Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7442 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10927 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ... Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali, tescil ve tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, taraflar arasında Üsküdar 15. Noterliği'nde 2.3.2007 tarih ve 05943 Yevmiye numaralı "Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Arsa Karşılığı İnşaat Sözleşmesi" düzenlendiğini, sözleşmenin 2. maddesi ile; 1 ada, 55 parsel sayılı 6624 m² miktarlı taşınmazın %6'sının davacı yükleniciye satışının vaat edildiğini, 415.000,00 TL satış bedelinin davalıya nakden ödendiğini, sözleşmede; satışı vaat edilen hissenin, sözleşmenin tanzim edildiği 02.03.2007 tarihinden itibaren 7 iş günü içinde, davalı arsa sahibi tarafından davacıya devir ve temlik edilmesinin ön görüldüğü, ayrıca, 55 nolu parselin %49'unun da bedelsiz olarak, aynı şekilde 7 iş günü içinde davacı firmaya devir ve temlik edilmesinin kararlaştırıldığı, tarafların sözleşmeyle, davalı adına kayıtlı 55 ve 57 parseller üzerinde kat karşılığı inşaat yapılması hususunda anlaştıkları, davalının, projenin esasını teşkil eden 55 sayılı parselle ilgili yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle, iki yılı aşkın bir süredir inşaatın yapımına başlanamadığı, davalıya sözleşmeyle üstlendiği yükümlülüklerini yerine getirmesi için ihtarname gönderildiği, ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını ileri sürerek, 55 parselin toplam %55 hissesinin tapu kaydının iptali ile, davacı adına tesciline, davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 300 bin USD cezai şart tazminatının 24.01.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşme konusu olan 57 nolu parselin, sözleşmenin imzalanmasından yaklaşık 1 yıl önce cebri icra yoluyla satıldığını, sözleşmenin uygulanmasının ve edimlerin ifasının mümkün olmadığını, ifa imkansızlığının sözleşme yapılmadan önce var olması nedeniyle, sözleşmenin geçersiz olduğunu, davacının bu nedenle, tescil talebinde bulunamayacağı gibi, cezai şart tazminatı da talep edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece tescil talebinin reddine ve cezai şart talebinin kısmen kabulüne dair verilen 07.06.2011 tarihli kararın taraf vekillerinin temyizi üzerine, Yargıtay ... Hukuk Dairesi'nin 26.12.2013 tarih ve 5467 esas - 7118 karar sayılı ilamı ile; taraflar arasındaki ek sözleşmenin düzenleme şeklinde noterde yapılmış olup geçerli olduğu, satış vaadi suretiyle %6 payın yükleniciye devrinin kabul edildiği ve satış bedelinin de tamamen ödenmiş olduğundan mahkemece 55 parselde %6 satışı vaad edilen payla ilgili tapu iptâli ve tescil isteminin kabulü gerekirken bu husus gözden kaçırılarak tapu iptâli ve tescil talebinin tümden reddinin doğru olmadığı, 02 Mart 2007 gün 5943 yevmiye no'lu ek sözleşmenin 2. maddesinin 1. fıkrasında 1 ada 55 parselin %49 arsa payının arsa sahibince sözleşme tanzim tarihinden itibaren 7 iş günü içinde bedelsiz olarak tapuda yükleniciye devredileceğinin kabul ve taahhüt edildiği, sözleşmenin 5. maddesinde de tapu devrinin belirtilen zaman dilimi içerisinde yapılmadığı takdirde arsa sahibinin yükleniciye 800.000 USD (Amerikan Doları) cezai şart ödeyeceğinin belirtildiği, ek sözleşmenin imzalandığı 02.03.2007 tarihine 7 iş günü eklendiğinde sürenin 13.03.2007 günü dolduğu, davalı arsa sahibinin ... Noterliği’nden keşide ettiği ve davacı yükleniciye tebliğ edilen 12.03.2007 gün 4758 yevmiye