Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6695 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10583 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 12/06/2014NUMARASI : 2013/281-2014/182Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. M.. B.. ile davalı vekili Av. F.. E..'nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, kooperatifin 29.06.2008 ve 17.10.2010 tarihli genel kurul toplantısının usule uygun yapılmadığını, toplantı nisabının sağlanamadığını, bakanlık temsilcisinin genel kurul toplantısına katılmadığını ileri sürerek, alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, kararların usulüne uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, 23.10.2005 tarihli genel kurulda alınan kararların ortaklıkların sona erdirilmesi ile ilgili değil 1, 2, 3. etap inşaatların sonlandırılması ile ilgili olduğu, inşaatların sonlandırılması ve hatta tapuların dağıtılarak ferdileşmeye geçilmesinin kooperatif ortaklığını sona erdirmeyeceği, davacının kooperatif ortaklığının sona erdirilmesine ilişkin yönetim kurulu kararının bulunmadığı, ortaklığının devam ettiği, davacının kooperatif üyesi olarak üyeliğe bağlı genel giderlere katılması gerektiği, davacının 29.06.2008 tarihli genel kurula çağrılmadığı ancak 17.10.2010 tarihli genel kurula çağrıldığı halde katılmadığı, kararların alınmasında usule aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Dava, davalı kooperatifin 29.06.2008 ile 17.10.2010 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların iptali istemine ilişkindir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 45/2. maddesi, "Genel kurul sözleşmede gösterilen şekil ve surette toplantıya çağrılır. Toplantı nisabı sözleşmede gösterilir. Ancak yapı kooperatiflerinin genel kurul toplantısında ortakların en az 1/4'ünün şahsen veya temsilen hazır bulunmaları şarttır." hükmünü; anasözleşmenin 33. maddesinin 1. fıkrası, "Genel kurulun toplanabilmesi ve gündemdeki konuları görüşebilmesi için, kooperatife kayıtlı ortaklardan genel kurula katılma hakkına sahip olanların en az 1/4'ünün şahsen veya temsilen toplantıda hazır bulunması gerekir. Anılan hükümler emredici nitelikte olup, bu hükümlere aykırılık teşkil eden genel kurul kararları, BK'nın 19 ve 20. maddeleri hükümlerine göre mutlak butlanla batıldır. Batıl hükmünde olan kararlar, baştan beri hüküm ifade etmezler ve bunların batıl olduğunun tespiti için açılacak davalarda genel kurulda muhalefette bulunmuş olma şartı aranmayacağı gibi, bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış olmaları da dinlenmeleri yönünden zorunlu değildir. Genel kurul toplantısına çağrılması gereken ortakların çağrılmaması ve katılmaması toplantı ve karar nisabını etkiliyorsa bu durum, kararın mutlak butlan ile malûl sayılmasını gerektirir. Bu nitelikteki kararların mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmediği gibi, açılacak dava da herhangi bir süreye tabi değildir.Somut olayda; davalı kooperatif 43 ortaklı olup, tasfiye edilmiş değildir. Bir kısım üyelerin dairelerinin bitirilmesi sonucu tapularının verilmesi ile ortaklıklarının sona ermiş olduğundan bahsedilemez. Bu hususlar bilirkişi raporları ile de açıklanmıştır. 17 ortağın çağrılması ve bu kişilerden 10 ortağın katılımı ile yapılan 29.06.2008 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararlar yönünden, yukarıda zikredilen yasa ve anasözleşme hükümleri gereği aranan toplantı nisabı sağlanmamıştır. Mahkemece, bu genel kurul yönünden davanın kabulü ile alınan kararların mutlak butlan ile malul olduğunun tespiti gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.