MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 22/05/2013 (Ek Karar:18.04.2014)NUMARASI : 2010/56-2013/321Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tazminat, tapu iptali ve tescil davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen 2010/264 E. sayılı davanın reddine, birleşen 2000/302 E. sayılı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm asıl ve birleşen 2010/264 E. sayılı davada tüm taraflar, 2010/302 sayılı davada davalı vekilince temyiz edilmiştir. Mahkemece, 18.04.2014 tarihli ek kararla asıl davada davacı E.. A.. vekilince muhtıra tebliğine rağmen temyiz harçlarının yatırılmadığı gerekçesiyle temyiz etmemiş sayılmasına karar verilmiş, ek kararın asıl davada davacı E.. A.. vekilince süresinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Asıl davada davacı vekili, müvekkilleri ile davalı arsa sahipleri arasında 15.03.2005 tarihinde imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde müvekkiline ait olacağı kararlaştırılan 15 adet bağımsız bölümden 1, 2 ve 4 no'lu bağımsız bölümlerin, müvekkilinin muvafakati olmaksızın davalılar tarafından 3. şahıslara satıldığını ve bedelinin tahsil edildiğini, müvekkilinin daireleri sözleşmede belirlenen süreden önce tamamladığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1, 2 ve 4 no'lu bağımsız bölümler için 10.000,00 TL'nin tapudaki satış tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş; ıslah yoluyla, talebini 1 no'lu bağımsız bölüme ilişkin olarak 50.000,00 TL'ye, 4 nolu bağımsız bölüme ilişkin olarak 67.500,00 TL'ye yükseltmiş, 2 no'lu bağımsız bölüme ilişkin olarak ta tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuştur. Asıl davada davalılar C.. K.. ve M.. K.. vekili, davacı yüklenici iskân ruhsatını almadığından son iki adet bağımsız bölüme henüz hak kazanmadığını, üçüncü kişiye satılan 4 no'lu bağımsız bölümün bedelinin de davacı tarafından tahsil edildiğini savunarak, asıl davanın reddini istemiştir.Asıl davada davalı M.. Ç.., davaya cevap vermemiştir.Birleşen Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/264 E. sayılı davada davacılar vekili, müvekkilleri ile yüklenici E.. A.. arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, yükleniciye düşen 4 no'lu bağımsız bölümün, yüklenici tarafından bedeli tahsil edilerek kendisine satıldığı yöndeki beyanına itibar edilerek davalıya devredildiğini, ancak yüklenicinin, bu daireyi davalı R.. K..'na satmadığını ve bedelini almadığını ileri sürerek, müvekkilleri aleyhinde Ankara 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/56 E. sayılı dosyasında dava açtığını, bu durumda müvekkillerinin aldatıldığının ve esaslı hataya düşürüldüğünün ortaya çıktığını ileri sürerek, 4 no'lu bağımsız bölümün tapu kaydını iptali ile müvekkilleri adına tescilini, bunun mümkün görülmemesi halinde, dairenin rayiç değerinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini 50.000,00 TL'ye yükseltmiştir. Birleşen 2010/264 E. sayılı davada davalı vekili, 4 no'lu bağımsız bölümün 51.000,00 TL bedelle yükleniciden satın alındığını, bedelin 40.000,00 TL'sinin yükleniciye ödendiğini, tapu devrinin teminatı olmak üzere yüklenici tarafından müvekkiline 37.000,00 TL bedelli bono verildiğini, yüklenicinin tapu devrini yapmaması üzerine, müvekkilinin arsa sahiplerine müracaat ettiğini ve tapu devri için davacı M.. K..'ya da 11.000,00 TL ödeme yaptığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Birleşen Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/302 E. sayılı davada davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 15.03.2005 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde yapı denetim ve iskân ruhsatı alınması için gerekli giderlerin yüklenici tarafından karşılanması kararlaştırıldığı halde, bu masraflar ile imar harç ve cezalarının müvekkili tarafından ödendiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini 49.178,00 TL'ye yükseltmiştir.Birleşen 2010/302 E. sayılı davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşmede kademeli devir öngörüldüğü, bu kapsamda yükleniciye düşen 15 daireden 12'sinin tapusunun davadan önce verildiği, dairelerden 1 tanesinin inşaatın tüm işlerinin bitirilmesi, son 2 adet dairenin devrinin de iskân