Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6704 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2512 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul 2. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 09/05/2012NUMARASI : 2009/601-2012/135Taraflar arasında görülen asıl ve birleşen genel kurul kararının iptali davaları sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 28.11.2013 gün ve 4911 Esas, 7520 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi asıl davada davacı ile birleşen İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/630 Esas sayılı davada davacılar H.. K.., M.. G.., E.. B.., N.. N.. ve S.. D.. vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:- KARAR -Asıl davada davacı İ.. B.., kooperatifin 219 üyesi bulunmasına rağmen fazladan 39 üyeye menfaat sağlandığını, hazirun cetvelinin usulüne uygun düzenlenmediğini, kooperatif üyeliğinden ayrılanların önceki genel kurul kararı gereği tekrar ortak olamayacaklarını, kooperatif arsasına inşaat izni alınabileceğinin ortaklardan gizlendiğini, alınan trampa kararının yok hükmünde olduğunu, kooperatifin amacının üyelerini ev sahibi yapmak olduğunu, üyelerine otomobil verme amacının olamayacağını ileri sürerek, 19.07.2009 tarihli genel kurulun iptaline ve özellikle 12. maddenin yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Birleşen İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/622 Esas sayılı davada davacı Gülten Geyik vekili, 19.07.2009 tarihli genel kurulun yasa ve anasözleşmede belirtilen çağrı şartlarına uyulmadan yapıldığını, yoklukla malul sayılması gerektiğini, bu mümkün olmazsa genel kurul kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 19.01.2010 tarihli dilekçe ile davasından feragat etmiştir.Birleşen İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/630 Esas sayılı davada davacılar vekili, kooperatif arsasına hiçbir inşaat yapılmadığı halde yıllık 688.419,86 TL harcama yapıldığını, harcamaların gerçekten yapılıp yapılmadığı konusunda genel kurula bilgi verilmediğini, denetim kurulu raporunda bu hususa değinilmediğini, bilanço ve gelir gider hesaplarında yapılmayan harcamalar gösterilerek kooperatifin zarara uğratıldığını, ortaklar arasında hak ve vecibelerde eşitlik ilkesine uygun olmayan kararlar olduğunu, 2008 yılına ilişkin genel kurula sunulan bilanço ve gelir-gider hesaplarında, bir önceki yıl yapılan gider kalemlerinin bazılarının tekrar edildiğini, yönetim ve Denetim kurulunun ibralarının yerinde olmadığını, ödemesiz veya sanal ortakların çoğunlukta olduğu bir zeminde alınan kararların iptalinin gerektiğini, kooperatif avukatlarına hisse verilmesinin Kooperatifler Kanunu ile Avukatlık Kanunu'na aykırı olduğunu, avukatlara ödenen 123.250,00 TL'nin mahiyetinin belli olmadığını, kooperatif yöneticileri aleyhine açılan ceza davaları nedeniyle ödenen avukatlık ücretlerinin kooperatife ödetilmesinin yerinde olmadığını, kooperatif arsasının m²'sinin 111,00 Amerikan Doları olarak belirlenmesi kararının üyelerin zararına olduğunu, kararın gerekli 3/4 çoğunlukla alınmadığını, daha önce üye başına net 250.000,00 Amerikan Doları ödeme kararının trampa ile üstü örtülü biçimde aşağılara çekilmek istendiğini, trampa kararının somut veri ve çalışmalara dayanmadığını, konuya ilişkin belgelerin, sözleşme örneğinin sunulmadığını, anlaşma ile ilgili bilgi verilmediğini, alınan kararın üyelerin zararına olduğunu ileri sürerek, 19.07.2009 tarihli genel kurulun 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15 numaralı kararlarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı İ.. G.. 23.11.2009 tarihli dilekçesi ile davadan feragat etmiştir.Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, asıl davada davacının usulüne uygun toplantıya çağrılmasına rağmen toplantıya katılmadığını, bu nedenle dava açma hakkının bulunmadığını, hazirun cetveli ile ortaklar defteri arasında uyumsuzluk bulunmadığını, toplantı ve karar nisabının sağlandığını, kooperatif arsasına inşaat izni verildiği iddiasının yerinde olmadığını, trampa kararının kooperatifin özgür iradesi ile alındığını, kooperatifin bir önceki yıl yaptığı gider kalemlerini bir sonraki yılda da yapabileceğini, bilanço ve hesapların mali yıl esasına göre düzenlendiğini, davacıların ise genel kuruldan, genel kurula hesaplama yaparak karışıklık oluşturmaya çalıştıklarını, avukatlara yapılan ödemelerin mahiyetinin açıklandığını, yöneticiler hakkında açılan davalarda avukatlık ücreti ödenmesinin genel kurulun yetkisi dahilinde olduğunu, kooperatif arsasının satışına karar verilmesi ve değerinin belirlenmesinin genel kurulun takdirinde olduğunu, kooperatif arsası karşılığında alınacak konutların ada ve parselinin, büyüklüğünün, otomobillerin marka ve modelinin belli olduğunu savunarak, asıl ve birleşen davaların reddini istemiştir.Mahkemece, ahlaka, adaba, kanunun emredici hükümlerine aykırı alınmış genel kurul kararı bulunmadığı, toplantının yapılış şekli ile ilgili bir usulsüzlük bulunmadığı, usulüne uygun çağrılmasına rağmen genel kurula katılmayan asıl davada davacı İ.. B..'in dava açamayacağı, davacı G.. G..'in davadan feragat ettiği, kooperatif üyesi avukatların vekalet ücreti karşılığı kendilerinden serbest meslek makbuzu alınmasının Yasa'ya aykırı olmadığı, avukatlık ücretinin tayinine ilişkin bir karar alınmadığı, beraat eden yöneticilerin vekalet ücretinin kooperatifçe karşılanmasının genel kurulca kararlaştırılabileceği, trampa kararının kooperatifin temel amacı olan ortakların konut yapma amacı kapsamında kabul edilebileceği, bu kararla ortakların başka bir yerde 150 m²'lik daire ve otomobil elde ettikleri, kooperatif arsası ile trampaya konu olan değerler arasında önemli bir farklılık bulunmadığı, trampa işleminin kooperatif üyelerini önemli ölçüde zarara uğratacak, iyiniyet kurallarına aykırı bir işlem olarak nitelenemeyeceği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların reddine dair verilen karar, asıl davada davacı ile birleşen İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/630 Esas sayılı davada davacılar A.. D.., H.. K.., M.. G.., E.. B.., N.. N.., S.. D.. ile asli müdahil S.. D.. vekillerinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 28.11.2013 tarih ve 4911 Esas, 7520 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır.Asıl davada davacı ile birleşen İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/630 Esas sayılı davada davacılar H.. K.., M.. G.., E.. B.., N.. N.. ve Semiha Güzin Dürrioğlu vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, asıl davada davacının tüm, birleşen İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/630 Esas sayılı davada davacılar H.. K.., M.. G.., E.. B.., N.. N.. ve S.. D.. vekilinin HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallere uymayan ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme itirazları yerinde görülmemiştir.2- Birleşen 2009/630 Esas sayılı dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir. a-19.07.2009 tarihli genel kurulun 4, 5, 6, 7 ve 8. maddelerine ilişkin karar düzeltme itirazları yönünden;4. maddede 2008 yılına ait yönetim kurulu faaliyet raporu, 5. maddede 2008 yılı denetim kurulu raporu ve 6. maddesinde 2008 yılı bilanço ve gelir-gider hesabı okunduktan sonra 6. madde ile okunan raporlar ile bilanço ve gelir-gider farkı hesabının onaylanmasına; 7. maddede yönetim ve 8. maddede denetim kurulu üyelerinin ibralarına karar verilmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 98. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 380. maddesi “ Bilançonun tasdikine dair olan umumi heyet kararı, aksine sarahat olmadığı takdirde, idare meclisi azalariyle müdürler ve murakıpların ibrasını tazammun eder. Bununla beraber bilançoda bazı hususlar belirtilmemekte veyahut bilanço şirketin gerçek durumunun görülmesine mani yanlış bir takım hususları ihtiva etmekte ise, idare meclisi azalariyle müdürler ve murakıplar, bilançonun tasdikiyle ibra edilmiş olmazlar.” hükmünü içermektedir. Buna göre ibra, kooperatifin gerçek durumunu yansıtmalıdır. Bilanço ve gelir gider tablosu tüm ayrıntıları ile açıklanıp irdelenmişse, genel kurulca verilen ibra kararı, gerçek anlamda borçtan kurtarma ve aklama niteliğini taşır. İbra, sadece genel kurulun bilgisine sunulan işlemleri içerir. Açıklanmamış, belgeye dayandırılmamış ve vasat yetenekli bir ortağın anlayamayacağı konularda ibra yok sayılır. İbraya ilişkin genel kurul kararının yasaya, anasözleşmeye veya iyiniyet kurallarına aykırı olması halinde davacıların bu kararın iptali hususunda dava açmakta hukuki yararı mevcut olup, bu iddiaların açılacak şahsi sorumluluk davasında ileri sürülebileceği, bu nedenle hukuki yarar bulunmadığı sonucuna varılamaz. Kaldı ki, ibra kararının neticeleri sadece sorumluluk davası ile ilgili de değildir. Davacı tarafça ileri sürülen hususlardan bir kısmı doğrudan kooperatif zararı ile ilgili bulunduğundan bu hususlar üzerinde durularak iddiaların varid olup olmadığı ve ibra kararı verilmesine engel oluşturup oluşturmayacağı açıklığa kavuşturularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Ayrıca kural olarak ayrıntılı şekilde görüşülerek alınan bir ibra kararı yöneticiler hakkında TTK'nın 341. maddesi kapsamında sorumluluk davası açılmasına engel oluşturacağından, ibra kararın iptali için dava açılmasında hukuki yarar bulunduğu bir gerçektir. Dairemizin 11.07.2013 tarih ve 3902 E., 4888 K; 12.07.2013 tarih ve 3859 E., 4974 K. sayılı ilamları bu yöndedir.Somut olayda, birleşen bu davada, yönetimin 2008 yılına ilişkin bu genel kurul faaliyet raporunda arsaya inşaat yapacakmış gibi gider yaptığı, bunun için vaziyet planı değişikliği istediği, yeni yol ve amenajman planı yaptırdığı, eski vaziyet planını güncellettirdiği, mevcut yüklenici firmalar ile ibralaştığını ve ibradan sonra onların araziden çekildiğini belirterek, KİPTAŞ A.Ş. ile trampa anlaşması yaptığını belirtildiği, kooperatif yönetiminin 2008 yılına ilişkin genel kurula sunduğu bilanço ve gelir gider hesaplarında, bir önceki yıl yapılan gider kalemlerinin bazılarının tekrar yapıldığı, oysa bu giderleri yapmak için hiçbir sebep olmadığı halde bunların yapıldığı ve meblağının da çok yüksek ve fahiş olduğu, yönetimin rutin olarak kooperatifin yıllık gider hesaplarında personel yemek ve personel yol gideri (toplam 32.020,52 TL), telefon gideri 11.660,84 TL (aylık 971.736,00 TL), büro bakım onarım 6.561,12 TL