Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7176 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7441 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Kayseri Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 07/11/2013NUMARASI : 2011/306-2013/296Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında “Mimari Teknik Uygulama Sorumluluğu Hizmetleri” ve “Fenni Mesullük Hizmet” sözleşmelerinin bulunduğunu, bu sözleşmeler kapsamında 10.12.2010 tarihli 28.320,00 TL ve 18.02.2011 tarihli 63.139,44 TL bedelli faturalara dayalı olarak davalı aleyhine başlatılan icra takiplerine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, sözleşmelere konu taşınmaz üzerinde hiçbir inşai faaliyet yürütülmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; sözleşmelere konu taşınmaz üzerinde herhangi bir inşaat yapılmadığı, faturalardan 28.320,00 TL’lik olan davalı defterlerinde kayıtlı olsa da, bu durumun işin yapıldığına delalet etmeyeceği, kaldı ki, sözleşmelere göre, aylık ödeme ve her ay için yapılan hizmete bağlı olarak ödeme yapılacağının kararlaştırıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2)Taraflar arasında “Fenni Mesullük Hizmet Sözleşmesi” ile “Mimari Teknik Uygulama Sorumluluğu Hizmetleri Sözleşmesi” imzalandığı hususunda çekişme bulunmamaktadır. Davacı, sözleşmeler gereği ödenmesi gereken tüm ücreti hak ettiği iddiası ile icra takibi başlatmış, itiraz üzerine mevcut itirazın iptali davası açılmıştır. Mahkemece, henüz inşaata başlanmadığı, bu itibarla herhangi bir bedel talep edilemeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ne varki, taraflar arasındaki sözleşmeler kapsamı nazara alınarak, davacının yüklendiği edimlerden hangilerini yerine getirdiği ve bunlara karşılık ne miktar bedel istemeye hak kazandığının tespitinde zorunluluk bulunmaktadır. Her iki sözleşmede de davacıya bedel ödenebilmesi için fiilen inşaata başlanmış olması şartı yer almamaktadır. Tam aksine davacının daha başlangıçta projelerin kontrolü ve birbirleri ile uyumunu kontrol etmek gibi yükümlülükleri bulunduğu görülmektedir. Nitekim dosya içerisindeki 21.12.2010 tarihli yapı ruhsatı kapsamına göre, yapılacak inşaat yönünden proje onaylarının yapıldığı anlaşılmıştır. Bu itibarla, gelinen bu aşama itibariyle davacının sözleşmeler uyarınca herhangi bir ücreti hak edip etmediğinin değerlendirilmesi gerekirken, fiilen inşaata başlanmadığı gerekçesiyle aksi yönde görüş bildiren bilirkişi raporu ile bağlı kalınarak yazılı şekilde hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile red kararı verilmesi usûl ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.