 te yapıldığı, 2 parsel maliki ile 11.06.2003 tarihli inşaat sözleşmesinin yapıldığı, gerek bu sözleşme, gerekse davacı ile imzalanan 46821 ada 1 parsele ilişkin inşaat sözleşmesinde tevhid yapılacağının açıkça belirtildiği, bu durumda inşaat yapılmasının tevhid yapılması erteleyici şartına bağlanmış bulunduğu, 46832 ada 1 parsele ilişkin yapı ruhsatının 26.12.2003 tarihinde alındığı, 24.08.2003 tarihinde tevhidin yapıldığı, bilahare de 26.12.2003 tarihinde yapı ruhsatının alındığı, sözleşmedeki yapı ruhsatının alınma tarihi olan 31.12.2003 olarak belirlendiği, bu tarihten itibaren 54 ay inşaat bitim süresine eklenmesi ile 31.06.2008 inşaatın bitim tarihi olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne ve yıllık %22 faize hükmedilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Mahkemece, bozma ilamına uyularak karar verilmesine rağmen faiz hesabında yanılgıya düşülmüştür.6101 sayılı Kanun'un 7. maddesi uyarınca derdest davalara da uygulanacak olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 120/2. maddesi uyarınca sözleşme ile kararlaştırılan temerrüt faizi oranı, yasal temerrüt faizi oranının yüzde yüzünü aşamaz hükmünü içerir. Mahkemece takip tarihinde yürürlükte olan temerrüt faiz oranı nazara alınarak yüzde yüz fazlası üzerinden takibin devamına karar verilerek faiz oranının azalması halinde de aynı oran üzerinden takibin devam etmesi sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulmuştur. Halbuki hüküm altına alınan asıl alacak tahsil edilinceye kadar artan ve eksilen oranlarda kanunen tayin edilen temerrüt faiz oranının yüzde yüzünü aşmayacak şekilde faize tabi tutulmalıdır.Hal böyle olunca, kanunun amir hükmüne aykırı şekilde takip tarihindeki faiz oranı üzerinden takibe devam edilecek şekilde hüküm kurulması doğru olmamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.