Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 668 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5240 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asli müdahillerin davasının kabulüne, takip edilmediğinden açılan davacının davasının açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince, davalı arsa sahiplerinin ,davacı yükleniciye isabet eden iki adet bağımsız bölümü üçüncü kişilere sattığını ileri sürerek, dava konusu bağımsız bölümlerin davacı adına tescilini; asli müdahil ... vekili, müdahilin,dava konusu 12 numaralı daireyi, yükleniciden gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı halde, davalı arsa sahiplerinin muvazaalı olarak, diğer davalı ...'a tapuda sattıklarını ileri sürerek, bu bağımsız bölümün asli müdahil adına tescilini, talep ve dava etmişlerdir.Davalılar ... ve ... vekili, 12 numaralı daireyi ...'ın bedelini ödeyerek satın aldığını ve satış bedelinin yüklenici tarafından inşaata kullanıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, dava konusu dairenin arsa sahiplerince muvazaalı olarak davalı ...'a satıldığı, yüklenici ve arsa sahiplerinin, asli müdahile karşı tapu verme borcunu yerine getirmedikleri gerekçesiyle, asli müdahillerin açtığı tapu iptal tescil davasının kabulüne, takip edilmediğinden davacı yüklenicinin davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.Karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava konusu 12 numaralı bağımsız bölümün, 12.06.1995 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, yükleniciye isabet edecek olan bağımsız bölüm olduğu konusunda çekişme bulunmamaktadır. Sözü edilen bağımsız bölüm, 05.01.1996 tarihinde, kayden, arsa sahipleri tarafından, davalılardan ...'a satılarak, adına tescil edilmiştir. Anılan davalı, bu bağımsız bölümü, yükleniciden satın aldığını ve parasını kendisine ödediğini savunmuş, davalı arsa sahiplerinden biri de bu savunmayı teyit eder şekilde satış işleminin gerçekte yüklenici tarafından yapıldığını bildirmiştir. Mevcut dava, 13.09.2000 tarihinde açılmış; dava tarihinden sonra 26.10.2000 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile aynı bölümü devraldığını ileri süren, asli müdahil ... da tescil talebinde bulunmuştur. Yargıtay'ın yerleşik içtihatları uyarınca, karine olarak, tapudaki işlemin kimin tarafından yapıldığı ile bağlı olmaksızın, bağımsız bölümün devrinin, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, ait olduğu tarafça yapıldığı kabul edilmektedir. Bu durumda, yukarıda izah edilen olgu ve ilkeler ışığında, asli müdahilin tescil talebi hakkında değerlendirme yapılarak, bir sonuca varılması gerekirken, herhangi bir gerekçe belirtilmeksizin, soyut olarak, tapu kaydından hareketle, davalılardan ...'a yapılan devrin muvazaalı olduğunun kabulü ile, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.Açıklanan nedenlerle, usul ve yasaya aykırı kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.