harcandığı, (Kooperatif merkezi Türk Basın Birliğinin kirasında bulunan iki katlı binanın bir odasında bulunmakta olduğu, bu odanın kendisinin değeri nerede ise bu kadar olduğu, buraya bir önceki yıl aynı şekilde 4.499.78 TL gider yapıldığı), temsil ağırlama, seyahat, bilgisayar, kırtasiye, genel kurul, avukatlık, yol gideri, Beykoz bakım onarım, tapu harcı, nakliye giderleri adı altında yapılan ve her biri fahiş olduğu işin niteliğinden anlaşılan bu giderlerin niçin yapıldığı, kooperatifin bu giderleri yapmakta ne gibi bir menfaatinin olduğu ve özellikle bu giderlerin gerçekten yapılıp yapılmadığı hususunda genel kurula hiçbir bilgi verilmediği gibi, denetim kurulunun rutin ve matbu olarak hazırladığı raporunda bu hususlara hiç değinilmediği, inşaat vs. yapılmadığı halde yıllık olarak yaklaşık 688.419,86 TL gider yapıldığı, yapıldığı iddia edilen bu giderler hiç yapılmadığı halde, yapılmış gibi gösterilerek kooperatifin zarara uğratıldığı, yönetim ve denetim kurulu raporları ile gelir gider hesapları ve bilançonun onanmasına yönelik kararların ve ibraların bu nedenlerle iptalinin talep edildiği, denetim kurulu raporunun bilanço başlıklı 3. maddesinde yapılan açıklamaların, tamamen afakî ve eksik incelemeyle yapıldığı ve genel kurulun aydınlatılmadığı, tam aksine, bu raporun, gerçekçi olmayan tespitlere rağmen, genel kurulda yönetim kurulunun lehine kanaat oluşturma gayretine yönelik bir rapor olduğu, 2008 yılında 252 üyeden aylık 150,00 TL üzerinden toplam 453.600,00 TL ve yeni ortak alınan 6 üyeden birikmiş üye ödemesi kapsamında toplam 93.000,00 TL olmak üzere 2008 yılında toplam 546.000,00 TL aidat geliri elde edilmesinin gerektiği, 2007 yılı bilançosunda ortaklara borçlar 3.140.486,53 TL iken, 2008 yılı bilançosunda 3.561.736,53 TL olduğu, yani, 2008 yılında ortaklara borçların 421.250,00 TL olduğunun belirtildiği, normal aidatlar + yönetimin yeni aldığı 6 üyenin ödemesi gereken nominal birikimlerle 546.000,00 TL ödeme zorunluluğu 421.250,00 TL gösterilerek 124.750,00 TL kooperatifin zarara uğratıldığı ileri sürülmüştür. HMK'nın 266/1. maddesi "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir" hükmünü içermektedir. HMK'nın 281 ve 282. madde hükümlerinde de hakimin bilirkişi raporunu diğer delillerle birlikte serbestçe takdir edeceği, ancak bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor ya da sözlü açıklama isteyebileceği gibi, başka bir bilirkişiden rapor alabileceği öngörülmüştür. Somut olayda, anılan genel kurul maddelerine yönelik ileri sürülen iptal sebepleri rakamsal açıklamalarla somutlaştırılmış olmasına rağmen, hükme esas alınan bilirkişi raporlarında iddiaların soyut nitelikte olduğu, TTK'nın 377. maddesi gereğince bilançonun incelenmesi ve görüşmelerin ertelenmesi talebinde bulunmayan davacıların kararın iptalini istemeyecekleri görüşü bildirilmiş, bu hususlara yönelik anılan raporlar ve davalı kooperatifin defter ve kayıtları incelenmemiştir.Mahkemece, kooperatif defterleri, kayıtları, diğer genel kurul ve yönetim kurulu kararları, bilanço gelir gider cetvelleri varsa soruşturma raporu üzerinde, davacının ibraya ilişkin iddiaları ile ilgili uyuşmazlığın esası hakkında inceleme yapılarak, 2008 yılına ait davalı kooperatifin yönetim kurulu çalışma raporu ve denetim kurulu raporunun 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 86. maddesi ve bu maddeye dayanılarak çıkartılmış 11.06.2008 tarihli ve 26903 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olan