MAHKEMESİ : Marmaraereğlisi Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/04/2013NUMARASI : 2011/204-2013/108Taraflar arasında görülen alacak davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 24.12.2013 gün ve 6501 Esas, 8319 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.- KARAR -Asıl davada davacı kooperatif vekili, müvekkili ile davalılar arasında “mola hizmet sözleşmesi” bulunduğunu, bu sözleşmeye göre, davalılardan E..Akaryakıt Ltd. Şti.’nin maliki, P...-Vip Otelcilik Ltd. Şti.’nin işletmecisi olduğu, Yeniçiftlik Beldesi ... Mah. ... Cad. Sahil Mevkii’ne yapılacak tesisin 20.05.2011 tarihinde faaliyete geçeceği, davalılardan kaynaklanmayan gecikme halinde bu sürenin 15.06.2011 tarihine kadar uzatılacağı, bu süre zarfında Y... Köyü E 84 Karayolu 33. Km’de hizmet veren V.....2 dinlenme tesislerinde hizmet verileceği ve sözleşmeye uymayanın diğer tarafa 250.000,00 TL cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davalıların 15.06.2011 tarihine kadar tesisi hazır hale getirmediklerini, 25.08.2011 tarihine kadar, Y...Köyü E 84 Karayolu 33. Km.’de hizmet veren V...2 dinlenme tesislerinde otobüsleri durdurarak hizmet aldıklarını, bu tarih itibariyle sözleşmenin devamının anlamsız olması nedeniyle sözleşmenin feshi ile cezai şart bedelinin ödenmesi amacıyla keşide edilen ihtara davalıların uymadıklarını ileri sürerek, şimdilik 250.000,00 TL cezai şart bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl davada davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.Birleşen davada davacılar vekili, taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalı kooperatife, Y... Beldesi Merkez Mah. .... Cad. Sahil Mevkii’nde bulunan ve sözleşmeden 1 yıl önce imal edilen birinci binada sözleşmeye konu hizmetin verilebileceğini, bu duruma rağmen davalı kooperatifin sözleşmeyi haksız bir şekilde feshettiğini, bu haksız fesih nedeniyle cezai şart haklarının doğduğunu, sözleşme gereğince davalı kooperatife ödenen 150.000,00 TL’nin ödenmesi gerektiğini, kâr kayıpları, menfi ve müspet zararlarının da doğduğunu ileri sürerek, şimdilik davalı kooperatife ödenen sözleşme bedeli olan 150.000,00 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren ticari faiziyle tahsiline, 250.000,00 TL cezai şart bedelinin ticari faiziyle tahsiline, davacı şirketlerin kâr kaybı, menfi ve müspet zararların tespiti ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davalı kooperatif vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, asıl davada; taraflar arasındaki sözleşmeye göre, tesisin en geç 15.06.2011 tarihinde faaliyete geçmesinin kararlaştırıldığı, 26.08.2011 tarihi itibariyle faaliyete geçmediği, bu hali ile asıl davada davalıların sözleşmenin ifasında temerrüde düştükleri, davalı şirketler aynı yerde bulunan birinci binanın faal olduğunu savunsalar da, birinci binanın sözleşme tarihinden önce de faaliyette olduğu, sözleşme içeriği ve birinci binanın sözleşme tarihinden önce faaliyette olması birlikte değerlendirildiğinde, sözleşme konusunun ifa edileceği yerin birinci bina değil, yapılacak olan yeni tesis olduğu, davalı şirketlerin 15.06.2011 tarihinde sözleşmenin ifa edileceği yeni tesisi hazır hale getirmedikleri, bu nedenle de davacı kooperatifin sözleşmeyi feshetmesinin haklı nedene dayalı olduğu, asıl davada talep edilen cezai şartın asıl edime bağlı olarak istenebileceği, sözleşme feshedildiğinden davacı kooperatifin cezai şart bedelinin talep edemeyeceği, birleşen davada; sözleşme konusu ifa edilmediğinden, davalı kooperatifin sözleşme nedeniyle tahsil ettiği 150.000,00 TL’yi iade etmesi gerektiği, sözleşme haklı nedenle feshedildiğinden, cezai şart, kâr kaybı, menfi ve müspet zarar istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulü ile 150.000,00 TL’nin sözleşmenin feshi tarihi olan 25.08.2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline dair verilen karar, asıl ve birleşen davada taraf vekillerinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 24.12.2013 tarih ve 6501 E., 8319 K. sayılı ilamıyla onanmıştır.Asıl davada davacı-birleşen davada davalı kooperatif vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.1-Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin asıl davaya yönelik tüm, birleşen davaya yönelik HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Birleşen davada davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarına gelince;Birleşen dava, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davalı kooperatifin peşin aldığı 150.000,00 TL bedeli sözleşmenin feshi sebebiyle iade etmesi gerektiği belirtilerek, birleşen davanın kısmen kabulü ile 150.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmiştir.Taraflar arasındaki sözleşmenin 4. maddesi ''İş bu sözleşme 20.05.2011 tarihinde başlar. 20.05.2012 tarihinde sona erer. Mülkiyeti E... Akaryakıt Üm. İnş. Eml. Turizm Gıda Nak. San. Tic. Ltd. Şti:'ye ait olan ve işletmeceliğini P... Otelcilik Gıda İnş. Sant. Tic. Ltd. Şti.'nin yapacağı Y.. Beldesi, Merkez Mh., ... Cad., Sahil Mevkii adresinde bulunan tesis 20.05.2011 tarihinde faaliyete geçecektir. Olumsuz hava koşulları veya tesis sahibi ve işletmecisinden kaynaklanmayan gecikmeler durumunda işletmenin açılışı 15.06.2011 tarihine kadar uzatılabilir. Bu süre zarfında işletmeci SS. 4. Nolu .... Birlik Otobüsçüler Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifine ait yolcu otobüslerine Y...Köyü E 84 Karayolu 33. Km' de hizmet veren V...2 dinlenme tesislerinde hizmet verebilecektir.'' hükmünü içermektedir. 