MAHKEMESİ : İzmir (Kapatılan) 9. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 25/04/2014NUMARASI : 2014/16-2014/109Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında hizmet sözleşmesi bulunduğunu, sözlşemenin gereği gibi ifa edilmemesi sebebiyle davalı şirket aleyhine İzmir 24. İcra Müdürlüğü'nün 2013/12368 esas sayılı dosyasıyla icra takibi yaptıklarını, davalının icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %20'den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkili şirketin davacı şirkete 08.02.2013 tarihinden itibaren bir yıl süreli sözleşmeyle gümrük müşavirliği hizmetini sunduğunu, sözleşmenin 6. maddesinde uyuşmazlık halinde İstanbul Mahkemeleri'nin yetkili olacağının kararlaştırıldığını dolayısıyla davanın yetkisiz mahkemede açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, delliler ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşmenin 6. maddesinde anlaşmazlık halinde yetkili yer mahkemesi ve yetkili İcra Müdürlüğü olarak İstanbul Mahkemeleri ve İcra Daireleri'nin yetkili kılındığı, sözleşmenin düzenlediği tarih itibariyle 6100 sayılı HMK'nın yürürlükte olduğu, her iki tarafın da tacir olduğu, itirazın iptali davasının görülebilmesinin ön koşullarından birisinin de, usulüne uygun yetkili yer icra müdürlüğünde yapılmış bir icra takibinin olması gerektiği, somut olayda sözleşmede yetkili yer mahkemesi ve icra müdürlüğü olarak İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri'nin yetkili kılındığı, dolayısıyla yetki sözleşmesinin geçerli bir sözleşme olup yetki sözleşmesi ile yetkili kılınan yer mahkemesi olan İstanbul Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri'nin kesin yetkili yer olup, icra takibinin kesin yetkili yer olan İstanbul İcra Müdürlüğü'nde yapılması gerekirken, yetkili olmayan İzmir İcra Müdürlüğü'nde yapıldığı ve itirazın iptali davasının görülebilmesi için gerekli dava şartı gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.6100 sayılı HMK'nın 17. maddesinde, ''tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.'' hükmünü içermektedir. İcra dairelerinin yetkisi ise, İİK'nın 50. madddesinde düzenlenmiş olup, öğreti ve uygulamada icra dairelerinin yetkisinin kesin olmadığı kabul edilmektedir (KURU, B.: İcra ve İflas Hukuku, El Kitabı, 2.b., İstanbul 2013, s.179 ve HGK., 24.04.2013 gün ve 2012/9-1435 E., 2013/569 K.) Somut olayda, davalı borçlu icra takibinde yetki itirazında bulunmamış, itirazın iptali davasında ise, mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Bu durumda, açıklanan ilkeler gereğince icra dairesinin yetkisinin kesin yetki niteliğinde olmadığı ve yetkisine itiraz edilmeyen İzmir 24. İcra Müdürlüğü'nde yapılan icra takibinin usulüne uygun bir takip olduğu kabul edilerek, mahkemece davalı tarafın mahkemenin yetkisine ilişkin ilk itirazı konusunda karar verilmesi gerekirken yetkisiz icra dairesinde takip yapılması sebebiyle itirazın iptali davasının şartları oluşmadığın davanın usulden reddine dair yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.