ruhsatının alınması koşuluna bağlı tutulduğu, davalı arsa sahipleri Muhlis ve C.. K.. tarafından binadaki eksik ve ayıplı işlerle ilgili açılan tazminat davaları sonucunda kalan eksik ve ayıplı iş bedelinin eldeki davadan önce yükleniciden tahsil edildiği, böylelikle dava tarihi itibariyle binada eksik ve ayıplı herhangi bir iş kalmadığı, ortak alanlardaki eksik ve kusurlu işlerden dolayı davalı M.. Ç..'e 3.300,00 TL ödenmesi gerektiği, iskân ruhsatının ise dava tarihinden sonra 29.06.2010 tarihinde alındığı, bu itibarla yüklenicinin 3 adet bağımsız bölüme hak kazandığı, 1 no'lu bağımsız bölümün davalı arsa sahipleri tarafından davadan önce üçüncü bir kişiye satıldığı, dava tarihi itibariyle değerinin 50.000,00 TL olduğu, 4 no'lu bağımsız bölümün ise fer'i müdahil R.. K..'na satıldığı, fer'i müdahilin satış bedeli olarak yükleniciye 40.000,00 TL, arsa sahiplerine de 11.000,00 TL ödeme yaptığı, arsa sahiplerine yapılan bu ödemenin dava tarihi itibariyle ulaştığı güncel değerin 14.560,00 TL olduğu, davacı yüklenicinin bu meblağı arsa paylarına göre davalılardan talep edebileceği, 2 no'lu bağımsız bölümün ise tapuda davalı M.. K.. adına kayıtlı bulunduğu, birleşen 2010/264 E. sayılı davada tapu iptal ve tescil isteminin yerinde olmadığı ve birleşen 2010/302 E sayılı davada, dava konusu giderlerin, sözleşmeye göre yüklenicinin karşılaması gereken yapı denetim ve .../...iskân masraflarına ilişkin olduğundan talebin yerinde olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile birlikte ifa kuralı gereği davacı yüklenicinin 3.300,00 TL'yi davalı M.. Ç..'e ödemesine, 4 no'lu bağımsız bölüm için arsa paylarına göre 9.423,95 TL'nin M.. K..'dan, 2.387,40 TL'nin C.. K..'dan, 2.619,20 TL'nin M.. Ç..'den, 1 no'lu bağımsız bölüm için 32.362,73 TL'nin M.. K..'dan, 8.198,18 TL'nin C.. K..'dan, 9.439,09 TL'nin M.. Ç..'ten dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, 2 no'lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, birleşen 2010/264 E sayılı davanın reddine, birleşen Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/302 E sayılı dosyasında açılan davanın kabulü ile 49.178,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen 2010/264 E. sayılı davada tüm taraflar ve birleşen Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/302 E sayılı davada davalı vekili temyiz etmiştir.Birleşen Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/302 E. sayılı davada davalı vekilince nispi karar eksik temyiz harcı ile temyiz başvuru harcının yatırılması için dosya Dairemizin 26.02.2014 tarihli kararı ile geri çevrilmiş, mahkemece, anılan davada davalı vekiline gönderilen muhtıra üzerine, eksik harcın tamamlanmaması nedeniyle, temyiz isteminden vazgeçilmiş sayılmasına ilişkin verilen 18.04.2014 tarihli ek karar, asıl davada davacı E.. A.. vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dairemizin 26.02.2014 tarihli geri çevirme kararı ile birleşen Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/302 E. sayılı davada davalı vekilinden bir adet nispi temyiz karar harcı ve bir adet temyiz başvuru harcı alınması istenilmiş olup, mahkemece, bu geri çevirme kararına dayalı olarak birleşen davada davalı vekiline muhtıra gönderilmiş ve süresinde belirtilen harçlar tamamlanmadığından ve anılan birleşen davanın temyizinden vazgeçildiği bildirildiğinden, 18.04.2014 tarihli ek karar ile E.. A.. vekilinin temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir. Muhtıra sadece birleşen 2010/302 E. sayılı davaya yönelik olduğundan, temyiz isteminden vazgeçmiş sayılmaya ilişkin ek kararın da anılan birleşen davaya yönelik olduğu açıktır. Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve asıl davada davalı M.. Ç..'in ve davalılar C.. K.. ve M.. K.. vekilinin yargılama giderlerine; asıl davada davacı vekilinin 129,45 TL'nin mahsubuna ilişkin bir temyiz itirazının bulunmamasına göre, asıl davada davacı vekilinin 18.04.2014 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazları ile, 22.05.2013 tarihli asıl karar yönünden, birleşen 2010/264 E. sayılı davada davacılar vekili ile asıl davada davalı M.. Ç..'in tüm, asıl davada davacı vekili ile davalılar C.. K.. ve Muhlis Kaya vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Asıl davada davalılar C.. K.. ve M.. K.. vekilinin diğer temyiz itirazları yönünden; Asıl dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ile tazminat istemlerine ilişkindir. Dava konusu 1, 2 ve 4 no'lu bağımsız bölümlerin davacı yüklenici E.. A..'e isabet ettiği, 1 ve 2 no'lu bağımsız bölümlerin yükleniciye devrinin ya da satış yetkisi verilmesinin iskân ruhsatının alınması koşuluna bağlı bulunduğu, iskân ruhsatının ise dava tarihinden sonra 29.06.2010 tarihinde alındığı, 1 no'lu bağımsız bölümün davalı arsa sahiplerinden M.. K.. tarafından dava açılmadan önce üçüncü bir kişiye, 4 no'lu bağımsız bölümün ise arsa sahipleri tarafından birleşen 2010/264 E. sayılı davada davalı R.. K..'na devredilmiş olduğu, 2 no'lu bağımsız bölümün halen davalı arsa sahibi M.. K.. adına kayıtlı bulunduğu hususları uyuşmazlık dışıdır. Mahkemece, 4 no'lu bağımsız bölümü davalı arsa sahiplerinden tapuda devralan R.. K..'nun, satış bedelinin 40.000,00 TL'sini yüklenici E.. A..'e, 11.000,00 TL'sini de arsa sahiplerinden M.. K..'da ödediği yolundaki beyanı esas alınarak, 11.000,00 TL'nin dava tarihi itibariyle ulaştığı güncel değeri hesaplattırılıp, davalı arsa sahiplerinden arsa payları oranında tahsiline karar verilmiştir. Davacı yüklenici tarafından dosyaya ibraz edilen tarihsiz belgede R.. K..'nun yükleniciye 37.000,00 TL ödeme yaptığı belirtilmiş olup, davalı arsa sahiplerince sunulan, R.. K.. ile iki tanığın imzasını taşıyan ve R.. K..'nca imzası inkâr edilmeyen 16.04.2008 tarihli belgede ise R.. K..'nun 51.000,00 TL olan daire bedelinin tamamını yüklenici E.. A..'e şahitler huzurunda nakit olarak ödediği yazılı bulunmaktadır. Birleşen 2010/264 E. sayılı davada davalı R.. K.. tarafından arsa sahiplerine yapılan 11.000,00 TL'lik ödemeye ilişkin herhangi bir delil ve belge sunulmadığı ve 16.04.2008 tarihli R.. K.. imzasını taşıyan belgede de satış bedelinin tamamının yükleniciye ödendiğinin kabul edilmiş olduğu gözetilerek, mahkemece, R.. K.. tarafından 11.000,00 TL'nin arsa sahiplerine ödenmiş olduğu hususunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle, asıl davada 4 no'lu bağımsız bölüme ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Öte yandan, davacı vekili, hem dava dilekçesinde hem de ıslah dilekçesinde reeskont faizi uygulanmasını istediği halde, 1 no'lu bağımsız bölüm için hüküm altına alınan alacağa avans faizi yürütülmüştür. YHGK'nın 03.03.2010 tarih ve 12-124 E, 110 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; 04.12.1984 tarih ve 3095 sayılı Yasa'nın 2/3. maddesinde, arada sözleşme olmasa bile, ticari işlerde temerrüt faizinin, TCMB'nın kısa vadeli krediler için öngördüğü reeskont faiz oranı olduğu belirtilmiş iken, 15.12.1999 tarih ve 4489 sayılı Yasa ile 3095 sayılı Yasa'da yapılan değişiklik ile, 01.01.2000 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanacak temerrüt faiz oranı, TCMB'nın kısa vadeli avans işlemlerine uyguladığı faiz oranı olarak değiştirilmiştir. Ancak 3095 sayılı Kanun'un 1. maddesi yasal faizi düzenlemiş olup, ticari olmayan işler için temerrüt faizi 2/1, ticari işler için temerrüt faizi ise 2/2. maddede düzenlenmiş ve 1. fıkra temerrüt faizi oranını öngörürken 1. maddede yazılı yasal faiz oranına atıf yapmış, 2. fıkra ise 1. madde hükmünde öngören oranı kısmen baz alarak kendisi ayrı bir oran belirlemiştir. Diğer anlatımla, 1. madde hükmü temerrüt faizini düzenlememiş, "temerrüt faizi" başlıklı 2. maddenin oran olarak kaynağı ve dayanağını oluşturan çerçeve bir hüküm olarak ve ayrıca ticari olan ve olmayan işler için sadece kural olarak uygulanmak üzere sevkedilmiş olup, bu kuralın istisnası olarak 2. maddede temerrüt faizi bakımından farklı bir oran öngörülmüştür. 