no'lu ihtarname ile tapu işlemlerinin yapılması hususunda hazır olduğunu bildirmesine rağmen davacı tarafça tapuya davet edilmemek suretiyle alıcı yönünden alacaklı temerrüdünün gerçekleştiği, davacı, 15.01.2009 tarihli ihtarname ile devir talebinde bulunmuş ise de; alıcı temerrüdü daha önce gerçekleştiğinden o tarihe kadar yüklenicinin sözleşmeyle üstlendiği edimlerin ifasına başlamadığı ve mahkemenin de kabulünde olduğu gibi ifanın imkânsız hale geldiğinden %49 pay açısından davalı arsa sahibinin devirden kaçınmakta haklı olduğu, bu durumda alacaklı-alıcı temerrüdü gerçekleştiğinden koşulları oluşmayan cezai şart talebinin tümden reddinin gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; cezai şart tazminatı isteğinin dayanaksız olduğu %55 pay itibari ile tescil talebinde bulunulduğu, davacının %6 payın bedelini ödediği ve taraflar arasında noterde düzenlenen ek sözleşmede, satış vaadi sureti ile % 6 payın yükleniciye devredileceğinin belirtildiği, davacı yüklenicinin sözleşme ile üstlendiği edimlerini yerine getirmediği ve sözleşme konusu 57 Parsel sayılı taşınmazın 3 kişi adına kayıtlı olması nedeni ile sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiği, her ne kadar ek sözleşmede; %6 payın davacıya devri taahhüt edilmiş ise de; davacının sözleşme ile üstlendiği taahhütlerini yerine getirmediğinden davalı arsa malikinden hisse devri talep etmesinin mümkün olmadığı, gerekçiyle davanın tümden reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Taraflar arasında 07.10.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi düzenlendikten sonra 02.03.2007 tarihinde de bir ek sözleşme imzalanmış ve ek sözleşmede 55 parsel sayılı taşınmaz yönünden yüklenicinin edimlerinin ifası karşılığı kendisine bu parselde arsa sahiplerine % 49 pay devredileceği, bunun dışında 415.000,00 TL bedelle aynı parseldeki % 6 payın arsa sahibince yükleniciye satılacağı kararlaştırılmıştır. Eldeki davada cezai şart talebinin yanında % 49 ve % 6 olmak üzere toplam % 55 payın tescili istenmiştir. Mahkemece verilen ilk kararda davacının tescil talebi tümüyle reddedilmiş, cezai şart talebi ise kısmen kabul edilmiş, hükmün taraflarca temyizi üzerine Yargıtay ... Hukuk Dairesi'nin 26.12.2013 tarih 2013/5467 esas, 2013/7118 karar sayılı ilamıyla; davaya konu 55 parsel sayılı taşınmazın % 49 pay tesciline ilişkin talebin reddi kararının yüklenicinin edimini henüz yerine getirmemesi nedeniyle yerinde olduğu benimsenmiş ancak, bunun dışında olup, satışı kararlaştırılan % 6 pay ile ilgili olarak satış bedelinin tümüyle ödendiği anlaşıldığından bu kısma ilişkin olarak tapu iptali ve tescil talebinin kabulü gerektiği ifade edilmiştir. Mahkemece, 06.05.2014 tarihli duruşmada, Yargıtay ... Hukuk Dairesi'nin bozma ilamının usul ve yasaya uygun bulunduğu gerekçesiyle uyulmasına karar verilmiş ancak, aynı oturumda bozmaya uyulmasına rağmen davanın tüm talepler yönünden redddine karar verilmiştir. Oysa, mahkemece bozmaya uyulmakla, bozma ilamında bahsedilen doğrultuda davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Mahkemece oluşan bu usuli kazanılmış hakkın ihlâli suretiyle aksi yönde karar verilmesi mümkün olmayıp, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilmesi zorunluluğu bulunmaktadır.Hal böyleyken, bozma ilamına uyulduktan sonra bozma ilamının yerinde olmadığından bahisle davanın tümüyle reddine karar verilmesi açıkça usul ve yasaya aykırı olup, hükmün tekrar bozulmasını gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.