Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7049 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11211 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ: İzmir(Kapatılan) 12. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 25/02/2014NUMARASI : 2012/265-2014/75Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı kooperatif vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olup, kendisine yapılmakta olan taşınmazlardan 3. kısım 5 nolu giriş B/1 blok 7 nolu dairenin tahsis edildiğini, müvekkilinin 1997 yılı sonuna kadar tüm edimlerini yerine getirdiğini, bu sırada inşaatın tamamlanıp teslim aşamasına geldiğini, ancak davalı kooperatifin müdürü ve aynı zamanda yüklenici dava dışı firmanın sahibi olan A. N..A.. ile kooperatif yönetiminin işbirliği yapıp usulsüz ve yolsuz işlemler yaptıklarını, ortaklardan dayanağı olmayan ödemeler talep ettiklerini, A. N.. A.. lehine kooperatife ait taşınmazlar üzerine ipotekler konulduğunu, müvekkilinin ve bazı ortakların genel kurul kararlarının iptali için davalar açtıklarını ve davaların kabul edildiğini, bunun üzerine kooperatifin yönetiminin müvekkili ile bazı ortakları haksız olarak üyelikten ihraç ettiğini, ihraç kararlarının mahkemece iptal edildiğini, en son olarak davalı kooperatif yönetim kurulunun 16.01.1999 tarihinde müvekkilini üyelikten ihraç ettiğini, bu kararın 02.07.2000 tarihli genel kurulca onaylandığını, bu kararın da mahkemece iptal edildiğini, bu karar kesinleşmeden müvekkilinin yerine yeni ortak alınmasının mümkün olmadığını, buna rağmen müvekkiline tahsis edilen konutun kooperatif tarafından davalı C.. E..'ye tapuda satış işleminin yapıldığını, müvekkilinin kendisine tahsis edilen taşınmazı kullanmadığını ileri sürerek, dava konusu taşınmazın davalı C.. E.. adına olan tapu kaydının iptali ile davacı müvekkili adına tesciline, bu talebin kabul edilmemesi halinde ise konutun rayiç değerinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 4.000,00 TL'nin reeskont faizi ile davalı kooperatiften tahsilini, konutun müvekkiline teslim edilmemesi nedeni ile Haziran 1997'den fiili teslim tarihine kadar rayiç kira bedeli olarak 1.000,00 TL'nin davalılardan müteselsilen tahsilini, müvekkilinin uğradığı manevi zarar nedeni ile 5.000,00 TL'nin davalı kooperatiften tahsilini talep ve dava etmiş, davacı vekili daha sonra 09.01.2014 tarihinde tazminata ilişkin talebini 39.295,02 TL'ye artırdığını beyan ederek davasını ıslah etmiştir.Davalı kooperatif vekili, davacının 1993 yılında üye olduğunu, ancak düzensiz ve eksik ödemeler yaptığını, borcu nedeni ile de 1996 yılında üyelikten ihraç edildiğini, 1997 yılında yeniden üyeliğe alındığını, davacının eksik ödemelere devam ettiğini, 1997 yılı Mayıs ayından itibaren de hiçbir ödeme yapmadığını, diğer ortakların 6.500,00 TL ödemesine rağmen davacının toplam ödemesinin 1.500,00 TL civarında olduğunu, davacının borcuna karşılık taşınmazının yüklenici A. N.. A..'a devredildiğini, davacı ve onun gibi hareket eden ortaklar nedeni ile müvekkili kooperatifin zor duruma düştüğünü, davacının taleplerinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı C.. E.. vekili, müvekkilinin dava konusu taşınmazı 1999 yılında A. N.. A..'tan bedelini ödeyerek devraldığını ve tapuda tescil edildiğini, davacıyı tanımadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davacı hakkında verilen ihraç kararının iptaline ilişkin kararın kesinleştiği, böylece davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespit edildiği, davanın kooperatif yönünden tazminat isteğiyle ıslah edildiği, davacının davalı kooperatife ihraç tarihinden önceki döneme ilişkin olarak borcu bulunduğu, bu nedenle davacının kira tazminatı ve manevi tazminata ilişkin taleplerinin yerinde olmadığı, davalı C.. E..'nin iyiniyetli malik olduğu gerekçesi ile davacının kira tazminatı ve manevi tazminat taleplerinin reddine, taşınmazın rayiç değerine ilişkin maddi tazminat davasının ise kabulü ile bu miktarın davalı kooperatiften tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı kooperatif vekili temyiz etmiştir. 1-Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, taraf ehliyetide son bulur. Ancak bu durumda, 6100 sayılı HMK'nın 55. maddesine göre mirasçıların malvarlığı haklarını etkileyen davalar, konusuz kalmaz. Bu halde, ölen tarafın mirasını reddetmeyen mirasçılarının, davayı mecburî dava arkadaşı olarak hep birlikte takip etmeleri gerekir.Temyiz aşamasında davalı vekilinin, davacı A.. F..'nun öldüğünü bildirmesine ve mahkemece UYAP'tan alınan nüfus kayıt örneklerine göre, adı geçen davacı A.. F..'nun 25.02.2013 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır. Dava konusu istek malvarlığına ilişkin olup, mirasçıların mal varlığını etkilemektedir. HMK'nın 50. maddesindeki "medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf ehliyetine de sahiptir" hükmü karşısından ölü kişi adına hüküm kurulamayacağından, mahkemece anılan usul hükümleri dikkate alınarak, mirası reddetmeyen davacının mirasçılarının zorunlu dava arkadaşlığı hükümlerine göre davada yer almalarının sağlanması için vekile süre verilmesi gerekir. Açıklanan hususlara rağmen, yazılı şekilde dava sırasında ölen ve taraf ehliyeti son bulan davacı hakkında hüküm kurulması hatalıdır.2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.