Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6031 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10983 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 25. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/09/2014NUMARASI : 2013/1207-2014/348Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında müvekkiline bağlı Haydarpaşa Kreş ve Gündüz Bakımevi Müdürlüğü'nde kreş hizmeti verilmesi konusunda sözleşme imzalandığını, bu sözleşme süresince davalının çalıştırdığı bakıcı anne Tu. A.'nın kıdem tazminatı alacağı için müvekkili ve davalı aleyhine açtığı davanın kabul edilmesi sonucunda, müvekkilinin icra dosyasına 8.868,84 TL ödeme yaptığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince yapılan ödemeden davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, yapılan ödemenin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı temsilcisi, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince istihdam edilen işçilerin işçilik haklarından davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 8.868,84 TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.Kararı, davalı temsilcisi temyiz etmiştir.1) Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 1/1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi, kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkindir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesinde, mülga 6762 sayılı TTK'da olduğu gibi her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu düzenlenmiştir. 28.10.1984 tarihli ve 18559 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü (TCDD) Ana Statüsü'nün 3. maddesine göre davacı özel hukuk hükümlerine tabidir. Yine, 08.06.1984 tarihli ve 233 sayılı KHK'nin 4. maddesinde KİK'larının özel hukuk hükümlerine tabi oldukları belirtilmiştir. 6102 sayılı TTK'nın 16. maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlarının tacir sayılacağı belirtilmiştir. Taraflar arasında yapılan hizmet sözleşmesi, her iki tarafın ticari işletmesini de ilgilendirmektedir. Bu bilgiler ışığında, taraflar tacir olup, dava, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK'nın 4. maddesi uyarınca nispi ticari dava niteliğindedir. TTK'nın 5/1. maddesi gereğince davaya bakmakla görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkmesi olup, TTK'nın 5/3. maddesi gereğince Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu hususu gözetilerek mahkemenin görevsizliği nedeniyle davanın, dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde esasa girilerek hüküm kurulması doğru olmamış, bu nedenle kararın resen bozulması gerekmiştir. 2) Bozma nedenine göre, davalı temsilcisinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bendde açıklanan nedenlerle, kararın resen BOZULMASINA, (2) numaralı bendde açıklanan nedenlerle, davalı temsilcisinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.