MAHKEMESİ : Yumurtalık Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 07/06/2013NUMARASI : 2009/52-2013/132Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkili yüklenici ile davalı arsa maliki arasında 28.06.1996 tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkili tarafından yapılacak dairelerden 18 tanesinin davalı ve diğer pay sahiplerine verileceğini, inşaat proje aşamasında iken E-1 ve E-2 bloklarda 20 daire yapılmaktan vazgeçildiğini, bunun üzerine arsa maliklerine verilecek yerlerin sayısının değil ama yerlerinin değiştiğini, inşaatın tamamlandığını, davalılara hisselerine göre dairelerin verildiğini, 10 adet dairenin ise müvekkiline ait olduğunu, 14.09.2000 tarihinde kat irtifakı kurulduğunu ve arsa maliklerinin tapusunun verildiğini, sözleşmeye göre davalı müvekkiline inşaatla ilgili işlemleri yapması ve kendisine düşen daireleri satabilmesi için vekaletname verilmesi gerektiğini, davalının vermiş olduğu vekaletnamede satış yetkisinin olmadığını, müvekkilinin talebi üzerine yeni vekaletname verdiğini, ancak noterin sehven vekalet veren ile alan kişi isimlerine davalının ismini yazdığını, müvekkili tarafından satış yapılamadığını ileri sürerek, 239 ada 3 parselde kayıtlı bulunan E-2 blok 1 ve 3 numaralı dairelerin davalı adına olan tapularının iptalini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında 28.06.1996 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiği, yapılacak dairelerden 18 tanesinin davalı ve diğer paydaşlara verileceği, ancak inşaat proje aşamasında iken projenin değiştirildiği, buna mukabil dairelerin sayısı aynı kalmak üzere sadece yerlerinin değiştirildiği, bu durumu davalının da kabul ettiği, dairelerin 10 tanesinin de davalıya ait olduğu, davalı tarafından davacıya verilmek istenen ve fakat isim hatası bulunan vekaletnamede E-1 blok 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve E-2 blok 1, 2, 3, 4 nolu dairelerin satış yetkisinin düzenlendiği, isim hatası olsa da davalının gerçek iradesini ortaya koyduğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, E-2 blok 1 ve 3 numaralı dairelerin tapu kayıtlarının iptali ile davalı adına kayıt ve tesciline karar verilmiştir.Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1) Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 81. maddesine göre, karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifasını talep eden kimse, sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça kendi borcunu ifa etmedikçe karşı taraftan edimin ifasını isteyemez. Somut olayda davalı tarafça, gecikme tazminatı alacağının bulunduğu ve bu konuda dava açıldığı savunulmuş olup; mahkemece, bu alacağın talep edildiği dosya, işbu dava ile birleştirilmiş ve daha sonra tefrikine karar verilmiştir. Davalı arsa sahibinin, sözleşmeden doğan haklarını teminat altına alabilmek amacıyla elinde tuttuğu bağımsız bölümlerin, arsa sahibinin varsa gecikme tazminatı ödenmeden sözleşmeye uygun teslimi olgusunun gerçekleştiği kabul edilemeyeceğinden, davacı yüklenici tescile hak kazanamaz. Bu durumda mahkemece, mahsup itirazı niteliğinde olan bu dava üzerinde re'sen durularak, gecikme tazminatı alacağı ile ilgili davanın bu dava ile birleştirilmesi sağlandıktan sonra BK'nın 81. maddesine göre birlikte ifa ilkesine uygun olarak karar verilmesi gerekirken bu davanın tefriki ile karara esas alınmaması doğru olmamıştır. 2) Davacı yüklenici, taraflar arasında düzenlenmiş olan 28.06.1996 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereği yüklendiği tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini ileri sürerek dava konusu bağımsız bölümlerin tapusunun adına tescilini talep etmiştir. Ne var ki, söz konusu bağımsız bölümler, sözleşmenin tarafı olan tüm arsa sahiplerinin teminatını oluşturduğundan, sadece davalının tapu kaydına dayalı olarak açılan davanın bu haliyle sonuçlandırılması mümkün değildir. Yüklenicinin sözleşmeden kaynaklanan tüm edimleri, tüm arsa sahipleri bakımından yerine getirilmeden, teminat olan son bağımsız bölümler yüklenici adına tescil edilmemelidir. Bu itibarla, bu davanın sonucu diğer arsa sahiplerinin hukukunu da etkileyecektir. Zira, diğer arsa sahiplerinin taraf olmadığı bir davada verilen kararın onlara karşı infaz edilmesi olanağı bulunmamaktadır. Davada taraf olmayanın durumu tartışılarak onun leh veya aleyhinde bir karar verilemez. Sözleşmenin tarafı olan diğer arsa sahiplerine karşı dava açması için davacı yüklenici vekiline süre verilmesi, süresinde dava açtığında eldeki dava ile birleştirildikten sonra tarafların iddia, savunma ve delilleri tekrar değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönün gözden kaçırılması doğru olmamıştır. 3) Bozma nedenine göre, davalı vekilinin, vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.4) Kabule göre; davalı arsa sahibinin, dava tarihi itibariyle gecikme tazminatı alacağı nedeniyle tapu devrinin yapılmamasında diğer anlatımla davaya karşı koymakta haklı olduğu gözetilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerekirken, aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle re'sen BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 23.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.