Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6333 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 662 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/09/2013NUMARASI : 2013/43-2013/421Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekilince duruşmasız, davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av. Zehra Serap Gültekin gelmiş davalılar tarafından gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacı vekili, müvekkili arsa sahibi ile davalı yüklenici şirket arasında 30.05.2006 tarihinde yazılı şekilde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme nedeni ile 2754 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazdaki 105/372 hisse payı ile 2754 ada 16 parsel de kayıtlı taşınmazdaki hissesinin tamamını diğer davalı E.. Ö..'e devrettiğini, sözleşme uyarınca inşaa edilecek 9 daireden en üst kattaki 2 bağımsız bölümün müvekkiline verileceğini, dairelerin 3+1 vasıfta olacağını ve inşaatın ruhsat alındıktan 18 ay içinde bitirilip teslim edilmesi gerekirken, davalı tarafın sözleşmeye aykırı olarak 10 adet daire yaptığını, müvekkiline bir tanesi 3+1 vasıfta diğeri ise 2+1 vasıfta iki daire teslim etmek istediğini ve inşaatı da 18 aylık gecikmeyle bitirdiğini ileri sürerek, sözleşmede kararlaştırılan 2754 ada 17 parsel üzerindeki 3+1 vasıflı 2 dairenin tapu kaydının iptaliyle müvekkili adına tesciline, fazladan imal edilen 1 dairedeki müvekkiline ait hisse payı olan 10.000,00 TL'nin ticari faizi ile tahsiline ve 8 aylık kira bedeli olan 8.000,00 TL'nin 16.11.2009 tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, sözleşmenin resmi şekil ve şartlarda yapılmadığı için davacının taleplerinin yerinde olmadığını, ayrıca davacının kendisine keşide edilen 02.08.2010 tarihli ihtarnameye rağmen, daireleri teslim almadığını, yapı kullanma izin belgesinin davacının kusuru nedeni ile alınmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın reddine ilişkin verilen kararın Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 17.10.2012 gün ve 2011/6948 E., 2012/6502 K. sayılı ilamıyla bozulması üzerine, mahkemece bozmaya uyularak dava konusu taşınmaz üzerinde keşif icra edilip uzman bilirkişiden rapor ve ek rapor alınmış ve yapılan yargılama uyarınca taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca inşaatın ruhsat alındıktan 18 ay içinde teslim edilmesi gerektiği, ruhsatın 16.05.2008 tarihinde alındığı, bu durumda inşaatın bitirilmesi gereken tarihin 15.11.2009 olduğu, davalının 02.08.2010 tarihinde keşide ettiği ihtarnamede inşaatın Mart 2011 tarihinde bittiği ve gerekli harçların yatırılması talebinde bulunduğu, inşaatın yasal olduğu, 6 ay 10 günlük gecikme ile bitirildiği ve bu nedenle davacının 4.275,00 TL kira kaybı alacağı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazdaki B blok 2. kat 3 nolu daire ile A blok 2. kat 6 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, 4.275,00 TL kira bedelinin 16.11.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline fazlaya ilişkin taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Davacı vekili, dava dilekçesinin 2. sayfasının 2. maddesinde davalı yüklenici tarafından, sözleşmede belirtilen 9 daire yerine 1 daire fazlası ile 10 daire inşaa ettiğini ileri sürerek, müvekkilinin bu daire nedeni ile hissesine isabet eden 10.000,00 TL'nin tahsilini de talep etmiş, Yargıtay Yüksek 15. Hukuk Dairesi'nin 17.10.2012 gün ve 2011/6948 E., 2012/6502 K. sayılı bozma ilamında da bu hususa vurgu yapılmış, bozma ilamından sonra alınan bilirkişi raporunda bu talebe ilişkin hesaplama yapılmış ve mahkemece kararın gerekçe kısmında da davacının bu alacağına yer verilmiştir. Ancak mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/1-c ve 297/2. maddelerine aykırı olarak davacı vekilinin bu talebine ilişkin olarak hüküm fıkrasında bir karar verilmemesi doğru görülmemiş olup, bozmayı gerekmiştir.3-Yukarıda açıklanan bozma nedenine göre, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 16.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.