Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5927 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 4388 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Gebze 4. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/11/2014NUMARASI : 2013/276-2014/539Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinden ihraç kararının hükümsüzlüğünün tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı, Darıca ilçesi Bağlarbaşı Mahallesi 1980 ada 13 parsel üzerindeki davalı kooperatife ait güney bodrum daireyi S.S. S. Yapı Kooperatifi'nin 09.12.1988 tarihli kararı ile Gebze 4. Noterliği'nin 14.12.1998 tarih ve 08391 yevmiye no'lu Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi Sözleşmesi ile anahtar teslim olarak satın aldığını, daha sonra 27.01.2004 tarihli protokol ile 1999 depremi sonrasında güçlendirme bedeli de ödediğini, davalı kooperatifin Gebze 3. Noterliğinden 24.09.2012 tarihli ihtarnameyi göndererek borç bakiyesi çıkartarak ödemesini istediğini, oysa kendisinin kooperatif üyesi olmadığını, davalı satıcıdan konut satın alan alıcı durumunda olduğunu, borçlu bulunmadığını, davalı kooperatifin ödeme yapmaması üzerine üye imiş gibi kooperatiften ihraç kararı aldığını ileri sürerek, davalı kooperatifin vermiş olduğu ihraç kararının hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacıya halen ikamet ettiği dairenin satıldığını ve satış yoluyla da davacının kooperatif üyesi olduğunu, yükümlülüklerini yerine getirmediğinden 1163 sayılı Yasa'nın 27. maddesi çerçevesinde işlem yapılarak davalının ihraç edildiğini, ihraç kararının kesinleştiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı kooperatiften daire satın almak amacı ile davalı kooperatif ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yaptığı, bunun kooperatif açısından hukuksal niteliği ortaklık dışı işlem olduğu, davacı ile kooperatif arasındaki ilişkinin sözleşme ilişkisi olduğu, 1999 yılında gerçekleşen deprem sonrasında binanın hasar görmesi üzerine işlemlerin tek elden gerçekleşmesi, tüm dairelerin bu arada davacının satın alma vaadi ile kendisine tahsis edilmiş olan dairenin de hasar nedeni ile verilen yardım ve destekten yararlanması için kooperatif üyesi olarak gösterilmesi yoluna gidildiği, üye olarak işlem görmediği ve oturuma konu taşınmaz halen tapuda arsa olarak kayıtlı olduğu için dava da kendini ilgilendiren bina ile ilgili yönetim kurullarına katılmak için üye gibi işlem görmeye devam ettiği, bu durumda davacı ile kooperatif arasındaki görünüşteki üyelik ilişkisinin geçerli olup olmadığını irdelemek gerektiği, peşin para ile kooperatiften daire satın alan kişi hayatın normal akışında üye gibi işlem görmek istemesinin akla yatkın olmadığı, davalının kooperatife üye olma iradesini gösteren bir delilin dosyada bulunmadığı, bu durumda davacının kooperatif üyesi sayılmasının muvazaalı işlem niteliğinde olduğu, davacının kooperatife üye olma niyeti, davalı kooperatifin de onu üye olarak benimseme iradesi bulunmadığından davacının kooperatif üyesi olmadığı, kooperatiften gayrimenkul satış vaadi ile daire satın alan kişi konumunda olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, davacı M.. K.. ile davalı S.S. Sistem Yapı Kooperatifi arasındaki ilişki taşınmaz satış vaadi ile daire satın alan kişi konumunda olduğundan kooperatif üyelik ihraç işleminin hükümsüz olduğunun tespitine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının hükümsüzlüğünün tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece davacının başlangıçtan beri kooperatif üyesi olmayıp, kooperatiften taşınmaz satış vaadi ile daire satın alan kişi olduğundan bahisle üyelikten ihraç kararının hükümsüz olduğuna ilişkin karar verilmiş ise de; Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme, keza alınan ve karara esas teşkil eden bilirkişi raporları hüküm vermeye elverişli olmayıp, eksik incelemeye dayalı ve yetersizdir. Buna göre mahkemece kooperatife ait tüm kayıt, defter ve belgeler ile ilgili yönetim ve genel kurul kararları ile tutanaklar getirtilip, taşınmazı satın alma sonrasında davacının kooperatife üye olarak kabul edilip edilmediğinin, genel kurullara katılıp katılmadığının, aidat ödeyip ödemediğinin belirlenmesi, üye olduğunun anlaşılması durumunda normal ya da peşin ödemeli ortak olup olmadığı hususlarının araştırılması, peşin ortaklık mevcut ise davacının genel idare ve alt yapı giderlerinden dolayı borcunun bulunup bulunmadığı, peşin ortaklık mevcut değil ise inşaat finansman giderleri dahil tüm aidat borcunun tespit edilmesi, bu doğrultuda hakkında verilen ihraç kararının geçerli olup olmadığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiş, hükmün bu doğrultuda bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.