5. maddesinde de, 1 yıllık anlaşma bedelinin 150.000,00 TL olduğu kabul edilmiştir.Takas ve mahsup talebinin mutlaka karşı dava şeklinde ileri sürülmesi zorunlu olmayıp, savunma olarak ta ileri sürülmesi mümkündür. İlke olarak, takas def'i de diğer def'iler gibi cevap dilekçesinde süresinde ileri sürülmelidir. 10 günlük cevap süresinde ileri sürülmediği takdirde savunmanın genişletilmesi yasağı ile karşılaşabilir. Ancak, süresinde yapılmayan takas def'ine, HMK'nın açıkça muvafakat öngören 141/2. maddesinin yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden önce savunmanın genişletilmesine muvafakat edilmediği bildirilerek hemen karşı konulmadığı takdirde zımni olarak savunmanın genişletilmesine rıza gösterilmiş sayılır. Takas ve mahsup birbirinden farklı kavramlardır. Mahsupta, birbirinden ayrı ve bağımsız iki alacak mevcut olmayıp, alacak miktarından belli olgular dolayısıyla indirme talebi bulunmaktadır. Alacaktan indirilecek olan meblağ bir karşı alacak değildir. Mahsup, alacağın gerçek miktarını belirlemek üzere yapılan bir işlemdir. Mahsup itirazının karşı dava olarak ileri sürülmesine gerek olmadığı gibi, ayrı bir davada istenmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır. Takasta ise, birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız, karşılıklı iki alacak (borç) vardır. Ayrıca takas edilecek alacakların muaccel, dava edilebilir olması ve takas hakkının kanunla veya tarafların yapmış olduğu sözleşmeyle ortadan kaldırılmamış olması gerekir. Bu alacak sahiplerinden her biri takas ileri sürebileceği gibi, bu yola gitmeksizin alacaklarını ayrıca dava konusu edebilirler. Takas savunmasında bulunan taraf hem kendi, hem de karşı tarafın alacağını ortadan kaldırmayı istediğinden, her iki alacak üzerinde de etkin olur. Bu niteliği ile takas bir inşai haktır. Mahsup ise bir inşai hak ya da def'i olmayıp, bir itirazdır. (YHGK'nın 24.05.1950 gün ve 74 E, 31 K sayılı ilamı bu yöndedir.) Örnek vermek gerekir ise, bir alacak davasında, davalı kendisinin de bir başka ilişkiden dolayı alacaklı olduğunu savunuyorsa bu bir takas savunmasıdır. Buna karşın, haksız mal edinme iddiasına dayalı bir geri alma davasında, davalı indirimi gerekli bir kısım giderleri olduğunu, ya da TBK'nın 227/2. ve 475/2. maddelerinde olduğu gibi, bir indirim yapılması gereğini savunursa, yapılması gereken iş mahsuptur. Somut olayda, birleşen davada davalı tarafça, sözleşmenin başladığı ve tesisin faaliyete geçeceği tarih olarak 4. maddede belirtilen 20.05.2011 tarihi ile sözleşmenin feshedildiği 25.08.2011 tarihi arasında Y...Köyü E 84 Karayolu 33. Km' de hizmet veren V...2 Dinlenme Tesislerine yolcu getirdiğine, bu nedenle birleşen davada bedelin iadesinin gerekmediğine yönelik savunması mahsup itirazı niteliğinde olup, yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceğinden, mahkemece de kendiliğinden araştırılması zorunludur. (YHGK'nın 05.07.1976 tarih ve 234 E, 320 K sayılı; 07.06.1074 tarih ve 737 E, 658 K sayılı ilamları bu yöndedir.) Bu durumda, mahkemece, birleşen davada davalı vekilinin asıl davaya sunduğu 18.01.2012 tarihli dilekçesinde V...2 Dinlenme Tesislerini mola yeri olarak kullanılışının sözleşmenin 4. maddesinde 20.05.2011-15.06.2011 tarihleri itibariyle sınırlanmış olduğuna ilişkin beyanı da gözetilerek, bir yıl için belirlenen 150.000,00 TL hizmet bedelinden bu tarihler arasındaki süreye karşılık gelen hizmet bedelinin saptanması, kesin olarak miktarı saptanamaması halinde dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 98. madde yollamasıyla sözleşmelere de uygulanması mümkün olan 42/2. (TBK'nın 50/2.) maddesi hükmü uyarınca, mahkemece yolcuların dinlenme tesisinde mola verirken, tesisin maddi kazanımları, hakkaniyet ve somut olayın diğer özellikleri dikkate alınarak takdiren belirlenmesi ve bu bedelin mahsubu ile bakiyesinin istirdadına karar verilmesi gerekirken, bu konuda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın tamamının iadesine karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek, hükmün bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından, birleşen davada davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile hükmün birleşen davada davalı yararına bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin asıl davaya yönelik tüm, birleşen davaya yönelik diğer karar düzeltme itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davaya yönelik karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 24.12.2013 tarih ve 6501 E., 8319 K. sayılı onama ilamının, birleşen davadaki istirdat istemine karşı yapılan mahsup itirazının değerlendirilmemesi yönünden kaldırılarak, mahkeme kararının açıklanan gerekçe ile davalı yararına BOZULMASINA, asıl davada davacı kooperatiften alınması gereken karar düzeltme harcı peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, birleşen davada davalı kooperatiften temyize yönelik evvelce alınan peşin harcın 24,30 TL kısmının istek halinde iadesine, 04.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.