1. maddede yer alan reeskont faizi ibaresi 21.04.2005 tarih ve 5335 sayılı Kanun'un 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 01.01.2000 tarihi ile 5335 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği tarih arasındaki dönemde yasal faiz ve reeskont faizi, ticari olmayan işler için temerrüt faizini ifade etmekte ve aynı anlama gelmekte ise de, asıl dava tarihi (03.02.2010) itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı TTK'nın 12/3 ve 21/2. maddeleri uyarınca davalı arsa sahipleri yönünden de ticari iş niteliğinde olduğundan, ticari işlerde 3095 sayılı Yasa'nın değişik 2/2. maddesi gereğince avans faizi isteme hakkına sahip olan davacı, 3095 sayılı Yasa'dan kaldırılmış ve bu faiz oranından daha düşük seviyede olan ve Merkez Bankası'nca yayınlanmaya devam edilen reeskont faizi istemi ile bağlı olup, alacağa talep doğrultusunda reeskont faizi uygulanması gerekir. Bu durumda mahkemece, kabulüne karar verilen 1 no'lu bağımsız bölümün değeri yönünden, davacı vekilinden dava dilekçesinde talep edilen 10.000,00 TL'nin ne kadarının 1 no'lu bağımsız bölüme ilişkin olduğu hususunda açıklama alınarak, bu açıklama doğrultusunda dava konusu edilen miktara dava tarihinden, kalan kısma ise ıslah tarihinden itibaren taleple bağlı kalınarak reeskont faizi yürtülmesine karar verilmesi gerekirken, tamamının dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi de isabetsiz olmuştur. Diğer taraftan, dava konusu bağımsız bölümlerden 2 no'lu bağımsız bölümün tapu devri ya da yükleniciye satış yetkisinin verilmesi iskân ruhsatı alınması koşuluna bağlı olup, iskân ruhsatı dava tarihinden sonra 29.06.2010 tarihinde almıştır. Davalı arsa sahiplerinin bu bağımsız bölümü yükleniciye devretmemekte, diğer anlatılma davaya karşı koymakta haklı oldukları anlaşıldığından, 2 no'lu bağımsız bölüm ile ilgili yargılama giderlerinden davalı arsa sahiplerinden C.. K.. ve M.. K..'nın sorumlu tutulmaması gerektiğinin gözetilmemesi de bozmayı gerektirmiştir.3-Asıl davada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Eser sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri her iki tarafa vecibeler yükleyen “karşılıklı taahhütleri havi” tam iki yanlı akit türlerindendir. Davacı inşaatı yapmayı üstlenmiş, karşılığında arsa payı ve daire verilmesi öngörülmüştür. Yüklenicinin hakettiğini ileri sürdüğü tapuyu alabilmesi, kendisinin bütün vecibeleri yerine getirmesi şartına bağlıdır. Yani eserde bir kısım eksik ve kusurlar varsa, birlikte ifa kuralı uyarınca bu eksik ve kusurlu işlerin giderim bedelinin, faizsiz olarak depo ettirilmesi ve karar kesinleştiğinde ödenmesi koşulu ile tapunun iptali ve tesciline karar verilmesi gerekir. Ne var ki, somut olayda, asıl davada davalı arsa sahiplerinden M. Ç. davaya hiçbir aşamada yanıt vermediği mahkemenin de kabulünde olup, dosya kapsamında herhangi bir mahsup itirazı ve tasfiye talebi bulunmamasına rağmen, mahkemece, davacının anılan davalıya birlikte ifa kuralı gereğince eksik ve ayıplı iş bedeli için depo ettiği 3.300,00 TL'nin karar kesinleştiğinde üstelik ulaştığı meblağın davalı M. Ç. ödemesine karar verilmiş olması hatalı olmuştur.4-Birleşen 2010/264 E. sayılı davada davalı R.. K.. vekilinin temyiz itirazları yönünden; Mahkemece, birleşen davada 4 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ve tescili istemi reddedildiğine göre, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca dava konusu bağımsız bölümün 28.10.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile belirtilen dava değeri üzerinden davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekilinin 18.04.2014 tarihli ek karara yönelik temyiz itirazları ile 22.05.2013 tarihli asıl karar yönünden asıl davada davalı M.. Ç..'in ve birleşen Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/264 E. sayılı davasında davacılar vekilinin tüm, asıl davada davacı vekili ile davalılar C.. K.. ve Muhlis Kaya vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalılar C.. K.. ve M. K. vekilinin, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekilinin, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen 2010/264 E. sayılı davada davalı R.. K.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün anılan taraflar yararına ayrı ayrı BOZULMASINA, asıl davada davacı ve davalılar C.. K.. ve M.. K.. ile birleşen 2010/264 E. davada davalı R.. K..'dan peşin alınan harçların istek halinde iadesine, asıl davada davacı E.. A.. tarafından ek karar yönünden ve birleşen 2010/264 E. sayılı davada davacılar C.. K.. ve M.. K..'dan asıl karar yönünden alınması gereken harç peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden asıl davada davalı M.. Ç..'ten alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.