Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 693 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7126 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak, tapu iptali ve tescil davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili Av. ... ile asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili Av. ...'ın gelmiş olmasıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Asıl davada davacı arsa sahibi vekili, müvekkilinin de aralarında bulunduğu arsa sahipleri ile davalı yüklenici arasında düzenlenen 16.01.2007 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca A blok 3 no'lu ve B blok 1 nolu dairenin %10 payının sözleşme tarihinden itibaren 36 ayda müvekkiline teslimi gerekirken teslim edilmediğini, ileri sürerek 17.01.2010 tarihinde dava tarihine 50.000,00 TL gecikme tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davadaki cevabında ise, sözleşmeye uygun şekilde edimini yerine getirmeyen yüklenicinin tescil isteminde bulunamayacağını savunmuştur.Birleşen davada davacı yüklenici vekili, taraflar arasında düzenlenen sözleşme uyarınca yükleniciye verilmesi gereken 10 ve 13 no'lu bağımsız bölümler ile 2 no'lu bağımsız bölümdeki davalının 955/1248 payının, inşaatın tamamlanıp teslim edilmesine rağmen müvekkiline verilmediğini ileri sürerek, anılan bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı yüklenici adına tesciline karar verilmesini istemiş, asıl davaya cevabında, arsada davacı dışında paydaş bulunduğunu, son paydaş ile 21.12.2010 tarihinde sözleşme yapılarak inşaat ruhsatının alınması, taşınmaza ilişkin ortaklığın giderilmesi davası ile taşınmazın içinde bulunduğu parsele ilişkin imar uygulamasının iptali için başka arsa maliklerice idare mahkemesinde açılan dava bulunması nedeniyle anılan sürelerin teslimi gereken sürelere eklenmesi gerektiğini savunarak, asıl davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; dava dışı arsa sahibi Mustafa Manav ile 21.12.2010 tarihinde sözleşme imzalanabildiği, ortaklığın giderilmesi davasında verilen kararın infazı ve kiracıların tahliyesi için gereken sürelerin teslimi gereken tarihe eklenmesi gerektiğinden, arsa sahibine ait bağımsız bölümlerin 05.10.2010 tarihine 36 ay eklenmesi ile 05.10.2013 tarihinde teslimi gerektiğinden asıl dava tarihinde yüklenicinin temerrüde düşmediği, yükleniciye ait dairelerin teslimi konusunda sözleşmede kısıtlama öngörülmediği gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, asıl davada davacı-birleşen davada davalı arsa sahibi vekili temyiz etmiştir.1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacı-birleşen davada davalı arsa sahibi vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Taraflar arasında düzenlenen 16.01.2007 günlü düzenleme şeklindeki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, arsa sahibine ait bağımsız bölümlerin sözleşme tarihinden itibaren 36 ayda teslimi gerekir. Arsa sahibince gecikme tazminatının tahsili amacıyla açılan asıl davada, yüklenicinin eseri teslim borcunun dava tarihinde muaccel olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre yüklenicinin, sözleşme konusu eseri tamamlayıp teslim edip etmediği hususu taraflardan sorulup araştırılmış değildir. Sözleşmede, yükleniciye ait bağımsız bölümlerin devri için herhangi bir vade de kararlaştırılmamıştır. TBK'nın 479. maddesi ( BK'nın 364. maddesi) uyarınca, iş sahibinin bedel ödeme borcu kural olarak eserin teslimi anında muaccel olur. Arsa sahibi olan iş sahibinin ödeyeceği bedel arsa payı olmakla, arsa payı kendisinden aksi kararlaştırılmadıkça sözleşme konusu bağımsız bölümlerin sözleşme, yapı ruhsatı ve eklerine uygun şekilde tesliminden sonra talep edilebilir. O halde, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda gerekli araştırmanın yapılarak, yüklenicinin dava konusu bağımsız bölümlere hak kazanıp kazanmadığının belirlenmesi ve bunun dışında yapılan araştırma sonucunda birleşen davanın kabulüne karar verilmesi halinde dahi, birleşen dava tarihi itibariyle haklılık durumunun belirlenerek yargılama giderleri hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamış, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan asıl davada davacı-birleşen davada davalı yararına takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davalı-birleşen davada davacıdan alınarak asıl davada davacı-birleşen davada davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.