MAHKEMESİ : Kayseri (Kapatılan) 4. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 03/12/2013NUMARASI : 2013/276-2013/253Taraflar arasındaki kayıt kabul davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin müflis işyerlerinde 01.03.2004 ile 30.04.2009 tarihleri arasında çalıştığını, bu çalışmaları nedeniyle 68.550,86 TL işçilik alacaklarının müvekkiline ödenmediğini, müvekkilinin maaşının resmi kayıtlarda az gösterildiğini, alacak hesaplarının gerçek ücret üzerinden yapılması gerektiğini ileri sürerek, müvekkilinin alacağının 1. sırada sıra cetveline kaydını talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya yanıt vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davacının davasının ticari nitelikte bir dava olmadığı, alacak iddialarının hizmet ilişkisine dayalı olduğu, bu hususta açılacak davanın iş mahkemelerinde görülmesi gerektiği, davacının, bu alacağın miktarı ve niteliği gereği sıra cetvelinin 1. sırasına kaydı gerektiği yönünde talepte bulunmuşsa da, davacının işçilik alacaklarının iş mahkemesince tespitinden sonra iflas masasına müracaat edilmesi gerektiği, şayet iflas masasınca davacı alacağı farklı bir sıraya kaydedildiği takdirde itiraz merciinin İcra Hukuk Mahkemeleri olduğu, her iki halde de mahkemenin görevsiz olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine, talep halinde dosyanın görevli Kayseri Nöbetçi İş Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, alacağın iflas masasına kayıt kabul istemine ilişkindir. İİK'nın 233. maddesine göre sıra cetvelinde, kabul edilmeyen alacaklar red sebepleri ile birlikte gösterilir. İİK'nın 235/1. maddesi uyarınca iflas sıra cetveline yönelik itirazlar (kayıt kabul ve kayıt terkin davaları) kural olarak genel mahkemelerde (Asliye Ticaret Mahkemesinde) görülür. Şikayetçi sadece kendi sırasına yönelik itirazlarını, husumeti iflas idaresine yönelterek İİK'nın 235/son maddesi uyarınca icra mahkemesinde ileri sürmelidir. İflas sıra cetvelinde başka bir alacaklının kabul edilen miktar kadar alacağı bulunmadığına ya da sırasına yönelik itiraz, o alacağın sıradan terkin edilmesi talebini içerdiğinden, şikayet olarak icra mahkemesinde değil, İİK'nın 235/2. maddesi uyarınca sırasına itiraz edilen alacaklıya husumet yöneltilerek dava yolu ile genel mahkemede (Asliye Ticaret Mahkemesinde) ileri sürülmelidir. Diğer anlatımla, iflas sıra cetvelinde yer alan bir alacaklı, kendi sırasına veya iflâs hukuku kurallarının yanlış uygulandığına (şikayet) değil, kendi alacağı hakkında verilen ve nedenleri gösterilerek verilen red veya kısmen red kararının esasına (kayıt ve kabul davası açarak) veya bir başka alacaklının alacağına veya onun sırasına (kayıt terkin davası açarak) itiraz ediyorsa ticaret mahkemesine dava açmalıdır. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir. İş Hukuku'ndan kaynaklanmayan ya da İİK'nın 194. maddesi kapsamına girmeyen bir dava sırasında davalının iflası üzerine kayıt kabul davasına dönüşen bir davada mahkemenin görevi devam edeceği gibi, iş hukukundan kaynaklanan bir dava sırasında işverenin iflası halinde, İİK'nın 194. maddesi kapsamında acele işlerden olduğu için İş Mahkemesi'nin görevi devam eder. (Bkz. Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, 2013, sh 1232, Yargıtay 9. HD'nin 30.09.2010 tarih ve 2009/44751 E., 2010/26566 K. sayılı ilamı bu yöndedir.) Ayrıca aynı Daire'nin 14.12.2010 tarih ve 2008/41590 E., 2010/38033 K; Yargıtay 19. HD'nin 12.07.2010 tarih ve 6278 E., 8777 K; Dairemizin 02.12.2013 tarih ve 6042 E., 7639 K; 18.03.2014 tarih ve 2013/8059 E., 2014/2038 K. sayılı ilamları da bu yöndedir. Öte Yandan, Yargıtay 19. HD'nin 28.04.2013 tarih ve 2828 E., 5162 K; Dairemizin 12.09.2012 tarih ve 3822 E., 5024 K. sayılı ilamlarında açıklandığı üzere; iflasın açılmasından sonra Ticaret Mahkemesi'ne açılan kayıt kabul davası sırasında iflasın kaldırılması ya da iflas kararının bozulup bozma kararının kesinleşmesi halinde, alacağın esasıyla görevli olan mahkeme, Asliye ya da Sulh Hukuk Mahkemesi ise bu mahkeme görevli hale gelir ve Ticaret Mahkemesi'nce davanın görev bakımından usulden reddi gerekir. Somut olayda, davalı şirketin iflasından sonra, İİK'nın 235/1. madde hükmü uyarınca kayıt ve kabul istemiyle bu davanın süresinde açıldığı, davanın sıraya ilişkin olmadığı ve İş Mahkemesi'nin baştan ya da sonradan görevli olduğu hallerden birinin gerçekleşmediği gözetilerek mahkemece, görevli olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır. 2- Kabule göre de; HMK'nın 115/2. maddesi uyarınca, mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Bu durumda mahkemece, karar tarihinde yürürlükte olan HMK'nın 114/1-c ve madde hükmü uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın anılan 115/2. madde hükmü uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan 1086 sayılı HUMK'nın dava şartı öngörmeyen göreve ilişkin 7. ve 27. madde hükümlerine uygun olarak gerekçede "mahkememizin görevsizliği", hüküm fıkrasında "mahkememizin görevsizliğine" ibarelerine yer verilmesi doğru olmadığı gibi, HMK'nın 297/2. maddesi hükmü uyarınca hüküm fıkrasında gerekçeye ait bir sözün tekrar edilmemesi gerekirken, gerekçenin tekrarı da hatalı olmuştur. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 16.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.