Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6386 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5895 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/02/2014NUMARASI : 2012/180-2014/52Taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmiş olduğunun tespiti, tazminat ve kal'e ilişkin asıl, tazminata ilişkin karşı davanın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne davanın yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacılar-karşı davada davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Asıl davada davacılar vekili, taraflar arasında 13.10.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, inşaatın müvekkillerinin kusuru olmaksızın davalı yüklenici tarafından tamamlanıp teslim edilmemesi üzerine davalıya 27.03.2012 tarihli fesih ihbarnamesi gönderdiklerini, davalının feshi kabul etmediğini cevaben bildirdikten 10 gün sonra acz içinde olmasından dolayı inşaatın yapımını müvekkillerinin rızası dışında üçüncü şahsa devrettiğini ve bu şahsın da inşaatı zamanında bitiremediğini, davalının inşaatı bitirme gücü olmadığını bilerek sözleşmeyi sürüncemede bırakmak isteyerek müvekkillerinin mağduriyetine neden olduğunu, inşaatın seviyesi dikkate alındığında yüklenicinin herhangi bir hak edişinin olmadığını, davalının iki yılı aşkın bir süre önce inşaat alanına gelişigüzel bıraktığı kalıp ve demirlerin yağış, kar ve sıcak altında kalmasından dolayı yıpranmış ve özelliğini kaybetmiş olduğunu ileri sürerek, sözleşmenin fesh edilmiş olduğunun tespiti ve kal ile müvekkillerinin hissesine düşen dokuz dairenin rayiç kira bedelleri için şimdilik 8.000,00 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini 11.379,00 TL'ye artırmıştır. Asıl davada davalı vekili, sözleşmeye göre inşaat ruhsatının 13.10.2009 tarihinde alınması gerektiğini, müvekkilinin inşaatın en geç inşaat ruhsatının alınma iki yıl sonra inşaatı bitirip teslim edeceğini, ekonomik krize girdiğinden inşaat ruhsatını 11.02.2010 tarihinde alabildiğini, yer eğimli olduğundan beton atılamadığını, sözleşmenin 2. maddesine göre inşaat bitim tarihi 13.04.2011 olmasına ve daha inşaata başlanılmamış olmasına rağmen davacıların sözleşmeyi feshettiklerini bildirdiklerini, imalat bedellerinin ödenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiş; karşı davada ise, müvekkilinin belediyenin de belirlediği gibi inşaat sahasında % 15 seviyesinde imalat yaptığını, belediyeye inşaat için ruhsat harçları ödediğini, ayrıca 50.000 m³ hafriyat yaptırdığını, inşaatın temel demirlerini döşettiğini ve kalıp çaktırdığını, işçilik ücretini ödediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik inşaat proje bedeli için 2.000,00TL, ruhsat ve belediye harçları ve diğer bürokratik masraflar için 5.000,00 TL, arsada yapılan hafriyat bedeli için 5.000,00 TL, inşaata kullanılan demir bedeli için 3.000,00 TL, işçilik harcamaları için 2.000,00 TL olmak üzere toplam 17.000,00 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini 58.310,00TL'ye artırmıştır. Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki sözleşmenin 2. maddesinde inşaat süresinin düzenlendiği, davalı yüklenicinin kendisinden kaynaklanan sebeplerden dolayı süresinde ruhsat alamadığı ve inşaata geç başladığı, mevcut durum itibariyle inşaatı sözleşmede belirtilen tarihlere göre bitirmesinin zor olduğu, bu nedenle davacıların sözleşmeyi fesihte haklı oldukları, ancak inşaat seviyesinin çok düşük olduğu dikkate alındığında davacılarca yapılan feshin geriye yönelik bir fesih olduğu, geriye yönelik fesih halinde sözleşmenin hiç yapılmamış gibi işlem göreceği ve buna göre herkesin sözleşme sebebiyle yaptığı masrafları diğerinden isteyebileceği, geriye doğru fesihte kira bedeli istenmesinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile sözleşmenin geriye dönük olarak feshedildiğinin tespitine, inşaat alanındaki molozların kal'i için 2.500,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline, kira kaybına ilişkin istemin reddine, karşı davada, davacının ödediği harç ve vergiler, imalatlar, demir kalıp ve işçilik, hafriyat, kazı ve nakliye bedellerini talep edebileceği, davacı tarafça yapılan masrafların bilirkişi raporunda belirlenenden daha fazla olduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle, karşı davanın kabulü ile 58.310,00 TL 'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, asıl davada davacılar-karşı