tebliğlerde belirtilen şartlara uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği, raporların gerekli tebliğ ve ilan işlemlerinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususlarında açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınması, oluşacak uygun sonuç dairesinde, tarafların iddiaları ve savunmaları ve TTK'nın 327., 354. ve 380. madde hükümleri de değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, TTK'nın 377. maddesi koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilmeden bilirkişi görüşlerinin uygun olduğu sonucuna varılmıştır.b- İptali istenen genel kurulun 9/B ve 9/C maddelerine ilişkin karar düzeltme itirazlarına gelince; Genel kurulun 9/B maddesinde, "Kooperatife vermiş oldukları hukuki hizmetler karşılığında kendilerine ücret yerine giriş ve aylık aidatı alınmamak suretiyle üyelik verilen avukatlar; G.. T.., S... B.., R..K.. ve İ.. B.. için verilen yönetim kurulu kararının onaylanması ve bu kişilere sağlanan ücret yerine giriş ve aidat ödeme muafiyetinin vergilendirme usulünün belirlenmesi ve bu hususla ilgili olarak Yönetim Kurulunun ibrası, maddesine geçildi. Kooperatif avukatları G.. T.., S..B.., R.. K... ve İ.. B..'in bu genel kurul tarihine kadar emsal üyenin ödediği anapara ve aidat ödemesi kadar miktarda serbest meslek makbuzu kesmelerine " ve 9/C maddesinde ise, "01.01.2004 – 14.05.2008 döneminde Avukat R..Ö.. ödenen 40.440,00 TL, Avukat S.. Ç... ödenen 70.560,00 TL ve Avukat E.. Ö..ödenen 12.250,00 TL'nin ve baktıkları davalardan dolayı yapılan ödemeden dolayı yönetim kurulunun ibra edilmesine" karar verilmiştir.Davacılar vekili, 9/B maddesine yönelik "kooperatifin 4 hissesinin adı yazılı avukatlara verilmesi kararı alındığını, adı geçen avukatların, zaten kooperatifin üyesi olduklarını, alınan bu kararın, adı geçen avukatların mevcut üyelikleri nedeniyle olan borçlarının kapatılmasına mı yönelik olduğunun, buna yönelik ise bu üyelerin ne kadar anapara ne kadar faiz borcu olduğunun, bu avukatların hangi hizmetleri karşılığında kooperatifin ne kadar avukatlık ücreti borcu doğduğunun ve bu borcun tamamı ile üyelik borçlarının birbirine uygun olup olmadığının belirsiz olduğunu, şayet avukatlara yeni bir hisse veriliyor ise, 2007 yılı genel kurulunda her bir üyenin hissesinin değeri 250.000,00 Amerikan Doları olarak belirlendiğini, kendilerine bu karar ile hisse verilen avukatların kooperatif ile bu değerde bir anlaşmalarının olup, olmadığının, üyeler tarafından bilinmediğini" ve 9/C maddesine yönelik ise "ismi geçen avukatlara ödenen toplam 123.250,00 TL'nin mahiyetinin ne olduğunun belli olmadığını, adı geçen avukatların bu ücreti kooperatife verdiği hangi hizmet için hak ettiklerinin belirsiz olduğunu, genel kurula herhangi bir avukatlık ücret sözleşmesinin sunulmadığını, gündemin 9/B ve 9/C maddelerinde 7 avukat için ödenen toplam vekalet ücreti fahiş bir meblağa (1.000.000,00 Amerikan Doları ve üç avukat için 123.250,00 TL'ye) ulaştığını" ileri sürerek, bu maddelerin iptallerini istemiştir.Mahkemece, anılan maddelerdeki avukatların vermiş oldukları hizmet karşılığı hakkettiği ücret ile ilgili genel kurula sunulan raporlar, bilanço, gelir-gider cetvelleri incelenerek, 9/B maddesinde adı geçen avukatların peşin bedelli ortak olmalarını sağlayacak şekilde alınan karar ile ve 9/C maddesinde ismi yazılı avukatlara vekalet ücreti ödenmesine ilişkin kararların alınması öncesinde yönetim kurulunun bu faaliyetlerini denetleyebilmelerine imkân