Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6955 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10913 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 21. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/10/2013NUMARASI : 2012/53-2013/401Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescile ilişkin birleşen, tahliye ve ecrimisile ilişkin karşı davanın sonucunda verilen hükmün düzeltilerek onanmasına ilişkin Dairemizin 22.09.2014 gün ve 2650 Esas, 5818 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi birleşen davada davacı-karşı davada davalı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.- KARAR -Asıl davada ve birleşen davada davacı vekili, 2981 sayılı Yasa gereğince müvekkili adına tapu tahsis belgesi verilen 51 ada 1 parsel sayılı taşınmazda inşaat yapılması amacıyla, müvekkili ile davalı yüklenici arasında imzalanan 14.07.1997 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, müvekkilinin, davalının payına düşen tapu payını devretmesi halinde 3 adet daire, tapu payını devretmediği takdirde 2 adet daire alacağının, kalan dairelerin de davalıya ait olacağının kararlaştırıldığını, tapu tahsis belgesinin 08.10.2004 tarihinde iptal edildiğini ve her nasılsa taşınmazın idarece yapılan ihale sonucunda davalı tarafından kötüniyetli olarak satın alındığını, bunun üzerine davalının müvekkiline düşen dairelere ilişkin arsa payını vermediğini, sözleşme uyarınca 2 daireye karşılık gelen arsa payının müvekkiline verilmesi gerektiğini ileri sürerek, fiilen müvekkiline teslim edilmiş olan 2. kattaki 2 daireye karşılık gelen 20/80 oranındaki davalı tapusunun iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davalı vekili, davacının elinde bulunan tapu tahsis belgesine dayanılarak taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede 3 adet dairenin davacı arsa sahibine ait olacağının kararlaştırıldığını, müvekkilince yapı ruhsatı alınarak inşaata başlandığını ve süresinde bitirilerek dairelerin davacıya teslim edildiğini, ancak davacının 2981 sayılı Yasa'nın aradığı koşulları taşımadığının anlaşılması üzerine idarece tapu tahsis belgesinin iptal edildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından davacıya ihtar gönderilerek, taşınmazın satışa çıkarılacağının, satış işlemleri takip edilerek, sözleşmeden kaynaklanan edimlerin yerine getirilmesi gerektiğinin, taşınmaz hazineden ya da üçüncü bir kişiden müvekkilince satın alınır ise, kendisine teslim edilen 3 adet daireyi iade etmesi, aksi takdirde dairelerden tahliyesi ve ecrimisil talep edileceğinin bildirildiğini, buna rağmen davacının taşınmazın satış ihalesine girmediğini, taşınmazın ihaleye davacı ile birlikte davet edilen müvekkili tarafından satın alındığını, taşınmaz üzerinde herhangi bir hakkı kalmayan davacının bu haliyle sözleşmeden kaynaklanan edimini yerine getirmesi imkânının kalmadığını, müvekkilinden hak talep etmesinin yasal dayanağı bulunmadığını savunarak, asıl davanın reddini istemiş, açtığı karşı davasında ise, asıl davadaki savunmalarını tekrarlayarak, davalının 3 adet daireden tahliyesini ve son beş yıla ilişkin ecrimisil bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir. Karşı davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, asıl davanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren yasal süresi içerisinde yenilenmediği, aynı istemlerle Kadıköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/22 E. sayılı dosyasında açılan davanın eldeki dava ile birleştirildiği, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin birleşen davada davacı-karşı davada davalı arsa sahibi adına tapu tahsis belgesi bulunduğu dönemde imzalandığı, ancak yasal koşulları taşımadığının sonradan anlaşılması üzerine anılan belgenin iptal edildiği, yüklenici tarafından arsa sahibine ihtar gönderilerek, taşınmazın ihaleye çıkarılacağının ve taşınmaz satın alınarak sözleşmeden kaynaklanan edimlerin yerine getirilmesinin istendiği, arsa sahibinin ekonomik durumunu gerekçe göstererek ihaleye girmediği, bunun üzerine taşınmazın yüklenici tarafından satın alındığı, bu aşamadan sonra taşınmaz üzerinde hak sahibi haline gelen yüklenicinin, arsa sahibine daire verme yükümlülüğünün