Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6329 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10880 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Ankara 17. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 25/09/2014NUMARASI : 2012/475-2014/607Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.Davacı vekili, dava dışı L....ait aracın müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin uzuv kaybı oluşacak şekilde yaralandığını, bu konuda açılan tazminat davasında hükmedilen bedelin tahsil edildiğini, akabinde borçlu aleyhine ek tazminat davası açıldığını, dava açıldıktan sonra satışa konu bağımsız bölüm üzerine davalı lehine 29.12.2004 tarihinde 65.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, mahkemece yapılan yargılamada müvekkili lehine tazminata hükmedildiğini, bedelin tahsili amacıyla Ankara 20. İcra Müdürlüğü'nün 2010/5790 esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, borçlu adına kayıtlı taşınmaz üzerine haciz konulduğunu ve taşınmazın satılarak paraya çevrildiğini, bedelin alacaklılara yetmemesi üzerine düzenlenen sıra cetvelinde davalı ipotek alacaklısı E.. A..'nın 1. sırada, müvekkilin ise 2. sırada yer aldığını, müvekkilinin ilama dayalı alacağının dava açma tarihinin ipotek tesis tarihinden önce olduğunu, ipoteğe konu alacağın gerçek olmadığını, borçlu L....ile davalı E.. A.. arasında gerçek bir alacak ilişkisi bulunmadığını, ipotek tesis işleminin muvazaalı olduğunu, ipotek tesisinin 2004 yılında yapılmasına karşın, ipotek alacaklısının 65.000,00 TL bedelli bir alacağını tahsil için uzun süre herhangi bir girişimde bulunmadığını, davalı tarafın 65.000,00 TL bedelli alacağının dayandığı hukuki ilişki ile birlikte şüpheye mahal vermeyecek şekilde ortaya koyması, borçlunun bu parayı aldığını ve kendisinin de bu parayı verebilecek ekonomik güce sahip olduğunun ispatı gerektiğini, ispat yükünün davalı tarafta olduğunu ileri sürerek, Ankara 20. İcra Müdürlüğü'nün 2010/5790 esas sayılı dosyası üzerinden düzenlenen 10.08.2012 tarihli derece kararına gerek sıra, gerekse alacağın gerçekte var olmadığına ilişkin itirazlarının kabulü ile, davalı tarafın sıra cetvelinden silinmesine, sıra cetvelinin yeniden düzenlenerek, müvekkilinin alacağının 1. sıraya konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın 7 günlük yasal süre içinde açılmadığını, müvekkili ile asıl borçlu L.... arasında yapılan ipotek tesis işleminin muvazaalı olmadığını, davacı tarafın iddialarını yazılı delillerle ispatı gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafça davanın yasal 7 günlük süre içinde açılmadığı itirazında bulunulmuş ise de, Ankara 20. İcra Müdürlüğü'nün 2010/5790 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan 10.08.2012 tarihli sıra cetvelinin taraflara ayrıca tebliğe çıkarıldığına ilişkin bir bilgi ve belge bulunmadığı, davacı vekilinin sıra cetvelini 03.09.2012 tarihinde tebliğ aldığına ilişkin derece kararı altına şerh düşüldüğü, davanın 10.09.2012 tarihinde açıldığı, bu durumda davalı vekilinin davanın süresi içinde açılmadığına ilişkin itirazının yerinde olmadığı, davacı tarafça ek tazminat davası açıldıktan sonra dava dışı borçlu L.... adına kayıtlı bulunan satışa konu taşınmaza davalı lehine 29.12.2004 tarihinde 65.000,00 TL bedel ile ipotek tesis edildiği, davalı tarafça ipotek tesisine dayanak olabilecek inandırıcı bir kayıt veya belge sunulmadığı, davalının ipotek tesis edildiği tarihte vergi mükellefi olmasına karşın, vergi dairesi müdürlüğüne vermiş olduğu gelir vergisi beyannamelerindeki kazanç ile ipotek tesis bedelinin örtüşmediği, başka bir ifadeyle davalı asilin o tarihte ekonomik durum itibariyle böyle bir miktarı borç verebilecek durumunun bulunmadığı, bağımsız bölüm üzerinde 2004 yılında ipotek tesis edilmesine karşın, ipotek alacaklısı tarafından alacağının tahsili konusunda herhangi bir usulü işlem yapılmadığı, davalı lehine 65.000,00 TL bedel ile tesis edilen ipoteğin muvazaalı olduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.