MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 07/11/2013NUMARASI : 2013/213-2013/366Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili Av. T.. D.. ile davalı vekili Av. K.. A..'nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacılar vekili, müvekkilleri ile dava dışı İ.. E..ve S.. E..arasında 01.03.2000 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, yapılan devirler sonunda en son yüklenicinin davalı kooperatif olduğunu, 3194 sayılı İmar Kanunu’nun 22. maddesi uyarınca yapı ruhsatı almaya yetkili olan arsa sahipleri yerine davalının başvurması ile yapı ruhsatı alındığını, bu ruhsatın sahte olduğunu ve hukuken yok olduğunu ileri sürerek, 26.04.2005 tarih ve 535 sayılı yapı ruhsatlarının yoklukla malül olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacılardan N.. A..’ün diğer davacı A..S.. 30.06.2003 tarihli vekaletname ile vekil tayin ettiği, yine davacıların sırasıyla 19.10.2004 ve 20.10.2004 tarihli vekaletnamelerle dava dışı A.. H.. G.. ve T.. D.. vekil tayin ettikleri, davacıların 30.10.2006 tarihli azilname ile A. H. G. ve T. D. azlettikleri, davacıların 01.07.2003 tarihinde yapı ruhsatı talebinde bulundukları, yoklukla malül olduğunun tespiti istenen yapı ruhsatının 26.04.2005 tarihli olduğu, ruhsatta yapı sahibi olarak davalı kooperatifin, yüklenici olarak ise dava dışı .. Orkent İnşaat Ltd. Şti. isminin yer aldığı, aynı konuya ilişkin olarak yapılan soruşturma sonucunda takipsizlik kararı verildiği, esasen bu davanın idari yargıda görülmesi gerektiği, ne var ki, idare mahkemesine açılan davanın süre yönünden reddedildiği ve davacıların bu davayı açmakta hukuki yararlarının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın HMK’nın 114/1-h bendi gereğince davacıların dava açmakta hukuki yararlarının bulunmasına dair dava şartı yokluğu sebebiyle, HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Davacı arsa sahipleri ile yüklenici arasında 01.03.2000 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiş ise de, bilahare yüklenici tarafça bu sözleşmelerin devri sonunda en son yüklenici S..E.. ile sözleşme imzalanmıştır. Sözleşme konusu inşaata yapı ruhsatı verilmesi için arsa sahiplerince 01.07.2003 tarihinde belediyeye başvuruda bulunulmuş, bu müracaata istinaden düzenlenen 26.04.2005 tarihli altı adet yapı ruhsatında malik hanesinde davalı kooperatif, yüklenici hanesinde ise dava dışı ....Orkent İnşaat Ltd. Şti. gösterilmiştir. Temyiz incelemesine konu dava dosyasında da, davacı arsa sahiplerince yapı ruhsatlarının iptali ile sahte olduklarının tespiti istenmiştir. Yapı ruhsatları idari bir işlem neticesinde düzenlendiklerinden iptal edilmeleri için mahkemenin de kabulünde olduğu üzere idari yargı yolunda dava açılması gerekmektedir. Nitekim, arsa sahiplerince bu yönde dava açılmış, ancak süresinde yargı yoluna müracaat edilmediğinden davanın reddine karar verilmiştir. Az yukarıda değinildiği gibi, davacıların diğer talebi ise, 26.04.2005 tarihli yapı ruhsatlarının sahte olduklarının tespitine ilişkindir. Sahtelik iddiasında bulunulması halinde, taraflar arasında ne tür hukuki ilişkiler bulunduğu ve bu hukuki ilişkiler itibariyle sahteliğin tespiti halinde hangi hukuki sonuçları doğurabileceği tartışılarak, somut uyuşmazlıkta davacıların böyle bir talepte bulunmalarında hukuki yararlarının olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Ne var ki, mahkemece bu yönde bir değerlendirilmeye gidilmeksizin, taraflara bu hususta mevcut delilleri sunmaları ve bu deliller kapsamında ne tür bir hukuki yararlarının bulunduğu incelenmeden, soyut olarak davacıların bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddi cihetine gidilmiştir.Şu halde, mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde inceleme yapılarak sonucuna uygun şekilde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.