Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6713 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 4580 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife iki daire için üye olduğunu, 4 nolu daireye ilişkin üyelik sebebiyle 15.000,00 TL'yi banka aracığıyla, 5.000,00 TL'yi elden kooperatif yöneticilerine ödediğini, 5 nolu daireye ilişkin üyelik hakkını 50.000,00 TL karşılığında, noterde düzenlenen sözleşme ile kooperatiften devir aldığını ancak dairelerin teslim edilmediğini, bu nedenle 07.01.2009 tarihinde noter aracılığıyla kooperatiften ayrıldığını kooperatife bildirdiğini, 2009 yılına ait bilançonun, 17.01.2010 tarihinde yapılan genel kurulda kabul edildiğini, ayrılan üyelerin haklarının bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde geri verilmesi gerektiği halde, davacıya ödeme yapılmaması nedeniyle davalı aleyhine 65.000,00.TL'nin tahsili için takip başlatıldığını, davalının takibe haksız ve köniyetli olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının iki daireye ilişkin üyelikleri nedeniyle davalı kooperatife toplam 70.000,00 TL ödeme yaptığı, ortak giderlerin düşülmesi ile davacının alacağının 69.100,00 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile itirazın iptaline, %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-) Dava, çıkma payı alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.Kooperatif üyeliğinden ayrılan ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 17/1. maddesi ve anasözleşmenin 15/1. maddesi gereğince, ayrıldığı yıl sonu bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup, ayrıldığı yıl sonu bilançosunun ertesi yıl genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebilir. Aynı Kanun'un 17/2. maddesi uyarınca kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle ödemelerin 3 yılı aşmamak üzere geciktirilmesine ilişkin bir kararın, anılan aynı genel kurulda alınması ve mahkemece, ödemenin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte olduğunun bilirkişi raporu ile yargılama sırasında saptanması halinde, erteleme kararındaki süre geçmeden önce başlatılan icra takibine dayalı olarak açılan itirazın iptali davası, alacağın muaccel olmasından önce (erken) takip başlatıldığı gerekçesiyle reddedilmelidir. Somut olayda, davacının noter aracılığı ile 07.01.2009 tarihli ihtarname ile ortaklıktan istifasını bildirdiği, davalı kooperatif yönetim kurulunun 15.04.2009 tarihli yönetim kurulu kararı ile davacının 5 no'lu ortaklıktan istifasının kabul edildiği, 17.01.2010 tarihli genel kurulda çıkan ortaklara yapılacak ödemelerin inşaatların halen devam etmesi, mal sahiplerine henüz dairelerinin teslim edilmemesi nedeniyle, kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceğinden ihraç edilen ve istifa eden üyelerin geri ödemelerinin üç yıl süre ile ertelenmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, genel kurul erteleme kararında, kaç ortağa ne kadar ödeme yapılması halinde kooperatifin mevcudiyetinin tehlikeye düşeceğinin belirtilmediği, mali durumunun açıklanmadığı, ayrıntılı görüşme yapılmadığı, çıkan üyelere ödeme yapılacak olmasının anılan tehlike için yeterli bir gerekçe olamayacağı görüşü bildirilmiştir. Davalı kooperatifin 31.12.2009 tarihli bilançosu dosyaya ibraz edilmemiş olup; bilirkişi raporunda, erteleme kararının yerinde olmadığı sonucuna kooperatifin bilançosu, defter ve kayıtları incelenmek suretiyle varılmış olmadığından rapor yeterli bir incelemeye dayanmamaktadır. Bu itibarla mahkemece, kooperatif ve muhasebe işlerinden anlar uzman bilirkişilerden oluşturulacak kurul aracılığıyla kooperatife ait defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yaptırılarak, kooperatifin mali durumunun ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve anılan genel kurul tarihi öncesinde kooperatif üyeliği sona erenlerin tümü birlikte değerlendirilmek suretiyle yapılacak ödemelerin kooperatif mevcudiyetini tehlikeye düşürüp düşürmeyeceği ve dolayısıyla genel kurulun aldığı erteleme kararının yerinde olup olmadığı hususunda denetlenebilir ve hükme dayanak yapmaya elverişli, yeterli incelemeyi içeren bir rapor alınarak, genel kurulda alınan erteleme kararının yerinde olup olmadığı, dolayısıyla takibin erken başlatılıp başlatılmadığı belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak alınan rapor uyarınca hüküm tesisi yerinde görülmediğinden, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no'lu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.