Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6473 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6364 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/06/2013NUMARASI : 2012/125-2013/243Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin davalının da üyesi olduğu SS G.... Konut Yapı Kooperatifi için yaptığı inşaatlar sebebiyle ilama bağlı alacağının olduğunu ve kooperatif hakkında yapılan takip neticesinde kısmi tahsilat yapılarak bakiye 189.769,86 TL nin ise tahsil edilemediğini, borçlu kooperatifin hiçbir mal varlığının kalmadığının anlaşıldığından aciz vesikası verildiğini, tasfiyenin tamamlanmış olduğunu, alacağın tahsili için hissesine düşen miktarla sınırlı olacak şekilde üyelere başvurmaktan başka çare kalmadığını ileri sürerek davalı hakkında başlatılan takibe itirazın iptaline ve %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının kooperatif ortaklarından ana sözleşmeye göre taahhüt ettikleri sermaye payları dışında bir talepte bulunamayacağını, davacının kooperatifin tasfiyesi halinde tasfiye kuruluna, kooperatifin iflası halinde ise iflas idaresine başvurması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından kooperatif aleyhine açılan alacak davası kesinleşmeden kooperatifin tasfiye edilmiş olduğu, kooperatifin ortağı hakkında doğrudan takip yapılmasına mani durum olmadığı, ilgili kooperatifin yeniden ihya edilmesine gerek olmadığı, kooperatif son genel kurulunda belirlenen üye sayısının 22 olduğu, davalının da üyeler arasında gösterildiği, olması karşısında, kendisine tahsis edilen dairenin kesin maliyetine dahil edilmesi gerekirken, davalının da haksız olarak zenginleştiği dolayısıyla söz konusu borçtan payına düşen miktardan sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dava, davacının, dava dışı kooperatiften olan ilama dayalı alacağından, davalı kooperatif ortağının payına düşen kısmının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 28. maddesinde, kooperatif borçlarından dolayı ortağının sorumluluğu düzenlenmiş, 29, 30 ve 31. maddelerinde ise bu sorumluluğun istisnalarının anasözleşme ile düzenleneceği açıklanmıştır. Kooperatif anasözleşmesinin 20. maddesinde, "Her ortak, kooperatifin borçlarına karşı, taahhüt ettiği pay tutarı kadar sorumludur. Kooperatiften ilişkisi kesilen ortağın sorumluluğu, ayrıldığı tarihten itibaren iki yıl devam eder. Kooperatife giren her ortak, girişinden önce doğmuş olan kooperatif borçlarından dolayı diğer ortaklar gibi sorumlu olur. Yönetim kurulu üyeleri ile denetçilerin sorumlulukları hakkındaki hükümler saklıdır“, 21. maddesinde de, “Ortaklar, taahhüt ve tediye ettikleri ortaklık payı bedelleri dışında, kooperatif amaçlarının gerçekleşmesini sağlamak üzere genel kurulca kararlaştırılacak miktarlardaki, arsa, altyapı, inşaat ve benzeri gider taksitlerini ödemek zorundadırlar. Bu kararlarda anasözleşmenin 33’üncü maddesinin 2’nci fıkrasında gösterilen nisap aranır." düzenlemelerine yer verilmiştir. O halde; anasözleşmede kooperatifin sorumluluğu başka türlü düzenlenmedikçe dış borçlar ancak kooperatif tüzel kişiliğinin malvarlığı ile ödenecek, bunun dışında kooperatif üyelerinin kişisel malvarlıklarından herhangi bir istek yapılamayacaktır. Kuşkusuz malvarlığına üyelerin yüklendiği sermaye payı dahildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 17.09.1997 tarih ve 1997/11-44 E., 1997/649 K. sayılı kararında da "kooperatifin sorumlu olduğu hususlarda ortaklara gidilebilmesi için kooperatifin tasfiye edilmiş, sicilden silinmiş olması yeterli olmadığı, anılan 28. maddesinde kollektif şirketler ile ilgili 179. maddesinden farklı bir hüküm getirildiği, kooperatif aleyhine gerekli takibat yapılıp sonuç alınmaz ise ortaklara sorumluluk durumuna göre müracaat edilebileceği" vurgulanmıştır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 98. madde yollamasıyla TTK'nın 269. maddesi hükmüne göre, anonim şirket, sermaye ortaklığı olup, ortakların sorumluluğu, koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlıdır. Sermaye borçlarını ödeyen ortakların gerek şirkete ve gerekse şirketin alacaklılarına karşı herhangi bir sorumlulukları bulunmadığından, kişisel yönden takip ve dava olunamazlar. Bu durumda; dava dışı kooperatif anasözleşmesinin 21. maddesinde ortakların kooperatife karşı sorumlulukları düzenlendiği halde kooperatiften alacaklı olanlara ilişkin bir istisna hükmüne yer verilmediği, davalı ortağın taahhüt ettiği ortaklık payını ödemediğine ilişkin bir iddia da bulunulmadığı anlaşıldığından, mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.