kalmadığı, arsa sahibinin fiilen teslim aldığı daireleri tahliye etmesi ve yükleniciye ecrimisil bedeli ödemesi gerektiği sonucuna varılarak, asıl davanın açılmamış sayılmasına, birleşen davanın reddine, karşı davanın kabulü ile davalı arsa sahibinin 3 daireye yönelik müdahelesinin men'i ile dairelerden tahliyesine, 46.752,00 TL ecrimisil tazminatının 10.000,00 TL'sinin karşı dava, bakiyesinin ıslah tarihinden itibaren faziyle birlikte karşı davada davalıdan tahsiline dair verilen karar, birleşen davada davacı-karşı davada davalı arsa sahibi M.. E.. vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 22.09.2014 tarih ve 2650 E., 5818 K. sayılı ilamıyla, davacı yanın asıl davasını 17.09.2012 tarihli oturumda takipsiz bıraktığı ve mahkemece takip edilmeyen asıl davanın işlemden kaldırılmasına karar verildiği, bu kez davacı vekilinin aynı taleplerle Kadıköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 3013/22 Esasında yeni dava açtığı ve dosyaların birleştirildiği, aynı davanın daha önceden açılmış veya halen görülmekte olmasının 6100 sayılı HMK'nın 1114/1-i maddesi uyarınca dava şartı olduğundan arsa sahibince açılan birleşen davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, davanın esasının incelenerek ret kararı verilmesinin doğru olmadığı, arsa sahibinin birleşen davasının bu gerekçeler ile reddi gerekirken, aynı sonuca yazılı gerekçelerle varılması isabetsiz ise de, sonucu itibariyle doğru olan kararın, HUMK'nın 438/son maddesi gereğince gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasındaki vekalet ücreti yönünden düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.Birleşen davada davacı-karşı davada davalı arsa sahibi vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, birleşen davada davacı-karşı davada davalı arsa sahibi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan diğer karar düzeltme itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dairemizin 22.09.2014 tarih ve 2650 E., 5818 K. sayılı düzelterek onama ilamında, birleşen davada, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği belirtildiği halde, hüküm fıkrasının bu doğrultuda düzeltilmediği ve ayrıca birleşen davada davacı-karşı davada davalı vekilinin, birleşen davada ve karşı davada verilen hükümlerin esasına yönelik temyiz itirazları hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği gibi, asıl davada verilen hükme yönelik herhangi bir temyiz istemi olmadığı halde, kararı asıl davada davacı vekilinin temyiz ettiğinin belirtilmiş olmasının da doğru olmadığı anlaşıldığından, birleşen davada davacı-karşı davada davalı vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemiz ilamının aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davacı-karşı davada davalı vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer karar düzeltme itirazlarının kabulü ile, Dairemiz ilamının 2. sayfasında yer alan “Kararı, asıl ve birleşen davada davacı-karşı davada davalı arsa sahibi vekili temyiz etmiştir" paragrafında yer alan "asıl ve" ibaresinin çıkarılmasına, bu paragraftan sonra gelmek üzere satır başı yapılarak "1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, karşı davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir." bendinin, "Davacı yan" ibaresi ile başlayan paragrafın başına "2" rakamının yazılmasına, aynı paragrafta yer alan "25.250,00 TL nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığından" kelime grubundan sonra gelmek üzere "birleşen davada davacı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmeksizin" kelime grubunun yazılmasına; ilamın "SONUÇ" bölümündeki "Yukarıda" kelimesinden sonra "(1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, karşı davada davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte" kelime grubunun yazılmasına ve yine "SONUÇ" bölümünde yer alan "(HÜKÜM) bölümünün" ibaresinden sonra "2. fıkrasında yer alan 'Birleşen davanın' ibaresinden sonra 'usulden' ibaresinin yazılmasına ve" kelime grubunun eklenmesi, yine "SONUÇ" bölümünde yazılı "asıl ve" ibarelerinin çıkartılması suretiyle Dairemiz ilamının DÜZELTİLMESİNE, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 28.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.