MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasında görülen menfi tespit ve ihraç kararının iptali davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 08.03.2012 gün ve 2011/3199 Esas 2012/1781 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:- KARAR -Davacı vekili asıl davada, davalı kooperatif ortağı olan müvekkilinin borcu bulunmamasına rağmen kooperatifçe 226.000,00 TL borcun ödenmesi için ihtarname keşide edildiğini, Eylül 2002 ayı dahil aidat borcunun mahkeme kararıyla belirlenip ödenmesine rağmen kooperatifçe bu dönemden önceki aidat ve işlemiş faizlerinin de ihtarnameyle istendiğini, 2002 yılı sonrası genel kurulları ile alınan kararlardan müvekkilinin haberdar edilmediğini ileri sürerek, müvekkilinin ihtarnameyle istenen miktarda borcunun bulunmadığının tespitine, birleşen davada ise, davalı kooperatifin aidat borçlarını ödemediği gerekçesiyle müvekkilini üyelikten ihraç ettiğini, müvekkilinin davalı kooperatifçe gönderilen ihtarnamelerde belirtilen miktarda borcu bulunmadığını ileri sürerek, yönetim kurulunun 20.02.2009 tarihli ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının ihtarnamelerde belirtilen borcunu ödemediğini ve açılan davanın yersiz olduğunu savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir. Mahkemece, ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2003/187 esas sayılı dosyasında davacının 30.09.2002 tarihine kadar aidat ve işlemiş gecikme faizinin hüküm altına alınarak davacı ortakça ödendiğini, kooperatifçe 1995 yılı genel kuruluna dayanarak istediği 4000 USD'lık aidat ve gecikme faizi için bu tarihi kadar bir takip yapmadığı, dava açmadığı ve anılan miktarın diğer ortaklardan da istenildiğinin kanıtlanamadığı, 2002 yılı Eylül ayı öncesi aidatın davalı kooperatifin kayıtları incelenerek mahkeme kararıyla belirlenmesi nedeniyle davacı ortağın kooperatife bu dönemdeki borç nedeniyle borçlu olmadığı, dava tarihi itibariyle davacının 11.890,00 TL asıl alacak, 32.985,50 TL gecikme faizi, olmak üzere toplam 44.875,50 TL borçlu olduğu, 181.124,50 TL borçlu olmadığı, birleşen davada ise, ihtarnamelerde istenen borç ile gerçek borç miktarı arasında makul miktarı aşan ölçüde fark olduğu gerekçesiyle birleşen davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline, asıl davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya dava tarihi itibariyle 181.124,50 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine ilişkin verilen karar davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 08.03.2012 tarih 2011/3199 Esas 2012/1781 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır.Bu kez, davalı vakili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.1- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme istemleri yerinde değildir.2- Asıl dava, davacı ortağın kooperatife aidat ve faiz borcu bulunmadığına ilişkin menfi tespit, birleşen dava ise, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda 12.11.2005 tarihli genel kurulun 4. maddesiyle iskan alınması için belirlenen aidat yükümlülüğü dikkate alınmış, davalı vekili ek rapora itirazda ileri sürmesine rağmen 28.10.2007 tarihli genel kurulun 3. maddesi mahkemece değerlendirilmemiştir. Aidat gibi tüm ortakları ilgilendiren genel nitelikteki kararların toplantıya katılmayan ortaklara tebliği zorunluluğu bulunmamaktadır. Diğer yandan 1163 sayılı Kooperatifler Kanun’unun 23. maddesi hükmü uyarınca ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit olup, genel kurulca peşin ortaklığa ilişkin ayrık bir karar alınmadığı sürece, genel kurulca belirlenen aidat yükümlülüğünden tüm ortaklar sorumludur. O halde mahkemece, davalı kooperatifin defter ve ödeme belgeleri üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılarak davalı vekilinin sonuca etkili itirazlarının karşılanması, bu kapsamda 28.10.2007 tarihli ve sonraki genel kurullarda iskan ruhsatı alınması için 12.11.2005 tarihli genel kurulda alınan karardan ayrı olarak ortaklara iskan masraflarını ödeme yükümlülüğü getirilip getirilmediği kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Aidat yükümlülüğünün getirildiğinin belirlenmesi halinde ise, davacının sorumlu olduğu miktar hüküm tarihinden sonra temyiz aşamasında yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun ve Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu'nun 7. maddesi hükmü uyarınca Türk Borçlar Kanunu'nun 120. maddesi uyarınca belirlenerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından Dairemizin 08.03.1012 tarih, 2011/3199 Esas 2012/1781 Karar sayılı ilamının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer karar düzeltme istemlerinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 08.03.2012 tarih 2011/3199 Esas 2012/1781 Karar sayılı bozma kararının kaldırılarak mahkeme kararının davalı yararına BOZULMASINA, evvelce alınan onama harcı ile karar düzeltme harcının istek halinde iadesine, 27.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.