MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 28/02/2014NUMARASI : 2012/864-2014/105Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yağılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacılar vekili, müvekkilleri arsa malikleri ile davalı yüklenici arasında 08.10.2010 tarihli düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve 24.03.2011 tarihli ek sözleşme imzalandığını, davalının, imar değişikliğinin beklenmesini bahane ederek işe başlamadığını, bir fazla kat yapmak için müvekkilinin oyalandığını ve bilgisizliğinden faydalanılarak sözleşmeye aleyhine olacak hükümlerin konduğunu ileri sürerek, taraflar arasındaki asıl ve ek sözleşmelerin feshini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, inşaatın 30 ay içinde bitirilmesi gerektiğini, sözleşme tarihinden itibaren dahi bu sürenin geçmediğini, kaldı ki yasal engellerin bulunması halinde bu sürenin uzayacağının sözleşmede açıkça belirtildiğini, parselin tam ortasından geçen enerji nakil hattının kaldırılması için imar müdürlüğü ve TEİAŞ'dan görüş sorduklarını, ayrıca inşaatın yapılacağı parsellerin tevhidi için de zaman kaybedildiğini, bunlarında inşaat süresine eklenmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; dava açılmadan önce davalı yükleniciye fesih bildiriminde bulunulmadığı, ruhsat alımı için belirlenen sürenin başlangıcının ek sözleşmede, ek sözleşme tarihi olarak belirlendiği, bu durumda, ruhsat alma süresinin 24.03.2012 tarihinde sona erdiği, dava bu tarihten sonra açılmışsa da avan projenin 14.09.2012 tarihinde onaylandığı, imar planında 17.04.2012 tarihinde tadilat meydana geldiği, yüklenicinin ilk sözleşmeden sonra 05.01.2011 tarihinde imar durumu almak için belediyeye başvurduğu, aynı gün TEİAŞ'tan da görüş sorulduğu, TEİAŞ'ın hat yaklaşım mesafelerini gün içinde bildirdiği, tevhit işlemlerinin 21.07.2011 tarihinde gerçekleştiği, parsellerin birleşmesinden 39 parselin oluştuğu, ifraz işlemleri için başvuru süresinin, bu işin prosedürü nazara alındığında normal sayılacağı, tevhit sonucu oluşan 39 nolu parsel için yeniden TEİAŞ görüşünün sorulması gerektiği ve bunun 2012 yılının başında gerçekleştiği ancak cevabın 29.05.2012 tarihinde verildiği, TEİAŞ cevabı beklenirken ruhsat süresinin dolduğu, idareden kaynaklanan bir gecikmenin söz konusu olduğu, yüklenicinin temerrüdünün elinde olmayan nedenlere dayandığı, davalının, TEİŞ'ın görüşünden sonra da makul sürede avan projeyi yapıp, belediyeye sunmuş olması nedeniyle sözleşmeden dönme şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir..1-Dava, arsa payı karşılığı inşaat asıl ve ek sözleşmelerin feshi istemine ilişkindir.TMK'nın 692. maddesi gereğince, paylı taşınmaz malın özgülendiği amacın değiştirilmesi, korumanın veya olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerine girişilmesi olağanüstü tasarruflardan sayıldığından, oybirliği ile aksi kararlaştırılmış olmadıkça, bütün paydaşların kabulüne bağlıdır. Sözleşmenin feshi ya da iptali davası da aynı madde uyarınca "olağanüstü tasarruf" niteliğindedir.Somut uyuşmazlıkta, dosya kapsamından davacılar ve dava dışı diğer arsa malikleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri yapıldığı anlaşılmaktadır. Sözleşme konusu olan taşınmazlar tevhit sonucu tek parsele dönüşmüş olup; taşınmazların tüm maliklerinin dava konusu edilen sözleşmelerde imzaları bulunduğu görülmektedir.Bu durumda, mahkemece, yukarıdaki ilkeler ışığında sözleşme konusu taşınmaz maliklerinin birlikte dava açmalarının zorunlu olduğu, sözleşmenin tarafı olan diğer arsa sahiplerinin davada zorunlu dava arkadaşı sıfatı bulunduğu dikkate alınarak, HMK'nın 59. ve 60. maddesi hükümleri de gözetilerek, davaya dahil edilmesi için davacı yana önel verilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra iddia ve savunma üzerinde durulup toplanan deliller çerçevesinde bir değerlendirme yapılarak uyuşmazlığın esasının incelenmesi, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, eksik taraf teşkili ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.2-Bozma nedenine göre, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re'sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.