verecek şekilde ortakların yeterince bilgilendirilip, bilgilendirilmediği ve alınan kararların, Yasa, anasözleşme ve iyiniyet kurallarına uygun olup olmadığının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, kararın Kooperatifler Yasası, Avukatlık Yasası ve anasözleşmeye aykırı olduğu yolunda görüş bildiren bilirkişi raporundan ayrılarak eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı hüküm kurulmuştur. c- Uyuşmazlığa konu genel kurulun 10. maddesine ilişkin karar düzeltme itirazları yönünden;10. maddede, "Kooperatif yöneticileri aleyhine açılan davalardan beraatla sonuçlananlara ilişkin avukatlık ücretlerinin kooperatifçe karşılanmasına" karar verilmiştir. Bu madde ile ilgili birinci bilirkişi kurulu raporunda, genel kurulun yetkisi kapsamında bir konu olduğu belirtilmiş, ikinci bilirkişi kurulunca da, bu kararın iptalini gerektirir bir hal olmadığına ilişkin görüşe katılmanın mümkün olmadığı görüşü açıklanmış olmasına rağmen, mahkemece, ikinci bilirkişi kurulunun hukuki nitelikteki görüşüne katılma imkânının olmadığı, beraat ederek aklanmış ve haksız yere şikayet edilip yargılandıkları anlaşılmış olan yöneticiler yönünden, ödemek zorunda kalacakları avukatlık ücretlerinin kooperatifçe karşılanması amacıyla alınmış bir karar olduğu, Kooperatifler Kanunu ve anasözleşmeye aykırı bir yanının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporları arasındaki görüş ayrılığındaki çelişkinin giderilmesi noktasında bir gerekçe oluşturulmadığı gibi, son alınan bilirkişi raporundaki görüşten ayrılma sebebi usulünce tartışılıp, değerlendirilmeden, Avukatlık Asgari Ücret Tarife'sinde beraat eden sanıklar yararına, Hazine aleyhine maktu vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiğine ilişkin hüküm üzerinde durulmadan, suç işleyen yöneticinin avukatına ödediği vekalet ücretinin ortaklardan toplanan aidatlardan karşılanmasının yasa ve anasözleşmede dayanağı bulunup bulunmadığı tartışılmadan, somut dayanakları gösterilmeden, soyut gerekçeye ve eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulmuştur.Birleşen İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/630 Esas sayılı davada 19.07.2009 tarihli genel kurulun 4, 5, 6, 7, 8, 9/B, 9/C ve 10. maddeler yönünden yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerekirken, onandığı anlaşılmakla, birleşen 2009/630 Esas sayılı davada davacılar vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile hükmün, birleşen İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/630 Esas sayılı davada davacılar H.. K.., M.. G.., E.. B.., N.. N.. ve S.. D.. yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacının tüm, birleşen 2009/630 Esas sayılı davada davacılar H.. K.., M.. G.., E.. B.., N.. N.. ve S.. D.. vekilinin diğer karar düzeltme itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 28.11.2013 tarih ve 4911 Esas, 7520 Karar sayılı onama ilamının 19.07.2009 tarihli genel kurulun 4, 5, 6, 7, 8, 9/B, 9/C ve 10. maddelerine ilişkin kısmının kaldırılarak, yerel mahkeme kararının birleşen İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/630 Esas sayılı davada davacılar H.. K.., M.. G.., E.. B.., N.. N.. ve S.. D.. yararına BOZULMASINA, birleşen 2009/630 Esas sayılı davada davacılar yönünden evvelce alınan onama harcı ile karar düzeltme peşin harcının istek halinde iadesine, asıl davada davacıdan alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 27.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.