Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6307 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4250 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 26. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 12/04/2012NUMARASI : 2011/178-2012/64Taraflar arasındaki tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, davalı kooperatif tarafından davacıya isabet etmiş bulunan bağımsız bölümün tesliminin yapılmadığını, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 01.06.2010 tarih ve 2009/498 E., 2010/275 K. sayılı ilamı ile, aynı taşınmaz ile ilgili olarak davacının yoksun kalınan kira geliri talebi bakımından fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 1.000,00 TL tazminat talebinin kabulüne karar verildiğini, söz konusu dosyada alınan bilirkişi raporunda tespit edilen kira gelirinin toplam 7.300,00 TL olduğunu, kabul edilen 1.000,00 TL dışındaki 6.300,00 TL 'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğini, diğer yandan o davanın tarihi olan 01.05.2003 tarihinden bu yana toplam 50.000,00 TL'lik yoksun kalınan kira gelirinin ayrıca hüküm altına alınması gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 6.300,00 TL'nin 01.05.2003 tarihinden yasal faizi ile birlikte ayrıca bu tarihten işbu dava tarihine kadar toplam 50.000,00 TL kira geliri tazminatının yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'ndeki davada taşınmazın rayiç bedeli ile birlikte fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 1.000,00 TL'lik yoksun kalınan kira bedeline hükmedilmiş ve bu karar Yargıtay onamasından geçerek kesinleşmiş ise de yapılan değerlendirmede davacının 2000 yılından bu yana yaklaşık 10 yıllık zaman geçtikten sonra dahi fiilen varlığı saptanamayan ancak kayden mevcut olan davalı kooperatif aleyhine kira yoksunluğunu belirterek tazminat talep etmesinin adalet duygusu ve hakkaniyet ile bağdaşmadığı, genel ilkeden hareketle müspet ve menfi zararın birlikte istenemeyeceği kuralı nazara alınarak ve davacının kesinleşen mahkeme kararı uyarınca müspet tazminatını elde ettiği kabul edilmekle artık menfi zarara ilişkin talepte bulunamayacağı, davacının, villanın yıkılmış olduğunu bildiği, rayiç bedelinin tespiti için girişimde bulunduğu ve Büyükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi'nce bu konuda tespit yapıldığı, yasa gereğince davacının müspet zararı istediği durumda menfi zararını isteme olanağı bulunmadığı, işbu davanın konusu menfi zarar kapsamındaki yoksun kalınan kira bedeli olduğu, aksi bir düşünceye kanaat getirildiğinde davacının ömür boyu davalıdan kira talep etmesinin kabul edilmesi sonucu çıkacağı, bunun ise adalet duygusuna ve kanun maddelerine uygun düşmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, kira tazminatının tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, Borçlar Kanunu hükümlerine göre müspet zarar ile menfi zarara aynı zamanda hükmedilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de davacının davalı kooperatifin ortağı olduğu anlaşıldığına göre somut uyuşmazlığa özel nitelikteki 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanmalıdır.Bu durumda, mahkemece, aynı taraflar arasındaki İstanbul 23. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/219 E., 2013/87 K. sayılı dosyasında, daha önce taleple bağlı kalınarak kira bedeline hükmedildiği ve bu hüküm daha önce kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, işbu davada ise davacı tarafça daha önceki davada saklı tutulan kira bedelinin talep edildiği, davalı tarafça zamanaşımı def'inde bulunulmadığı ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesindeki eşitlik ilkesi çerçevesinde kira tazminatını ilke olarak hak ettiği gözetilerek, davacının kira tazminatı miktarına yönelik bilirkişi raporuna itirazları da değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eser sözleşmesi ile ilgili olduğu anlaşılan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin somut olaya uygun düşmeyen bozma ilamı dikkate alınarak, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.