Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7214 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 195 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. ... ile davacı ... ve vekili Av. ...'nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacı vekili, müvekkili arsa maliki ile davalı yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, davalının inşaatı sözleşmeye göre süresinde tamamlamadığını, iskân almadığını, kat mülkiyeti kurulmadığını ve müvekkiline ait daireleri henüz teslim etmediğini ileri sürerek, eksik iş bedeli, ortak gider ile gecikme tazminatı talebinde bulunmuştur.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Hükme esas alınan 25.10.2013 tarihli bilirkişi raporunda nefaset bedeli hesaplanırken, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/356 E. sayılı dosyası kapsamındaki rapor esas alınarak, bu raporda belirtilen bedel güncelleştirilerek kabulü yönünde hüküm tesis edilmiştir. Ne var ki, anılan raporda, her bir nefaset gerektiren imalat nedeniyle ayrı ayrı hesap yapılmamış, toplamı üzerinden bedel takdir edilmiştir. Belirtilen şekilde hesap tarzının hükme esas alınması mümkün bulunmamaktadır. Bunun yanında hükme esas olan aynı bilirkişi raporunda, bağımsız bölümlerdeki ve ortak alanlardaki ayıplı işler de ayrı ayrı değerlendirilmiş değildir. Oysa bu iki kalemin ayırt edilmesi yoluyla hesap yaptırılarak, davacıya isabet eden bağımsız bölümlerdeki ayıp bedellerinin tümüyle, ortak alanlardaki bedellerin ise davacının payına isabet eden kısmına hükmedilmesi gereklidir. Şu halde yapılması gereken iş; her bir nefaset gerektiren ve ayıplı işlerin dava tarihi itibariyle değerinin belirlenmesiyle, bağımsız bölümlere isabet eden ayıp bedellerinin tümüyle, ortak alanlara isabet eden ayıp bedellerinin ise davacının payına isabet eden hissesi oranında hesaplanarak hüküm altına alınması gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.