MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/09/2012NUMARASI : 2011/1039-2012/446Taraflar arasında görülen tazminat davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 24.05.2013 gün ve 2354 Esas, 3479 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:- KARAR -Davacı vekili, davalı arsa sahibi ve dava dışı diğer paydaşlar ile müvekkili yüklenici arasında imzalanan 05.05.1995 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müvekkiline düşen 2 no'lu bağımsız bölümün tapusuna hak kazanıldığı halde, bu bağımsız bölümün davalı tarafından dava dışı 3. kişiye satılarak tapuda devredilmek suretiyle sözleşmeye aykırı davranılıp, müvekkilinin zarara uğratıldığını ileri sürerek, bağımsız bölümün satış bedeli olan 120.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın öncelikle zamanaşımı nedeniyle, aksi halde esastan reddini istemiştir. Mahkemece, davacı yüklenicinin işi tamamlayarak 15 yıldır oturduğunu beyan ettiği, kat irtifakının 16.10.1996 tarihinde tesis edildiği, eserin tamamlanıp tesliminden dava tarihine kadar BK'nın 126. maddesinde düzenlenen 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 24.05.2013 tarih ve 2354 Esas, 3479 Karar sayılı ilamıyla, taraflar arasındaki sözleşmenin özel şartlar bölümünün 3. maddesinde binanın inşaat ruhsatı alındığı tarihten itibaren 30 ay içerisinde bitirileceğinin kabul edildiği, kural olarak eser sözleşmelerinden kaynaklanan davaların, ayrık durumlar hariç 818 sayılı BK’nın 126/4. maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğu, yüklenicinin kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmişse gizli ayıba dayalı açılacak davalarda 10 yıllık, diğer hallerde ise 5 yıllık zamanaşımı sürelerinin uygulanacağı, anılan Kanun'un 355. vd. maddelerinde yer alan eser sözleşmesinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, kural olarak, inşaatın kararlaştırılan tarihte teslim olmazsa yüklenicinin temerrüdüne düşeceği, mezkur Yasa'nın 128. maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin, kural olarak alacağın muaccel (ödenebilir) olduğu tarihten itibaren işleyeceği, inşaatın, sözleşme ve ekleri, tasdikli projesi ve ruhsatı ile imara uygun olarak tamamlanıp arsa sahiplerine ait tüm bağımsız bölümlerin teslimi ile zamanaşımının başlayacağı, ancak, sözleşme uyarınca davacı yükleniciye isabet eden dairenin davacı yüklenicinin zilyetliğinde bulunması halinde davalı tarafından zamanaşımı def'inin ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, ifa ile başlayan zamanaşımının, davacı yüklenicinin zilyetliğinin devamı süresince işlemeyeceği, davacının 15 yıldır dava konusu 2 nolu dairenin şirket merkezi olarak kullanıldığı yolundaki iddiası araştırılıp, bu konudaki deliller toplanarak, bu durumun sabit olduğunun tespiti halinde, zamanaşımı def'inin reddine karar verilerek, taraf delilleri toplanıp değerlendirildikten sonra uyuşmazlığın esası ile ilgili bir hüküm kurulması gerekirken, davacının zilyetlikle ilgili beyanından davacı aleyhine sonuç çıkartılarak, yazılı şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu, öte yandan, yukarıdaki açıklanan ilkeler doğrultusunda davalı arsa sahiplerine ait bağımsız bölümlerin sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği tarihin araştırılarak, zamanaşımı def'i ile ilgili karar verilmesi gerekirken, inşaat aşamasında dahi kat irtifakı kurulabileceği hususu gözden kaçırılarak, kat irtifakı tesis tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin başladığının kabulünün doğru olmadığı belirtilerek, bozulmuştur.Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.Kural olarak 818 sayılı BK'nın 355. vd. maddelerinde yer alan eser sözleşmesinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, inşaatın kararlaştırılan tarihte tesliminin gerçekleştirilememesi durumunda yüklenici borçlu temerrüdüne düşer. 818 Sayılı BK'nın 128. maddesi uyarınca zamanaşımı süresi, kural olarak alacağın muaccel (ödenebilir) olduğu tarihten itibaren işlemeye başlar. Yüklenicinin yapımını üstlendiği inşaatın, sözleşme ve ekleri, tasdikli projesi ve ruhsatı ile imara uygun olarak tamamlanıp arsa sahiplerine ait tüm bağımsız bölümlerin teslimi ile zamanaşımı başlar. Kendisine düşen bağımsız bölümlerin arsa payının devri inşaatı bitirmesi ve arsa sahibine düşen bağımsız bölümleri teslim etmesi üzerine istenebilir. Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde, ücret, devri kararlaştırılan arsa payıdır. Aksine sözleşme yoksa arsa payının devri, eserin arsa sahibine teslimi halinde istenebilir (BK. m. 364). İnşaat yapma borcunu yerine getirmeyen yüklenici, arsa sahibinden tapu devrini isteyemez (BK. m. 81). Ne var ki, sözleşme uyarınca davacı yükleniciye isabet eden bağımsız bölümlerin davacı yüklenicinin zilyetliğinde ise ve arsa payı sahibi davalı tarafından yükleniciye müdahalenin önlenmesi, ecrimisil gibi haklar talep ve dava edilmemek suretiyle yüklenicinin zilyetliği benimsenmiş ise, davalı arsa sahibi tarafından işbu davada yüklenicinin istemine karşı zamanaşımı def'inin ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. Zamanaşımının işlemesi için dava konusu bağımsız bölümlerin arsa sahiplerinin kullanımında olması ve yükleniciye teslim edilmemiş olması gerekir. Dava konusu bağımsız bölümler davacı yüklenicinin kullanımında ise zamanaşımı nedeniyle davanın reddinin istenmesi hakkın kötüye kullanılması sayılmalıdır. Yargıtay 15. HD'nin 01.07.2008 tarih ve 620 E, 4433 K; 04.11.2009 tarih ve 2008/6214 E, 2009/5926 K; Dairemizin 28.10.2013 tarih ve 5303 E, 6581 K sayılı ilamları bu yöndedir. Davacının talebi açısından zamanaşımının davacı yüklenicinin zilyetliğinin devamı süresince işlemeyeceğinin kabulü gerekir. Bu açıklamalara ve Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 1,95 TL harç ve takdiren 226,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 17.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.