Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7189 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2130 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul 5. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/10/2013NUMARASI : 2011/5-2013/378Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin asıl, alacağın tahsiline ilişkin karşı davanın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile davalı yüklenici H.. T.. arasında yapılan 19.11.1997 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, normal kattan bir daire ile 3. bodrum katın ½ hissesinin depo yapılarak arsa sahibi müvekkiline verilmesinin kararlaştırıldığını, daha sonra işi diğer davalı M.. T..'nun üstlendiğini, müvekkiline verilmesi kararlaştırılan 3. bodrum kattaki depo verilmediğinden, bu kez davalı M.. T.. ile müvekkili arasında 23.12.2007 tarihinde yapılan sözleşmede bunun yerine 3. bodrum katın sığınak dışında kalan kısmının daire haline getirilip tesliminin kararlaştırıldığını, ancak bunun da yapılmaması üzerine, yine davalı Murat ile yapılan 24.04.2008 tarihli ek sözleşmede, 3. bodrum kattaki daire yerine işin tesliminden itibaren müvekkiline 42.250,00 TL ödeme yapılması konusunda anlaşmaya varıldığını, aradan geçen zamana rağmen ödenmeyen bu meblağın tahsili amacıyla aleyhlerinde başlatılan icra takibine karşı davalıların haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.Asıl davada davalılar vekili, müvekkili H.. T..'nun 19.11.1997 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve iddia konusu ek sözleşmeler ile bir ilgisinin bulunmadığını, M.. T..'nun H.. T.. adına sözleşme yapmaya yetkili olmadığını, ayrıca, yeni bir takım yükümlülükler belirleyen bu ek sözleşmelerin resmi şekilde yapılmadığından geçersiz olduğunu, müvekkili M.. T..'nun da işin yüklenicisi olmadığını, davacı gibi arsa üzerinde hissedar olduğunu, şekil şartına uygun olarak yapılmayan ek sözleşmelerin ifa kabiliyeti bulunmadığını savunarak, asıl davanın reddini istemiş; müvekkili H.. T.. yönünden açtığı karşı davada ise, müvekkilinin davalının talebi üzerine sözleşme dışında bir takım işler yaptığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bu işlerin bedeli için 5.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Karşı davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, adi yazılı şekilde yapılan 23.12.2007 ve 24.04.2008 tarihli ek sözleşmelerin, M.. T..'nun asıl yüklenici H.. T..'nu temsil yetkisi bulunmadığından, davalı H.. T.. açısından bağlayıcı olmadığı gibi, şekil şartına uygun yapılmadığından davalı Murat yönünden de bağlayıcı olmadığı, geçersiz olan bu sözleşmelere dayalı olarak başlatılan icra takibinin yerinde olmadığı, karşı davada ise, arsa sahibinin talebi olmamasına rağmen binanın genelinde ve kısmen dairelerde yüklenicinin kendi isteği ile yaptığı ek imalatların bedellerinin tahsili istenemeyeceği gerekçesiyle, asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl davada davacı vekili temyiz etmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacı vekilinin, davalı H.. T.. hakkında verilen hükme yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2) Asıl dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı arsa sahibi ile davalı H.. T.. arasında 19.11.1997 tarihinde noterde düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı, aynı gün sözleşmeye konu parsel üzerindeki yapılacak inşaatla ilgili tüm iş ve işlemleri yapmak üzere davalılar H.. T.., M.. T.. ve dava dışı diğer kişilere davacı arsa sahibi tarafından vekalet verildiği ve 21.11.1997 tarihinde sözleşmeye göre devri gereken arsa payının M.. T..'na devredildiği anlaşılmıştır. Sözleşmenin imzalandığı tarihten hemen sonra tapuda pay devirlerinin M.. T..'na yapılmış olması ve 24.04.2008 tarihli ek sözleşmede noterlikte yapılan 19.11.1997 tarihli sözleşmeye atıfta bulunulmuş olması gözetildiğinde yüklenici H.. T.. tarafından sözleşmenin M.. T..'na devredilmiş olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, 23.12.2007 ve 24.04.2008 tarihli sözleşmeler adi yazılı şekilde yapılmış ise de tapu devirlerinin M.. T..'na yapılmış olması ve arsa sahibine isabet eden 2. normal kattaki bir dairenin 23.12.2007 tarihli ek sözleşmeye göre fiilen iki eşit daire olarak inşa edilmiş olması karşısında, bu sözleşmelerin şekil yönünden geçersiz olduğunun ileri sürülmesi TMK'nın 2. maddesinde ifade edilen iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz. Bu durumda, mahkemece, davalı M.. T..'nun 24.04.2008 tarihli ek sözleşmedeki taahhüdü ile bağlı olduğu gözetilerek, uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı vekilinin davalı H.. T.. hakkında verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl davada davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.