davada davalılar vekili temyiz etmiştir.1-Asıl davada davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden;Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Karşı davada davalılar vekilinin temyiz itirazları yönünden;Karşı dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmenin feshi halinde imalat bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi halinde taraflar, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 108/1. maddesi uyarınca karşılıklı ifa yükümlülüğünden kurtulur ve daha önce ifa ettikleri edimleri kusurlu olsalar bile sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre sözleşmenin tasfiyesi kapsamında geri isteyebilirler. Arsa sahibinin malvarlığında bir çoğalmadan (zenginleşmeden) söz edilebilmesi için, yapılan işlerin onun işine yaraması gerekir. Bu nedenle, yüklenici tarafından, fesih anına kadar arsa sahibinin malvarlığına giren yararlı ve imar mevzuatına uygun olan imalatın parasal karşılığının ödenmesi talep edilebilir. Bir başka yüklenicinin o imalatı devam ettirerek inşaatı tamamlayabilmesi mümkün ise, o imalat arsa sahibi için yararlı sayılır. Yüklenici tarafından istenebilecek bedel, fesih iradelerinin birleştiği ya da bu şekilde bir irade birleşmesi yoksa fesih hakkındaki mahkeme kararının kesinleştiği veya kesinleşen mahkeme kararına göre belirlenen fesih tarihi itibariyle, imalatın mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenen bedelidir. Yüklenicinin imalât bedeli isteyebilmesi için yaptığı inşaatın yasal ve arsa sahibinin yararlanabileceği, bazı giderlerden kurtulacağı nitelikte olması gereklidir. Hükmedilecek imalât bedelinin içerisinde bu iş ve imalâtın yapılması için gerekli olan ve yüklenici tarafından ödenmesi gereken ruhsat, proje vs. gibi harcamalar da bulunmaktadır.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi ikinci ek raporunda, imar harcı, kanal katılım bedeli, bina inşaat ve imar harçları, mimari proje bedeli, demir bedeli, demir kalıp ve işçilik bedeli, hafriyat kazı ve nakliye bedeli olmak üzere toplam 58.310,39 TL'nin yüklenici tarafından talep edilebileceği görüşü bildirilmiş ise de, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde yapılan bu imalat ve harcamaların arsa sahiplerinin yararına olup olmadığı, gereksiz bir harcama olup olmadığı, bu masrafların daha sonra başka yükleniciler ile yapılan sözleşme hazırlığında ve inşaatın başlamasında işe yarayıp yaramayacağı, diğer anlatımla bu masraflar yönünden arsa sahiplerinin sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği yeterince tartışılmadığı gibi, ek raporun aksine olarak kök raporda, "dava konusu taşınmaz üzerinde proje değişikliğine gidilmeden inşaatın devam etmesinin mümkün olmadığı, çünkü gerek imalata giren demir, gerekse ihzarat halindeki demirin hepsi paslanmış ve özelliğini kaybetmiştir, ayrıca temeldeki harfiyatın temizlenmesi gerekir, ahşap kalıp ise deforme olmuş, kullanılması sakıncalıdır.” görüşü bildirilmiştir. Karşı davacı vekili, hükme esas alınan ek rapora da itirazda bulunmuştur.Bu durumda mahkemece, yeni oluşturulacak uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla mahallinde keşif ve inceleme yapılarak yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde yapılan imalatın arsa sahipleri yönünden yararlı ve yasal olup olmadığı, arsa sahiplerinin bu imalattan yararlanıp yararlanamayacağı, yapılan imalat yasal ve arsa sahipleri lehine ise; (kural olarak fesih kararının kesinleştiği tarih itibariyle mahalli piyasa rayiçlerine göre bedelin belirlenmesi gerekmekte ise de, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava tarihi itibariyle mahalli piyasa rayiçleri dikkate alınarak belirlenen bedele göre karşı davacı yüklenicinin ıslah dilekçesindeki istemini oluşturduğu ve kendisini bağladığı, ıslah edilen miktara göre davanın kabul edildiği gözetilerek) yine dava tarihi itibariyle mahalli piyasa rayiçlerine göre hesap yapan bir rapor alınıp, sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.Öte yandan, gerekçeli karar başlığında, karşı dava tarihine yer verilmemesi de hatalı olmuştur. SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, karşı davada davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalılar yararına BOZULMASINA, asıl dava yönünden aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karşı dava yönüden peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.