Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6952 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3332 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Eskişehir Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 07/02/2013NUMARASI : 2012/275-2013/82Taraflar arasında görülen itirazın iptali davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 11.11.2013 gün ve 7618 Esas, 6977 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.- KARAR -Davacı vekili, müvekkili arsa sahibi ile davalı yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşme ile müvekkiline ait Eskişehir, Merkez ilçe, ... köyü ... ve 83 parselde kayıtlı tarlalar üzerinde yapılacak işlemden sonra meydana gelecek arsanın tamamı veya bir kısmı üzerinde tasdikli mimari proje ve imar mevzuatına uygun olarak yapılacak dubleks konutlardan %20'sine tekabül eden miktarının anahtar teslimi şeklinde müvekkiline verilmesi konusunda anlaşıldığını, yapılacak dairelerden 26 adedinin müvekkiline verilmesinin hüküm altına alındığını, imar uygulaması sonucu taşınmazların 3208 ada 1 ve 3438 ada 1 parsel numarasını aldığını, anılan sözleşme ile işin süresinin imar iznini müteakip inşaat ruhsatının alınmasından itibaren 36 ay olarak belirlendiğini, işin süresinde tamamlanmaması halinde geçen her ay için (26x100) 2.600,00 TL gecikme cezası ödeneceğinin belirlendiğini, inşaat ruhsatının 17.07.2008 tarihinde alındığını, sözleşmede belirtilen süre geçmesine rağmen inşaata başlanmadığını ve müvekkiline verilmesi gereken dairelerin teslim edilmediğini, cezai şartın tahsili amacıyla davalıya Eskişehir 3. Noterliği’nden 20.01.2012 tarihli ve 00785 yevmiye numaralı ihtarname gönderdiklerini, ödeme yapılmaması üzerine de hakkında Eskişehir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1300 E. sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, davalının takibe haksız ve kötüniyetle itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, dava dilekçesinde sözü edilen ruhsatın dava dışı Yusuf Yalçın’a ait olan 1 numaralı parselin ruhsatı olduğunu, davacıya ait arsanın ruhsatının bulunmadığını, yapılan sözleşmede “arsaların tamamı üzerinde yapılacak konut sayısının % 20’si verilecek” ibaresine yer verildiğini, davacının sahibi bulunduğu arsanın ruhsatı olmadığı gibi inşaata da başlanmadığını, sözleşmede geçen 26 adet konuta ise noter tarafından harç bedelinin ve sözleşme bedelinin belirlenmesi amacıyla değinildiğini, davacının tarla niteliğindeki arsasının imara uygun hale getirilebilmesi için harita mühendislerine ve belediyeye 100.000,00 TL'den fazla harç ödendiğini, sözleşmenin 3 ve 4. maddelerine göre müvekkili kooperatifin aciz durumuna düştüğünü, 3438 ada, 1 parsel numaralı taşınmaz için henüz imar çapı dahi alınamadığını, bu arsa üzerinde hiçbir hak istemediklerini ve arsa sahibine iadesini istediklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 11.11.2013 tarih ve 7618 E., 6977 K. sayılı ilamıyla, diğer temyiz itirazları reddedilerek, taraflar arasındaki sözleşmenin ''İşin Süresi'' başlıklı maddesinde "Bu sözleşmenin süresi imar iznini müteakip inşaat ruhsatının alınmasından itibaren 36 ay'dır. 36 ay sonunda dubleks daireler bitirilmiş ve iskânı alınmış duruma getirilmiş olacaktır. İşin bitim süresi 36 aydan sonra 6 aydan fazla olamaz", hükmüne ''Cezai Şartlar'' başlıklı maddesinde ise," Bu sözleşmeye uymayan taraf yekdiğerine, tarafların belirleyeceği miktarda bir bedeli hiçbir hüküm istihsaline hacet kalmaksızın ödemek zorundadır. Kooperatif işi süresi içinde tamamlayamaz ise geçen her ay için 26x100 YTL=2.600,00 YTL gecikme cezası olarak ödeyecektir" hükmüne yer verildiği, dosya kapsamından davacıya ait tarla vasfındaki 82 ve 83 parsel sayılı taşınmazların imar uygulaması sonucu 3208 ada 1 parsel ve 3438 ada 1 parsel sayılı taşınmazlara revizyon gördüğü, 3208 ada 1 parselin 09.10.2007 tarihinde imar görüp, üzerinde 11 adet bağımsız bölüm için inşaat ruhsatı alındığı, 3438 ada 1 parselin ise diğer parselden yaklaşık bir yıl sonra olmak üzere 17.09.2008 tarihinde imar gördüğünün anlaşıldığı, hükme esas alınan raporda ise yalnızca 11 adet inşaat ruhsatı alınan 3208 ada 1 parsele ilişkin olarak değerlendirme yapılıp, davacının pay sahibi bulunduğu 3438 ada 1 parsel sayılı diğer taşınmazda imar izni ve inşaat ruhsatı alınıp alınmadığı tartışılmadan, 11 adet inşaat ruhsatının alındığı 17.07.2008 tarihinde bütün inşaat ruhsatlarının alınabileceği varsayımına dayanılarak hesaplama yapıldığı gibi, 11 adet bağımsız bölüm için inşaat ruhsatı alındığı kabul edildiği halde teslimi gereken 26 dairenin tamamı için gecikme cezası hesaplandığı, mahkemece, yeterli incelemeye dayanmayan ve denetime elverişli bulunmayan rapor esas alınmak suretiyle hüküm kurulmasının doğru olmadığı belirtilerek, davalı yararına bozulmuştur.Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.Dosya kapsamından, 3438 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 17.09.2008 tarihinde imar gördüğü, inşaat ruhsatının henüz alınmamış olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece bu parsel ile ilgili imar izninin alınmış olduğunun tespiti halinde, imar izninin alınış tarihinden itibaren yüklenicinin makul sürede ruhsat almak için gereken gayreti gösterip ruhsat işlemleri için ilgili merciilere başvurup başvurmadığı üzerinde durulmalı, ruhsat alınması için gerekli makul süre belediyeden sorulmalı, başvuruyu makul sürede yapmışsa, ruhsat verilmesindeki varsa idari gecikmeden yükleniciye kusur yüklenemeyeceği gözetilmeli, varsa gecikmenin neden kaynaklandığı araştırılarak inşaata başlama ve buna göre teslimi gereken tarih belirlenmeli, sözleşmede kararlaştırılan teslim tarihinde inşaatı tamamlayarak bağımsız bölüm teslim etmeyen yüklenicinin muaccel bir edim borçlusu olarak bu tarihten sonraki süre için gecikmeden doğan cezai şarttan sorumlu olacağı dikkate alınmalıdır. Bozmaya uyulması halinde bu ilke çerçevesinde, inşaat ruhsatının alınması için gereken makul süre belirlenip, makul süreyi aşan gecikme nedeniyle teslimi gereken tarihin uzaması halinde gecikme cezasının (ifaya ekli cezai şartın) hesaplanacağı tabiîdir.Bu açıklamalara ve Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme itirazlarının reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına ve takdiren 226,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 04.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.