Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6507 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10683 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 23. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 01/07/2014NUMARASI : 2014/133-2014/200Taraflar arasındaki kayıt kabul davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, müvekkilinin davalı müflis banka nezdindeki 40.000 Euro mevduat hesabının bulunduğunu, hesabın açılışında mavi renkli hesap cüzdanı verildiğini, bilahare hesap numarasının değiştirilerek beyaz renkli hesap cüzdanının verildiğini, her iki hesap cüzdanının da Kahramanmaraş Şubesi'ne ait olduğunu, alacağı idari yoldan almaya çalıştıklarını ancak sonuç alınamadığını, davalı bankanın mahkemece iflasına karar verildiğini, başvuruları üzerine İflas İdaresinin, "bu tür bir hesap yok" diyerek alacağı reddettiğini, hiçbir mudinin İmar Bankası dışında kalan bir şirketi muhatap almadığını, vatandaşın parasını İmar Bankasına yatırdığını, bu bankanın Kıbrıs veya başka bir yerde Off Shore isminde sahte bir şirketinin olup olmadığının mudiyi ilgilendirmediğini, asıl muhatabın banka olduğunu ileri sürerek, bilirkişi incelemesiyle asıl alacak ve faizin belirlenerek, alacağın iflas masasına kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, 2. alacaklılar toplantısının henüz yapılmadığını, davacının öncelikle iflas idaresine alacak başvurusu yapması gerektiğini, böyle bir başvurunun olmadığını, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, ayrıca müvekkili müflis bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu edilen hesabın İmar Off Shore nezdinde bulunduğunu ve müvekkili müflis bankadan talepte bulunulamayacağını, davacının 19.04.1999 tarihli Off Shore'a hitaben yazdığı talimatında 55.000 DM'lik hesap açmak istediğini belirterek talimatı kendi eliyle imzaladığını, ayrıca Off Shore'den gelen 2.375 Euro miktarlı havalenin tediye fişinde de imzasının bulunduğunu, davacının kendi iradesiyle mevduatını Off Shore şirketine gönderdiğini, Off Shore nezdindeki mevduat hesabından müvekkilinin sorumlu olmasının düşünülemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, dava dışı Off Shore Ltd.Şti.'nin Kıbrıs'ta olmakla birlikte davalı müflis banka ile aynı ismi kullandığı, davaya konu mevduatın davacının yazılı talimatıyla Off Shore'nin davalı banka nezdindeki hesaplarına aktarıldığı, mevcut paranın banka hesaplarından çıkmayıp Off Shore şirketinin banka nezdindeki hesabına aktarıldığı, davalı müflis banka yöneticilerinin talimatlarıyla banka personelinin cazip faiz telkinleri ve yönlendirmeleriyle mevduat sahiplerinin ve davacının iradesinin sakatlandığı, dolayısıyla davalı bankadan haksız fiil ve adam çalıştıranın sorumluluğu kapsamında alacak talebinde bulunulabileceği mahkemenin kabulünde bulunduğundan bilirkişi raporuna itibar edilemediği gerekçesiyle, davanın kabulü ile 66.568,00 TL'nin davalı bankanın iflas masasına kayıt ve kabulüne dair verilen kararın, Dairemizin 20.05.2013 tarih ve 2013/231 E., 2013/3358 K. sayılı kararı ile, davalı müflis Türkiye İmar Bankası A.Ş.'nin yöneticileri hakkında müşterilerini kandırarak ve bankayı vasıta kılmak suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediklerinden bahisle kamu davası açıldığı, davacının talebi içinde kendisine ait paranın Off Shore Limited Şirketi'ne gönderilmeyip davalı bankada kaldığı, bankanın da mevduattan sorumlu olduğu iddiası da bulunduğundan, davaya bu kapsamda bakılarak davalı bankanın Bankalar Kanunu ve TTK'nın hükümleri gereğince, davacı zararından sorumlu olup olmadığı hususu incelenerek davacı ve davacı durumundaki diğer mudilerin iradesinin fesada uğratıldığının veya benzer bir eylemin tespit edilerek davalı T. İmar Bankası'nın dava dışı yöneticileri hakkında verilebilecek olası bir mahkumiyet kararının, davalı bankanın hukuki durumunu etkileyebileceği, bu itibarla mahkemece müflis bankanın eski yöneticileri hakkında açılan kamu davasının hukuki sonuçlarının BK'nın 53. maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle bozulması üzerine, mahkemece bozma ilamına uyularak, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2004/1 E. sayılı dava dosyası ile, davalı banka eski yöneticileri hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek, banka parasını teselsülen ve ihtilasen zimmetine geçirmek ve bankayı aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık suçlarından dolayı kamu davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde mahkumiyetlerine hükmolunduğu, bu kapsamda davacıya ait mevduatın banka yöneticilerinin kusuru ve bilinçli davranışlarıyla müşteriyi yanıltmak suretiyle Off Shore'ye aktarıldığı ve mudinin iradesinin fesada uğratıldığı, dolayısıyla bankanın sorumlu olduğu gerekçesiyle, davacının davasının kabulü ile, 66.568,00 TL'nin davalı bankanın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.