MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 30/04/2013NUMARASI : 2012/19-2013/215Taraflar arasında görülen iflasın ertelenmesi davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 07.03.2014 gün ve 2013/7785 Esas, 2014/1691 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.İflasın ertelenmesi talebinde bulunan vekili, valf imalatı ve ticareti alanında faaliyette bulunan müvekkilinin ekonomik kriz nedeniyle borca batık hale geldiğini, sunulan iyileştirme projesinde öngörülen tedbirlerin uygulanması halinde borca batıklıktan kurtulabileceğini ileri sürerek, iflasının bir yıl süreyle ertelenmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile davacının iflasının bir yıl süre ile ertelenmesine dair verilen karar, müdahiller ... Dağt. ve Yay. Hizm. Ltd. Şti., Akdöküm San. A.Ş., M.. B.., K.. A.. ve .... Control Gmbh, ile SGK Başkanlığı vekillerinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 07.03.2014 tarih ve 2013/7785 E., 2014/1691 K. sayılı ilamıyla, mahkemece daha önce verilen iflasın ertelenmesine ilişkin kararın Yüksek 19. Hukuk Dairesi’nce özetle, taahhüt edilen sermaye koyma borcunun yerine getirilmediği, işletme sermayesinin yetersiz olduğu, sermayenin ne şekilde sağlanacağının somut biçimde sunulmadığı vurgulanarak, sadece itirazların giderilmesi için rapor alınması gerektiğinden bozulduğu, bozma üzerine davacı yanca, bozma kararını hükümsüz bırakacak nitelikte 22.05.2012 tarihli yeni (revize) bir iyileştirme projesi sunulduğu, hükmüne uyulan bozma kararından sonra 02.08.2012 tarihinde alınan bilirkişi kurulu raporunda, özvarlıkta gelişme olduğu, ancak SGK ve vergi borçlarının faizlerinin yansıtılmaması nedeniyle borca batıklık tutarının değişebileceğinin belirtilip, revize projedeki kârlılık oranlarının gerçekçi olmadığı, hedeflenen vergi öncesi kâra ulaşılamayacağı, kamu borçlarına ilişkin faizlerin gösterilmediği ve projenin inandırıcılığının bulunmadığının vurgulandığı, bu rapora göre 31.05.2009 itibariyle (-) 2.172.221,73 TL olan borca batıklığın, 31.03.2013 itibariyle (-) 3.156.446,78 TL olduğu ve borca batıklığın yargılama süreci içinde derinleştiğinin de sabit olduğu, bilirkişi heyetince davacının yeniden bir revize edilmiş iyileştirme projesi sunması gerektiğinin belirtildiği, rapordan sonra davacı tarafından 08.11.2012 günlü ve 3 yıllık projeksiyonu içeren bir revize iyileştirme projesi daha sunduğu, alınan ek raporda hedeflerin yine de "iyimser" olduğu, artışı planlanan sermaye taahhütlerinin yerine getirilmesinin faydalı olacağı; ancak oluşacak nakit fazlası ile borçların ne şekilde ödeneceği hususunda projede ayrıntıya girilmediğinin vurgulandığı, hâkimin sahip olmadığı özel ve teknik bilgiler konusunda oy ve görüşüne başvurulan bilirkişilerin görevinin, bu konularda hâkimi aydınlatmaktan ibaret olduğu, bilirkişilerin davacı şirketlere danışmanlık yaparcasına önerilerde bulunması, yeni, düzeltilmiş ve iyileştirilmiş (revize) proje sunulmasını istemesinin, bilirkişilik kurumunun yapısına tamamen aykırı olduğu, bilirkişiden beklenenin, özel ve teknik bilgisi kapsamında projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının tespiti ile sınırlı olduğu, projenin iyileştirilmesi amacıyla tavsiyelerde bulunmanın, bu sınırın aşılması anlamına geleceği, nitekim somut olayda bilirkişilerce ilk projenin bu haliyle ciddi ve inandırıcı bulunmadığı görülüp, revize proje sunulması istendiği, davacı şirketler tarafından da iki yeni proje sunulduğu, oysa önceki bozma kararında yeni bir proje sunulmasından söz edilmediği, bilakis sermayenin sağlanmasına ilişkin proje unsurlarının bilirkişi incelemesine tâbi tutulmasının istendiği, iflasın ertelenmesi davalarında iyileştirmenin mahkemenin ya da bilirkişilerin görevi olmayıp, davacının iddiaları çerçevesinde değerlendirme yapılması ve varılacak sonuca göre bir hüküm oluşturulması gerektiği, bu itibarla, incelemenin uyulan bozma ilamı kapsamına uygun olmadığının anlaşıldığı, öte yandan ilk raporda projenin ciddi ve inandırıcı olmadığı açıkça vurgulanmışken, yeni raporlara ve projelere başvurulmasının da usul ekonomisine, maddi hukuka ve alacaklıların haklarının korunması ilkesine aykırı olduğu, bu durumda mahkemece, projenin ciddi ve inandırıcı olmadığının ve borca batıklığın davanın açıldığı 07.07.2009 tarihinden bu yana gittikçe arttığının sabit bulunması karşısında sadece borca batıklığın net biçimde tespiti ile varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek, temyiz eden müdahiller yararına bozulmuştur.Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 5,20 TL harç ve takdiren 248,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine'ye gelir kaydedilmesine, 13.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.