MAHKEMESİ : Bursa 2. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 12/03/2015NUMARASI : 2014/401-2015/191Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, davalı kooperatifin kuruluşundan bugüne kadar ortağı ve üyesi olan müvekkilinin emsal ortaklardan daha fazla ödeme yapmasına ve dairesinin noter kur'asıyla belirlenmesine ve uzunca bir süredir ikamet etmesine rağmen tasfiye haline girmiş, kooperatif yönetim kurulunca, müvekkilinin şehir dışında bulunduğu sırada ne sebeple borçlu olduğu belirtilmeden davalı kooperatif tarafından ihtarname ve ihraç kararı tebliğ edildiğini ileri sürerek, müvekkilinin davalıya borçlu bulunmadığının ve emsal üye ödemelerinden daha fazla ödeme yaptığının, ihraç kararı verilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunun ve müvekkilinin halen davalı kooperatifin ortağı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının 2009 yılından beri kooperatife borcu olduğunu bildiği halde ödeme yapmayan ve tapusunu almayan tek üyesi olduğunu, 10.06.2012 tarihinde 3 yıl süreyle yönetime geçen kooperatifin tasfiyeye girmesine karar verildiğini ve 29.09.2012 tarihli alınan karar üzerine 17.04.2004 tarihli genel kurulun 13. maddesine göre davacının hesaplanan borcunu ödemesi hususunda iki kez noter aracılığı ile ihtar edilmesine rağmen halen borcunu ödenmediğini, ayrıca tebliğ tarihi olan 21.12.2012'den itibaren üç ay içinde dava açmadığından davacının dava açma hakkını kaybettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı kooperatife hiçbir aidat borcu bulunmamasına rağmen usulsüz ve hatalı hesap yapıldığı, davalının 2006 yılı sonu itibariyle sadece 3.404,00 TL faiz borcu bulunduğu, bu durumda davacıya tebliğ edilen ihtarnamelerdeki borç miktarı gerçeği yansıtmadığından ihraç kararının haksız olduğu, dava tebliğden itibaren 3 aylık yasal süre içerisinde açılmamış ise de, davalı kooperatif başkanının 24.12.2013 günlü oturumdaki beyanlarından ihraç kararından zımnen vazgeçildiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle, menfi tespit davasının reddine, davalı kooperatifin 08.12.2012 gün ve 161 sayılı davacının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin yönetim kurulu kararının iptaline, davacının davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Her ne kadar mahkemece, bilirkişi raporlarına göre davalının 2006 yılı sonu itibariyle 3.404,00 TL faiz borcu bulunduğu gerekçesiyle menfi tespit davasının reddine karar verilmiş ise de, bilirkişiler SMMM Ş.... ile Av. Ö. Ş.... tarafından hazırlanan ve mahkemece hükme esas alınan 25.02.2015 tarihli raporun 4. sayfasında yer verilen "davalı yönetim 2006 yılı sonu itibariyle 3.404,00 TL faiz tahakkuk ettirip 31.12.2006 tarihinde defterlerine işlemişlerdir" ibaresi ile bilirkişi heyetince davacının kooperatife olan faiz borcuna dair herhangi bir hesaplamanın yapılmamış olması nazara alındığında, davalının 2006 yılı sonu itibariyle 3.404,00 TL faiz borcu bulunduğuna dair tespitin kooperatifin tek taraflı tahakkuku olduğu, bilirkişilerin bizatihi yaptıkları bir incelemeye dayanmadığı, bilirkişilerce; davacının 2008 yılı sonu itibariyle fazla ödeme yaptığına, davalının faiz hesaplamalarının anormal rakamlarda olduğuna, faiz hesaplamalarının iki türlü yapılmasının nedeninin anlaşılamadığına, faizlerin hem her sene usulsüz olarak anaparadan düşüldüğü hem de düşülen bu faizlerin toplam borcun içinde gösterilmesine devam edildiğine, mükerrer faiz işletildiğine vs. dair görüşleri de nazara alındığında davalının tüm ödemelerinin tarihlerinin ve gecikme faizlerinin ayrıntılı irdelenip hesaplanmadığı, mevcut bilirkişi raporunun sonuç ve kanaat kısmının da değerlendirme kısmı ile çeliştiği, bu itibarla hükme esas alınan raporun karar vermeye elverişli bulunmadığı anlaşıldığından; uyuşmazlık konusu ve kooperatifler hukukunda uzmanlığı bulunan bir başka bilirkişi heyetinden TBK'nın 120. maddesi ve ayrıca kooperatifin aksine bir uygulaması yoksa BK'nın 84. (TBK 100.) maddesi gözden kaçırılmadan Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp, taraf itirazları olduğu takdirde bu itirazlar da karşılandıktan sonra sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olmuş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.