MAHKEMESİ : Eskişehir 1. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 21/11/2013NUMARASI : 2012/269-2013/569Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, davalı kooperatifin, müvekkilinin alt birliği olduğunu, anasözleşmesinin 11. maddenin (f) bendi uyarınca davalının “sulama bedellerinin %2’si kadar miktarı üst birlik hesabına yatırma yükümlülüğünün bulunduğunu," bu hüküm nedeniyle 2005, 2006, 2007, 2008 ve 2009 yılları için borç tahakkuk ettirilmesine rağmen ödenmemesi üzerine davalı hakkında Eskişehir 2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/1338 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ancak davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, 10.723,00 TL yönünden itirazının iptaline ve %40 icra inkâr tazminatının ve %10 para cezasının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, anasözleşme hükmüne göre kooperatiflerin kâr etmesi halinde kesinti yapılacağını, ancak davacı tarafça sunulan belgelere göre müvekkili kooperatifin kâr etmediğinin anlaşıldığını, zaten kooperatifin kuruluş amacının da kâr etmek değil yörede çiftçilik yapan üyelerine sulama ihtiyacına ilişkin konularda aracı ve yardımcı olmak olduğunu, ayrıca davacı tarafından müvekkiline denetim ve eğitim hizmetinin verilmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; Tarım Gıda Hayvancılık Bakanlığı'nın 23.01.2006 tarihli, 287 sayılı genelgesinde sulama gelirinden % 2 oranında denetim ve eğitim giderlerine iştirak payının kesilmesinin ve 1163 sayılı Yasa'nın 38. maddesi ile de kooperatif ve üst birliklerin kendi ana sözleşmelerinde yer alan hükümler doğrultusunda yıllık bilançolarındaki müspet gelir-gider farklarından ayrılan % 7'lik üst birlik ve merkez birliği yardım fonunu bağlı oldukları ilgili birlik ve merkez birliği hesaplarına aktarmalarının yasal zorunluluk olduğu, öte yandan, davacı vekilinin de dayandığı anasözleşmenin "ortaklık görevleri" başlıklı 11. maddesinin (f) bendinde ortaklık görevlerinden birinin de "sulama bedellerinin %2'si kadar miktarı üst birlik hesabına yatırmak" olduğunun belirtildiği, Kooperatifler Yasası'nın 75/2. maddesinde ise "kooperatifin, bağlı bulunduğu üst birlikler tarafından eğitilebileceği ve denetlenebileceği, kooperatifin, üst birliklerince kendilerine yönelik denetim ve eğitim hizmetlerine ait giderlere iştirak edecekleri" düzenlemesine yer verildiği, ortada davacı tarafından davalıya verilmiş bir eğitim-denetim hizmeti yok ise de, davacı üst birliğin birçok kuruluşa ve kooperatife hizmet verdiği, eğitim ve denetim hizmetinin bulunmayışı nedeniyle bağlı kooperatifler tarafından ödeme yapılmaktan kaçınılamayacağı, "eğitim ve denetim gideri" adı altında düzenlenen bu koşulun, fiili hizmet verilmesine bağlı olmadan "katılım payı" olarak alınması gereken bir miktar olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 10.573,32 TL yönünden itirazın iptaline, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağın % 40'ı oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline, para cezasına yönelik istemin reddine karar verilmiştir.Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.1) Dava, İcra ve İflas Kanunu'nun 67. maddesine dayalı olarak itirazın iptaline ilişkin olup; davacı takip talepnamesinde 2005-2009 yılları arasına ait denetim ve eğitim gideri olarak 10.723,00 TL talep etmiş, dava dilekçesi davalıya 30.07.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalının ise 23.08.2012 tarihinde cevap dilekçesinin, dava dilekçesinin tebliğ tarihinin adli tatile rast gelmesi karşısında süresinde verildiği kabul edilmelidir. Bu durumda, cevap dilekçesi ile davalının zamanaşımı def'inde bulunduğu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 147/4. maddesi gereğince kooperatif ile ortağı arasındaki alacak davalarının beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu dikkate alınarak, mahkemece gerektiğinde ek bilirkişi raporu alınmak suretiyle hesaplama yaptırılıp oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde zamanaşımı süresinin on yıl olarak değerlendirilerek karar verilmesi doğru olmamıştır.2) Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,21.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.