MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 21/05/2014NUMARASI : 2013/304-2014/224Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortağı iken 06.01.2001 tarihinde istifa ettiğini, çıkma payı alacağının ödenmediğini, daha sonra Kasım 2006 tarihli protokol ile 12.513,47 TL asıl alacağın yanında, 2006 yılı hesap dönemi kapanış tarihi itibariyle ortaya çıkacak yasal borç miktarının ödenmesinin kararlaştırıldığını, davalının asıl alacak dışında ödemesi gereken bakiye yasal borcunu ödemediğini ileri sürerek, şimdilik 7.000,00 TL’nin temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bozma sonrası yargılama sırasında 25.09.2012 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 27.489,52 TL olarak artırmıştır.Davalı vekili, davacı alacağının tamamının ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki protokol ile davacıya ödenmesi gereken bedelin kararlaştırılarak ödendiği, davacı işlemiş faiz hakkını saklı tutmadan alacağını tahsil etiğinden BK’nın 113. maddesi gereği fer’i hakların sakıt olduğu, davacının uğradığı diğer zararları ispatlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine; Dairemizin 16.01.2012 gün 2011/4186 Esas, 2012/38 Karar sayılı ilamıyla; davacının, 21.07.2006 tarihli ihtarnamesi ile 12.513,47 TL’nın yasal faiziyle birlikte ödenmesini istediği, taraflar arasında yukarıda anılan ihtarnameden sonra düzenlendiği anlaşılan, Kasım 2006 tarihli protokolün 3. maddesi, davalı kooperatifin 12.513,47 TL’lık senedi, yükümlülüklerine karşılık davacıya vereceği, aynı protokolün 4. maddesi, 2006 hesap dönemi kapanış tarihi itibariyle ortaya çıkacak yasal borç miktarını yine bu tarihten itibaren en geç altı ay içerisinde eşit taksitler halinde ve senet karşılığı ödeyip, tasfiye ettiğinde işbu teminat senedinin davalı kooperatife iade edileceği hükmünü içermekte olup, bu koşulların dikkate alınması gerektiği, mahkemenin açıklanan gerekçesinin dosya kapsamına uygun düşmediği, zira davacının baştan beri temerrüt faizi talep ettiğini de kabul etmek gerektiği, bu durumda, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde inceleme yapılmak suretiyle oluşacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyizi üzerine, Dairemiz'in 01.04.2013 gün 2013/1486 Esas, 2013/2063 Karar sayılı ilamı ile, diğer temyiz itirazlarının reddi ile, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 17/1 ve anasözleşmenin 15/1 maddeleri ile taraflar arasındaki protokolün borcun 2006 yılı hesap dönemi itibariyle hesaplanacağına ilişkin 4. maddesi uyarınca, davacının işlemiş temerrüt faizi alacağının da 2006 yılı hesap dönemi itibariyle hesaplanması gerektiğinden, davacının istifa ettiği 2001 yılına ait bilançonun ve 2006 yılı hesap dönemine ait bilançonun 2002 ve 2007 yıllarında görüşüldüğü genel kurul tutanakları getirtilip, davacının alacağının 2001 yılına ait bilançoyu 2002 yılında görüşen ve onaylayarak kesinleştiren genel kuruldan bir ay sonra muaccel olduğu da dikkate alınarak, bu tarihten 2006 yılı bilançosunu 2007 yılında görüşüp, onaylayarak kesinleştiren genel kurula kadar davacının işlemiş olan temerrüt faizi alacağının miktarı ile ilgili ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması ve davacının talep ettiği alacak kaleminin faiz alacağı olduğu gözardı edilip, BK'nın 104/2. maddesi hükmüne aykırı olarak faize faiz işletilmesi sonucunu doğuracak şekilde, 27,489,52 TL faiz alacağına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin de doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının 18.841,50 TL faiz alacağı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 18.841,50 TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.30.05.2008 olan dava tarihinin, gerekçeli karar başlığında 26.06.2013 olarak yazılmış olması, HMK'nın 304. maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine veya re'sen her zaman düzeltilmesi mümkün maddi hata niteliğinde kabul edilmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine ve özellikle mahkemenin gerekçesindeki “Davalı tarafından ana para davacıya ödenmiştir. Davacı ise faize ilişkin hakkını saklı tuttuğunu beyan etmemiştir ve dava tarihi itibari ile de ana para borcu bitmiştir. Bu itibarla davacının faize ilişkin talepleri yerinde görülmemiştir.” paragrafının, mahkemenin Dairemizce bozulan 12.05.2010 tarihli kararından maddi hataya dayalı olarak alınmış bulunduğunun anlaşılmış olmasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.