Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7149 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 7080 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 19/12/2013NUMARASI : 2013/435-2013/688Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. S.. Ç..'nin gelmeleriyle duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacı vekili, davalı ile aralarında 20.04.2011 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmede tapuya şerh vermeye dair hüküm bulunmadığını, ancak, davalı arsa sahibinin devir ve temlik yetkisini içeren vekaletnameyi müteahhidin belirleyeceği kişiye vereceğine dair hüküm bulunduğunu, davalının dava dışı oğlu Mustafa’ya aynı tarihte vekalet verdiğini, Mustafa’nın da 03.06.2011 tarihinde yüklenicilere vekalet verdiğini, davalının ise aynı gün oğlu Mustafa’yı vekillikten azlettiğini ileri sürerek, sözleşmenin tapuya şerhine ve arsanın davacıya teslimine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili ıslahla, müvekkiline sözleşme gereğince yapılacak inşaat için uygun şekilde yetki ve vekalet verilmesine, olmadığı takdirde 100.000,00 TL menfi zararının temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizce, kısa kararla davanın reddine karar verilip, gerekçeli kararda ise hüküm sonucuna değinilmemiş olmasının HMK aykırı olduğu, bu durumda mahkemece 10.04.1992 gün ve 1992/7 esas, 1992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme kararı çerçevesinde, bu kısa kararla bağlı kalınmadan, yeni bir kısa ve buna uygun gerekçeli karar ve hüküm oluşturulmak üzere hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda , taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçerli ve feshedilmemiş olduğu, davalı tarafından sözleşme gereği yerine getirilmediği takdirde davacının , davalının kusurlu davranışına dayanarak akdin feshini ve menfi zararın tazmini için dava açabileceği, mahkemece davalıyı vekalet vermeye zorlayıcı hüküm kurulamayacağı, müspet zararın da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Taraflar arasındaki 20.04.2001 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yüklenici sıfatıyla davacı F.. T.. ve dava dışı T. S. T. tarafından imzalanmış olup, sözleşmede yüklenicilerle ilgili ayrı ayrı yükümlülükler düzenlenmediğine göre, adi ortaklık niteliğiyle sözleşmenin imzalandığının kabulü gerekir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan BK'nın 520. vd. maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın ayrı bir tüzel kişiliği bulunmamakta olup, adi ortaklığın davacı olduğu hallerde adi ortaklığı oluşturan ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, davanın ortaklar tarafından birlikte açılması, sadece biri tarafından açılan davanın hemen reddedilmemesi, diğer ortağın HMK'nın 59. ve 60. madde hükümleri gözetilerek, davaya dahil edilmesi için davacı yana önel verilerek taraf teşkili sağlanması gerekirken, taraf teşkiline ilişkin bu yön üzerinde durulmadan esasa girilerek karar verilmesi hatalı olmuştur.2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.