MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 01/04/2015NUMARASI : 2014/1005-2015/230Taraflar arasındaki genel kurul kararının batıl olduğunun tespiti, olmazsa iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatifin 17.06.2014 tarihinde yapılan genel kurulunda, mülkiyeti kooperatife ait olan taşınmazların 29.267 m²'lik kısmı ile ilgili olarak A Gayrımenkul M. Turizm İnş. Tic. Ltd. Şti. ile ipotek ve teminat karşılığı olmak üzere 244 adet, net alanı 62 m² yaklaşık brüt 75 m², toplam genel brüt alanı yaklaşık 85 m² olan 1+1 dairenin kooperatife verilmesi karşılığını içeren arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması için yönetim kuruluna yetki verildiğini, genel kurulun bu kararının kooperatife ait taşınmazın satışına yönelik olduğunu, satışta takip edilecek usulün ve imalat ve inşaat işlerinin yaptırılması yönteminin belirlenmesi yetkilerinin yönetim kuruluna devredilmesi sonucunu doğuracak nitelikte olduğunu, bu nedenle Kooperatifler Kanunu'nun emredici nitelikteki 42/2. maddesinin 6 ve 7. bentlerine aykırı olduğunu ileri sürerek, 17.06.2014 tarihli genel kurul kararının 10 ve 11. gündem maddelerinin mutlak butlan ile batıl olduğunun tespitine, talebin kabul görmemesi halinde iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının muhalefet şerhinin usulüne uygun olmadığını, genel kurul kararının kanuna ve anasözleşmeye uygun olduğunu, kooperatifin 1967 yılında işyeri kurma kooperatifi olarak kurulduğunu, tüm üyelerini işyeri sahibi yaptıktan sonra amaç ve tür değiştirerek işletme kooperatifi haline geldiğini, inşaat yapmak ve yaptırmanın amaçlarından biri haline geldiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; Kooperatifler Kanunu'nun 42. maddesi gereğince taşınmaz alımında azami taşınmaz bedelinin, kooperatife ait taşınmaz satışında ise asgari satış bedelinin genel kurulca belirlenmesi gerektiği, ancak genel kurulca bu belirlenmediği gibi yaptırılacak inşaatın yönteminin de belirlenmediği, kooperatifin faaliyeti için arsa ihtiyacı bulunup bulunmadığı ile miktarının da belirtilmediği, yükleniciye verilecek azami arsa payı ile buna karşı alınacak bağımsız bölüm sayısının belirtilmesi gerektiği, kararda daire sayısı belirtildiği halde arsa payının oranının belirlenmediği, bu yönüyle genel kurul kararının kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğu gerekçesiyle, kooperatif genel kurulunun 17.06.2014 tarihli kararının 10 ve 11. maddelerinin geçersiz olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, 17.06.2014 tarihli genel kurul kararının 10 ve 11. maddelerinin geçersiz olduğunun tespiti, mümkün olmadığı takdirde iptali istemine ilişkindir.Dava konusu genel kurulun birleştirilerek görüşülen 10 ve 11. maddelerinde, kooperatife ait olan Zeytinburnu ilçesi, Nakliyeciler Sitesi, . ada 1, 9, 21 ve 27 nolu parseller; . ada 1, 7, 25 ve 33 nolu parseller; . ada 1, 8, 26 ve 32 nolu parseller; 3245 ada 1, 9, 25 ve 33 nolu parseller;. ada 1, 11, 27 ve 34 nolu parseller; . ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 , 11, 12, 26 ve 34 nolu parseller; . ada 1, 2, 3, 4, 5, 6, 8, 25 ve 33 nolu parseller; 3249 ada 1 nolu parsel; 3250 ada 1, 2 ve 3 nolu parsellerden ibaret olan, toplam 29.267 m² yüzölçümlü arazinin A. Gayrımenkul M. Tur. İnş. Tic. Ltd. Şti. ile ipotek mukabili ve teminat karşılığı olmak üzere, 244 adet, net alanı 62 m², yaklaşık brüt 75 m², yaklaşık toplam genel brüt alanı 85 m² olan 1+1 dairenin kooperatife verilmesi karşılığını içerir bir arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması için yönetim kuruluna yetki verilmesi ve bu yetki kapsamında tapuda yapılacak işlemlerde tapu kayıtlarında vergi değeri üzerinden harç ödenmesi hususuna oy çokluğu ile karar verildiği, davacı M.E. S.r'ın muhalefet şerhi koyduğu ve davanın 1 aylık hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 42/2. fıkranın 6. ve 7. bentleri ile anasözleşmenin 23/1. fıkranın 8 ve 9. bentlerine göre, gayrimenkul alım ve satımında takip edilecek usul ile alınacak gayrimenkulün yerini, niteliğini ve