Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 63 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6550 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali ve tazminat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatif tarafından ihtarname tebliğ edilmeden ve eksikliklerin giderilmesi için süre verilmeden 12.05.2006 tarihinde ihraç kararı verildiğini, ayrıca çalışmasının fiilen engellenmesi nedeniyle zarar gördüğünü ileri sürerek, ihraç kararının iptali ile 10.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında davasını ıslah ederek talebini 47.505,00 TL'ye arttırmıştır.Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, uyulan YHGK bozma ilamı doğrultusunda, ihraç kararının usulsüz olduğu, davacının ihraç tarihi ile dava tarihi arasında Karahayıt-Denizli hattında minibüs taşımacılığı yapan davalı kooperatifte çalıştırılmamasından dolayı gelirden mahrum kalarak zarara uğradığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile ihraç kararının iptaline, 2.520,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Tarafların tüm delilleri toplanıp, inceledikten ve son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, HMK'nın 298/3 ncü (HUMK'un 388 nci ) maddesi uyarınca kararı, gerekçesi ile birlikte yazması ve hüküm sonucunu HMK'nın 294/3'ncü (HUMK'un 389 ncu) maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır. Ne var ki, uygulamada HMK'nın 294/4 ncü (HUMK'un 381/son) fıkra hükmüne dayanılarak zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucu tutanağa geçirilip, tefhim edilmekle, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.İşte bu gibi hallerde, HMK'nın 294/3 ncü (HUMK'un 389 ncu) maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara uygun olarak gerekçeli kararın yazılması zorunludur. Esasen, kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan el çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak bulunmamaktadır. HMK'nın 298/2'nci maddesinde, gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili ya da farklı olması, yargılamanın aleniyetine, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasa'nın 141 nci maddesi ile HMK'nın ve HUMK'nın yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca, anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksi düşünce ve uygulama yargının, yargıcın ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile bağdaşmaz.Somut olayda, kısa kararda ihraç kararının iptali talebi ile ilgili bir karar verilmemiş olmasına karşın, gerekçeli kararda ihraç kararının iptaline karar verilmiş olup, kısa ve gerekçeli karar arasında farklılık ve çelişki yaratılmıştır. Bu durumda, 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme kararı çerçevesinde, mahkemece, kısa karar ile bağlı kalınmadan, yeni bir kısa ve buna uygun gerekçeli karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.2-Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.