Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 7454 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6786 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 11.12.2007 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalı yüklenicinin 30.08.2008 tarihinde teslim etmesi gereken bağımsız bölümleri müvekkiline teslim etmediği gibi 30.09.2008 tarihinde alınması gereken iskân ruhsatını almadığını ileri sürerek, sözleşmenin 32. maddesi gereği müvekkilinin payına isabet eden 6.250,00 TL cezai şart alacağı ile sözleşmenin 34. maddesi uyarınca da davacıya isabet eden iki adet bağımsız bölüm için 51 aylık yoksun kalınan kira bedeli 35.700,00 TL'nin 30.08.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının alacak talebinin zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin inşaatı fiziken tamamladığını ancak davacı tarafın yükleniciye isabet eden dairelerin ferağını vermekten kaçındığını, davacı dışındaki arsa sahipleriyle bir uyuşmazlığının olmadığını, savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen inşaat sözleşmesinin imzalandığı tarihte sözleşmeye konu arsada paydaş olan iki kişinin imzalarının bulunmadığından sözleşmenin geçersiz olduğu, davacının geçersiz sözleşmeye dayanarak cezai şart ve kira alacağı talep edemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı mahrum kalınan kira alacağı ve cezai şart istemlerine ilişkindir.Mahkemece arsa maliklerinden ikisinin sözleşmeye katılmadığından bahisle sözleşmenin geçersiz olduğu sonucuna varılarak dava reddedilmiş ise de dosyada bulunan delillerden bu maliklerin bağımsız bölüm edindikleri anlaşılmaktadır. Bu maliklerin sözleşmeye dayanarak bağımsız bölüm edinmiş olmaları halinde bu husus sözleşmeye muvafakat vermiş olmaları sonucunu doğuracağından artık sözleşmenin geçersizliğinden bahsedilemeyecektir.Bu durumda mahkemece gerekli inceleme yapılarak sözleşmede imzası bulunmayan arsa maliklerinin sözleşmeye dayanarak bağımsız bölüm almış olmalarının tespiti halinde sözleşme geçerli hale geleceğinden, takipler değerlendirilerek bir karar verilmeli, aksi halde dava şimdiki gibi reddedilmelidir. Anılan husus nazara alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kat irtifakı ile nazara alındığında artık sözleşmenin geçersizliğinden bahsetmek mümkün değildir.Mahkemece sözleşmenin geçerli olduğunun kabulü ile işin esasına girilerek taraf delilleri de toplanmak suretiyle, davacının kira talep ettiği 11 numaralı dairenin 2006 yılında davacı tarafından üçüncü şahsa satıldığı da nazara alınarak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.