azami fiyatını, satılacak gayrimenkulün asgari fiyatını ve inşaat işlerini yaptırma yöntemini kararlaştırmanın genel kurulun yetkileri kapsamında olduğu, dava konusu kararda verilecek olan arsanın oranının belirtilmediği, inşaatın yaptırılma yönteminin tespit edilmediği, arsa ihtiyacı bulunup bulunmadığı ile miktarının belirtilmediği gerekçesiyle, 10 ve 11 numaralı gündem maddelerinin geçersizliğinin tespitine karar verilmiştir. Oysa, dava konusu kararda arsaların toplam yüzölçümü ve arsa sahibi olduğu anlaşılan kooperatife kalacak olan dairelerin sayısı kararlaştırıldığından bedeli arsa payı olarak kararlaştırılan inşaat sözleşmesinde yükleniciye isabet edecek dairelerin arsa payları belirlenebileceğinden, verilen yetkinin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun ve anasözleşmenin anılan hükümlerine uygun olduğunun, bu nedenle de dava konusu genel kurul kararının iptali kabil nitelikte olduğunun kabulü gerekmekte olup, mahkemenin aksi yöndeki gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Öte yandan, mahkemece davacının muhalefet beyanı şerhinin bulunmadığı kabul edilmiştir. Oysa, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53 ve anasözleşmesinin 38. maddesinde iptali kabil kararların iptali davası açma koşullarından biri de ''toplantıda hazır bulunanların kararlara aykırı kalarak, keyfiyeti tutanağa geçirtmek'' olarak ifade edilmiş olup, anasözleşmenin ''Genel Kurul Tutanağı'' başlıklı 39. maddesinde Genel Kurul Tutanağı'nın muhalif kalanların muhalefet sebeplerini de içermesi gerektiği öngörülmüş ise de, bu hükümle anılan 53 ve 38. madde hükümlerinde aranan muhalefet şerhinin içeriğinde tereddüte düşülmemesi bakımından ''gerekçenin'' tutanakta yer alması gerektiğine işaret edilmiştir. 53 ve 38. maddelerde kullanılan ''keyfiyetin tutanağa geçirilmesi'' ifadesi karşısında, muhalefet şerhinin mutlaka gerekçeli olması şart olmayıp, muhalefet iradesinin tutanaktan anlaşılması yeterlidir. Dairemizin 01.03.2012 tarihli 2011/3572 E., 2012/1590 K; 05.03.2012 tarih ve 2011/2654 E., 2012/1628 K; 16.09.2014 tarih ve 2404 E., 5673 K. sayılı ilamları da bu yöndedir. YHGK'nın 20.12.2013 tarih ve 23-121 E, 1674 K. sayılı ilamında, '' Kooperatif genel kurul kararlarına karşı dava açabilecek pay sahipleri ve diğer kişilerin muhalefet ettikleri kararlara karşı muhalefet ettiklerini tutanağa geçirtmeleri yeterli olup, ayrıca bir de muhalefet gerekçelerini yazdırmaları veya ayrı bir muhalefet şerhi içeren dilekçe vermeleri gibi bir zorunluluk aranmamaktadır. Kaldı ki, böyle bir şartın aranmasının hak arama özgürlüğünü zorlaştıracağında kuşku bulunmamaktadır.'' anlatımına yer verilmiştir.Somut olayda, davacının gerekçesini açıklamamakla birlikte karara karşı olduğunu belirten ve tutanağa geçen beyanının oylama sonrasında ve oylama sonucuna yönelik olması ve muhalefet iradesini yansıtması nedeniyle muhalefet şerhi olarak kabulü gerekir. Davacı tarafça muhalif kalındığı ve davanın süresinde açıldığı anlaşıldığından, mahkemece, dava konusu kararın yasaya ve anasözleşmeye uygun olduğu gözetilerek, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca iptal nedenlerinden diğeri olan iyiniyet kurallarına uygun olup olmadığı yönünden incelenmesi gerekir. Bu durumda mahkemece uzman bilirkişi kurulu refakatinde mahallinde keşif ve inceleme yapılarak, davalı tarafça arsaların henüz imar parseli olmadığının, arsaların dağınık halde olduğunun, projesinin belli olmadığının ve bu aşamada belli bir oran belirlemenin mümkün olmadığının da savunulduğu gözetilerek, taşınmazların tevhidi, imara dönüşmesi ve imara göre proje çizilmesi sonrasında; arsa payı karşılığı inşaat yapılması durumunda bölgede arsa sahibi ve yüklenici arasında hangi paylaşım oranının uygulanabileceği, arsa sahibine kaç daire isabet edeceği, dava konusu kararda geçen paylaşımın arsa sahibi davalı kooperatifin yararına olup olmadığı, sonuç olarak dava konusu kararların iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığı konularında rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.