MAHKEMESİ : İstanbul 19. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/05/2013NUMARASI : 2013/63-2013/362Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan vekili ve şikayetçi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Şikayetçi, bir borç nedeniyle haciz konulan taşınmazının ihale ile satıldığını, ihalenin feshi talepli olarak açtığı davada verilen ret kararının, Yargıtay'ca bozulduğunu, İstanbul 12. İcra Müdürlüğü'nün 2012/15503 E. sayılı dosyasında ihalenin feshi kararının kesinleşmesi beklenmeden hazırlanan 14.01.2013 tarihli sıra cetvelinde yapmış olduğu ödemeleri düşülmeyerek şikayet olunana fazla pay ayrıldığını, ayrıca alacaklılardan K. E. ilk sırada yer alması gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir.Şikayet olunan vekili, şikayetçinin takip borçlusu olup işbu davayı açamayacağını, ayrıca ihalenin feshi davasının reddine ilişkin hüküm fıkrasının Yargıtay'ca onanarak kesinleştiğini, şikayetçinin yaptığı ödemelerin müvekkilinin alacağından mahsup edildiğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; İİK'nın 142/1. maddesi uyarınca takip borçlusu olan şikayetçinin şikayet olunanın alacağının sırasına itirazda bulunamayacağı, şikayet olunanın alacağının sıra cetvelinde fazla gösterildiği, gerçek alacak miktarının 32.386,69 TL olduğu gerekçesiyle, sıra cetvelinin iptaline ilişkin şikayetin husumet yönünden reddine, şikayet olunanın alacağının yanlış hesaplandığına yönelik şikayetinin kabulüne karar verilmiştir.Kararı şikayet olunan vekili ve şikayetçi temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayet olunan vekili ve şikayetçinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Şikayet olunan vekili ve şikayetçinin şikayet olunan alacağının hesap şekline yönelik temyiz itirazlarına gelince;İİK'nın 142. maddesinde, cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklının takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebileceği düzenlenmiş olup, bu madde hükmü ile sıra cetveline itiraz hakkı takip borçlusunun alacaklılarına tanınmıştır. Sıra cetveline yönelik şikâyette bulunma yetkisi, bu şikâyet üzerine düzenlenecek yeni sıra cetveline girme hakkı bulunan alacaklılara tanınmıştır. Bir diğer ifade ile bedeli paylaşıma konu mal üzerinde haczi ya da rehni bulunan alacaklının, sıra cetvelinin iptalini istemekte de hukuki yararı vardır. Borçlunun hakları ihlâl edilmiş olmadıkça kural olarak sıra cetveline itiraz etmekte hukuki yararı bulunmamaktadır. Diğer anlatımla, sıra cetveline itiraz davasında takip borçlusunun alacaklı sıfatı bulunmadığından ve kendisine pay ayrılmadığından, şikayette hukuki yararı bulunmamaktadır. Somut olayda, borçlunun şikayet olunanın sırasına itirazında hukuki yararı bulunmamakta ise de, şikayet olunanın alacağının hesap şekline yönelik itirazda hukuki yararı vardır.Haciz yoluyla takiplerde sıra cetveli alacağın İİK'nın 138. maddesi uyarınca satış tarihindeki ulaştığı miktar dikkate alınarak düzenlenir. Diğer bir anlatımla, haciz konulan bir malın satış tutarı, haciz tarihindeki alacak ile satış tarihine kadar hesaplanacak fer'ileriyle takip masraflarını tazmin eder. Alacaklılara pay ayrılırken bedeli paylaşıma konu malın satıldığı tarihteki anapara, fer'iler ve takip masrafından oluşan toplam alacak miktarı, satış tarihi itibariyle bilirkişiye hesaplatılmalı, şikayetçinin satış tarihi itibariyle kesin alacak miktarı belirlenerek, sonucuna göre bu alacak miktarını paylaştırmada gözeten bir sıra cetveli düzenlenmesini teminen şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekir. Satış tarihinden sonra alacakta meydana gelen artışlar, rehnin ya da haciz konulan malın bedelinden karşılanamaz. Somut olayda şikayet, şikayet olunanın alacağının esas ve miktarına yönelik olmayıp, hesaplamaya ilişkin takip hukuku kurallarının yanlış uygulandığına, yani sıraya ilişkin olduğundan, mahkemece şikayetin esası incelenip, satış tarihi itibariyle şikayet olunanın alacağı bilirkişiye hesaplatılıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden, icra mahkemesi görevlidir. Somut olayda, şikayet olunanın alacaklı olduğu icra dosyasında, şikayet olunan tarafından yıllık %35 faiz oranı üzerinden talep edilen asıl alacağın yine aynı oran üzerinden işleyecek faiziyle tahsili istenilmiştir. Borçlu H.. G.. tarafından açılan menfi tespit davasında, faiz oranına yönelik bir talepte bulunulmayıp borcun esasına ilişkin sebeplerle borçlu olunmadığının tespitinin istenildiği ve yapılan yargılama sonucunda davanın reddine ilişkin verilen hükmün kesinleştiği, dolayısıyla işleyecek faiz oranının %35 olarak kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, işleyecek faiz oranının değişen oranlar üzerinden avans faizi üzerinden hesabının yapılması gerektiği bildirilerek sıra cetvelinin düzenlendiği tarihe kadar değişen oranlarda avans faizi oranı üzerinden hesaplama yapılmıştır.Bu durumda mahkemece, bedeli paylaşıma konu taşınmazın satış tarihi olan 11.02.2011 tarihi itibarıyla takipte kesinleşmiş yıllık %35 faiz oranı üzerinden işlemiş faiz tutarının, şikayetçinin yapmış olduğu ödemeler nazara alınarak, hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak, şikayet olunanın alacağının satış tarihi itibarıyla ulaştığı miktarın belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.3-Mahkemece, borçlu olan şikayetçinin, İİK'nın 142/1. maddesi uyarınca şikayet olunanın alacağının sırasına itiraz edemeyeceği isabetli olarak tespit edilmiştir. Bu durumda mahkemece, şikayetçi borçlunun, şikayet olunanın alacağının sırasına itirazda hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca sıraya yönelik şikayetinin usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayet olunan vekili ile şikayetçinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, taraflar yararına, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle re'sen BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.